bugün

2007 ilk atama döneminin cuma günü 12 de bitip cumartesi açıklanacağı.Ve öğretmen adaylarının yüzde 95 inin hemen hemen doğuya gönderileceği atamalar..
2007 şubat atamalarında öğretmen adaylarını şok etmiş atamalardır. çoğu arkadaşım ben şimdi ne edecem diye hayıflanmaktadır. nedeni de şudur ki beklenen yerlerin çoğunda yer açılmamıştır.
22.08.2007* saat 11:00 itibariyle milli eğitim bakanımızın bir düğmeye basarak gerçekleştireceği, sabırsızlıkla beklenen andır.*
520 ilköğretim matematik öğretmeni atanırken 1000 ingilizce öğretmeni atanması.

bilim dili matematik mi ingilizce mi sorusunu akıllara getirmesi dileğiyle.
geçen sene 21 ağustosta açıklanmasına karşın bu sene hükümette paralar suyunu çektiği için mümkün olduğu kadar geç açıklanacak olan hede.

tayyip baktı seçim yatırımı, kömür, buğday derken paralar nanay ee o zaman nerden kısacak? ilk iş memuruslar! okullar nasılsa 20 eylülden sonra açılıyor ben niye bu öğretmenenleri ağustosun 20 sinde atayıp yarım maaş fazladan vereyim ki dedi. atıyacak gül gibi 15 eylülde normal maaşı dayıcak!

bunlar şark kurnazı hemeşerim!
önümüzdeki günlerde beklenen bi atamadır ama atama yok boşuna girdiniz kpss ye denirse de şaşırılmaması gereken bi durumdur. bu hükümetten her b..k beklenir.
(bkz: kpss 2009)
(bkz: kpss sonuçları)
(bkz: atama yok)
devletin, ihtiyaç olan branşlara ilk atama yoluyla öğretmen almasıdır. ilk atama dışında, isteğe bağlı yer değiştirme, zorunlu atama, özür grubu ataması gibi çeşitleri vardır. takvim olarak ilk atama en sona bırakılır ki görülen noktalardaki eksiklikler tamamlanabilsin.

ilk atamayla gittiğim köyde karşılaştığım yaşlı amcalardan biri bana dönerek, 'sen o 30 binden biri misin?' demişti. ben de gençliğin verdiği heyecanla 'evet amca siz de 70 milyondan biri olmalısınız.' diyerek kötü karşılamaya kendimce katkıda bulunmuştum. işte öğretmen atamaları böyle, kimi nereye ve neye attığımız baştan pek belli olmuyor. ama gitmek lazım, idealist olmak lazım deyip olumsuzlukları görmezden geliyoruz.
(bkz: nimet bizi discoya götür)
kimisinin -siz anlam veremeseniz de- yüreğini hop hop ettirir ki, sevdiceğim atanıp da nereye gidecek, izini kaybedecek miyim diye. of ulan dünya sen neymişsin be!
davasa bir sorun haline gelmiştir. akp m.vekili yüksel özden'in dahi ''310 bin öğretmen acığı var'' acıklamasından sonra, sorunun vahameti kabul edilmiş oldu. yüz binlerce öğretmen işsiz, dershanelerin vicdanına bırakılmış durumda ve müjde duyurularıyla yapılan atamalar ne yazık ki ciddiyetten uzak. her fırsatta öğretmenliğin kutsallığından dem vuran kurumlar, bu sorunu içinde cıkılmaz bir hale sokmaktadırlar. öğretmensiz okullar, kalabalık sınıflar v.s şikayetleri hergün duyulurken, eğitime gösterilen bu ilgisizliğin bir anlamda göstergesi olmaktadır bu sorun ve acil çözüm beklemektedir.
binlerce öğretmen adayının açıkta kaldığı durumdur.
eğitim fakülteli insanların her sene bir heyecanla bekleyip,hüsrana uğradıkları olaydır.madem atama yapamayacaksa,neden bu kadar öğrenciyi fakültelere doldurup,her sene kontenjan artırır,onu da anlamak mümkün değildir.her mesleğin bir saygınlığı vardır,fakat herkes kendi mesleğini yapmalıdır.emeğe saygımız sonsuzdur,fakat herkes kendi hayallerinin emeğini vermelidir.
mesleğimizden soğutmaya çalışan, olmayan atamalardır. öğretmenlerin mesleği yerine başka işlerde çalışmalarını sağlayan atamalar.
bunun böyle olacağını bilsem, ne öğretmen lisesi okurdum ne eğitim fakültesi. başka bir meslek edinmeye bakardım.
bol bol dualarımı alıyorlar sağolsunlar yöneticiler.
her sene öğretmenlerimize hüsran yaşatan olaydır.

malum doğu hizmeti denen bir kavram var ülkede. bu sene bir af çıktı; 5 sene olan doğu hizmetine gitmeyen öğretmenlere yönelik. 3 senedir ücra bir kasabada doğu hizmetini tamamlamaya uğraşan ve büyük merkezlere gelmenin hayalini kuran öğretmenler ise, 3 senedir orada boş yere çile çekmiş durumda kaldılar bir anda.

bu ülkede insanların kaderleriyle oynamak o kadar kolay ki...
binlerce adaya psikolojik travma yaşatan, acınası vakadır. acil çözüm beklemektedir çözülmezse toplu intahar ve cinnet vakalarına sebep olması kuvvetle muhtemeldir.
2010 kpss ile hiç olan atamalardır. binlerce kişinin neyi beklediği de kimsenin umurunda değildir.3bin piç yüzünden namusuyla puanını almış adayların hakkının heder olması sonucuna doğru gitmektedir. koca bir yıl dişini tırnağına tak, üçüncü senende tercih yapma hakkı, atanma umudu yaşa ve herşey atamadan bir gün önce boka sarsın. olay bu işte.
gündemdeki yerini kaybetmiş, yapılmayan atamalardır. soruşturmanin ne zaman son bulacağına dair hiç bir açıklama yoktur. bu sınava umut bağlayan binlerce yeni mezunu bilgisayar başına mahkum etmiştir.
görsel
(bkz: bu da mı gol değil)
bu konuda söylenenleri duyunca bişey demiyeyim diyorum ama olmuyor. bi öğretmenler atan(a)mıyor lafı var ki ortalıkta dönüp duruyor.

demek ki öğretmen açığı yokta atanma yapılmıyor. öğretmen ihtiyaçı olduğunda zaten atanma yapılır.

bu ülkede sadece öğretmenlerin mi sorunu var her zaman ortalıkta bu muhabbet dönüyor.

o zaman üniversiteyi bitirip kpssden belli bir puan alan herkes atansın olur mu böyle bir mantık.

bizlerin zaten hiçbir sorunu yok bu ülkede tek dert öğretmenlerin atanmaması.

tabi ya ne de olsa öğretmenlik dışında tüm üniversite mezunları iş buluyor zaten onların böyle sorunları yok.
http://www.trthaber.com/h...tama-tarihleri-53567.html
Habire rekor atama yapiyoruz yapacagiz muhabbeti yapan bakanlardan biktik. Arkadasim kac ogretmen atayacagin umrumda degil. Genel sayi verme bana. Benim bransimdan kac kisi atiyorsun onu soyle. 2binden fazla ingilizce 5 bin din kültürü atamasi yapilirken 350 resim 500 muzik atarsan olmaz.
son günlerde twitterde çok sık rastladığım olay. adamlar şubatta eğitimin geleceği için, kalkınma için, başarı için falan 40 bin atama olması görüşünde birleşmişler. yazılanları biraz okuduktan sonra farklı duygular yaşadım. ve anladım ki böyle giderse bizim eğitim sistemimizden hiçbir bok olmaz.
bizi öğrencilerimizle buluşturun, biz bunun eğitimini aldık, öğretmen olmak için doğduk, ancak siz utanmazlar bize öğretmenlik yaptırmıyorsunuz, ülkeye lanet olsun, sisteme lanet olsun falan gibi argümanlarla twitlerini atıyorlar.

teknik olarak dünya üzerinde bir sürü meslek olsa da tartışacağım tek bir meslek öğretmenliktir. çünkü en fazla kutsiyet yüklediğim meslektir öğretmenlik. asla baside alınmayacak kadar önemlidir, üzerinde ince elenip sık dokunması gerekir. çünkü bütün nesillerin yollarına yön verecek en temel kişilerdir.

gelelim hali hazırdaki öğretmenlerimize. inanılmaz kalitesiz bir eğitim kadrosu var. bunda direkt öğretmenleri de suçlamıyorum tabi çünkü onlarda sistemin getirdiği kişiler. liseden sonra buna öğretmenliği yaz, sırtını devlete dayarsın, 3 ay tatili de var, parası da iyi emekli olur gidersin gibi basit bir vizyonsuzlukla eğtim fakültelerini yazdırıyorlar. bunlarda 4-5-6 sene neyse okuyup mezun olup hemen öğretmen olmak istiyorlar. atanamayınca da vay şöyle vay böyle.

adama sorarlar önce:

mevcut sistemdeki öğretmenler bile çok kalitesizken sen onların da gerisine kalmışsın, atanamamışsın. o zaman neyine güvenip ıvır zıvır ediyorsun.

ayrıca neden 40 bin, insana sorarlar bunun niteliği nedir diye. hani kalite, vizyon. tabi hiç önemli değil sizin için onlar. doğu da olsa atanayım nasıl olsa eş durumundan gelirim iki seneye, arabamı da alırım falan gibi düşüncelerden dolayı başka bir vizyn yok.

idealizm nerde? öğretmen dediğin idealist olmalı ki nesillere bir vizyon açabilsin. onların düşüncelerini, düşünme yetilerini güçlendirebilsin. ama bizim öğretmenlerimize bakıyorum, kendisi düşünemiyor ki öğrenciye bir faydası olsun.

demin kaliteden bahsettik bir daha dönelim. öğretmen dediğin sadece branşını bilir başka şeylerden bir haberdir demek yanlış olur. öğrencilerle içiiçe olunn interaktif bir platformdur okullar ve öğretmenlerin bir çok şey hakkında malumatları olmalı, kısaca donanımlı olmalıdırlar. öğrencilik yıllarımda bir sürü eğitim fakültesinden arkadaşlarla tanıştım daha iki kelime ingilizceyi bir araya getiremeyen insanlardı ki ben bir öğretmenin yabancı dil bilmesini kesinlikle savunan birisiyim. kendi tarihinden, çevresinde dönen olaylardan, dünyadaki gelişmelerden zerre haberi olmayan öğretmenler tanıyorum, akrabalarımda dahil buna. hiç mi vizcanınız sızlamıyor bu şekilde meslek hayatına devam edip de hala az para alıyorum, sistem kötü yahu demeye falan?

neyse lafın özü, ben niye atanamıyorum diye ağlamayın. önce biraz nieliğinizi yukarı çıkartmaya çalışın, ne bileyim bi ingilizce falan öğrenin, dünyadan, tarihten, türkiyeden falan haberiniz olsun. idealist olun, vizyon geliştirin, nesillere gerçekten her şartlarda yararlı olabileceğinize inanın, sonra gelin biz de destek çıkalım size ancak sırf işim olsun, götümü devlete dayayayım diye atama türküsü çığırmayın çok itici oluyorsunuz.

birileri bu eleştirileri getirdiği zamanda ya işte biz sizin evinizde bakamadığınız çocuklarınızı çekiyoruz da, sen ikisine bakamazken biz onların 40 tanesine akıyoruz da diyerek argüman üretiyorlar. ancak filmi başa sarınca da biz öğretmen olmak için yetiştirildik diyorlar.

hukuk olmazsa, pdr o da olmazsa sınıf öğretmenliği hiç olmadı fen edebiyattan falan gider öğretmennolurum mantığı hala değişmedi.

bir de durum özeti köşe yazısı ekleyeyim. az çok duygularıma tercüman olmıuş sevgili taha akyol: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25377009.asp

bu sistem böyle devam ettiği sürece bizim öğretmenlerimizin yüzde 50'den fazlası böyle andaval olacak işte. gerçek bir örnek öğretmen diyeceğimiz kesim %15 i geçmeyecek.

bununla ilgili yapılacak olan kafamda bir kaç reform var, onları da sonra yazacağım. ancak şimdilik bu kadar.

ne zamanki eğitim fakülteleri ayrı bir alem olup gerçek öğretmen yetiştirmeye başlar, o zaman geleceğe bakışımız aydınlanır.
biz size atamayın demiyoruz hobi olarak yine atayın ama bir 2 yıl sonra atayın da o çemberin içine bende ve benim gibi eğitim fakültesi öğrencileri de girebilsin be cancağızım. **
politika malzemesi yapilmamasi gereken abartili durumdur.