en bahtsız duygunun hayvanıdır kendisi. bir heves alınan bu sevimli mi sevimli canlılar * ben daha * çeşitli zorlu süreçlerden geçerek hayatta kalmaya çalışırlar.

evcil canlımız * alınırken bir kutuplaşma oluşur. evdeki bir şahıs asla ve asla eve bir başka hayvan istememektedir. evin yeterince ahıra benzediğini, bizden ala hayvan olmayacağını itina ile yüzünüze vurur. fakat sonuç olarak hayvansever hayvanlar galip gelir ve canlı alınır.

öncelikle bu canlıya bir isim bulma sorunsalı yaşanır. bu ismin mümkün olduğu kadar saçma, dikkat çekici ve bir o kadar da bariz ve galiz küfürler çağrıştırıcı olması tercih sebebidir. bibik, sikke, amcit gibi gereksiz isimler gözdedir. biz burada bibik ismini uygun gördük.

ismi bibik olan, hayata resmen ve hükmen mağlup başlamış bu canlının artık sıcak bir yuvası ve kendisini her şeyden çok seven sahipleri vardır. sahipleri vardır demişken, bazen birden fazla sahip olması sevginin paylaşılması bu sebeple de evdeki ekosistemin bozulması demektir.

- lan, nerde godumunun kedisi?

+ ne bileyim lan, kedin varsa sahip çık.

- g.t herif, severken seviyorsun da bakmaya gelince çıt yok. sefa pezevengi seni.

öğrenci evinin genel havası olan diyet, içine çok sevilen bir canlının da girmesi ile anlam kazanıp adeta ölüm orucu kadar kutsal bir eyleme dönüşmektedir.

+ bibik' in maması bitmiş lan, sen alıversene bu sefer.

- başlarım be kedine, ben de para olsa kendime yemek alırdım.

+ ne kadar vicdansız bir denyosun!

- salak herif, o kadar dedim ev zaten ahır gibi diye. bu kediyi alacağımıza inek alsaydık şimdi yahni yapmıştık!

+ inek alma isteğinin altında yatan ne lan? öküz olman mı?

efendim entryme burada son verirkene, * canımızdan çok sevdiğimiz fakat bir türlü yeme şerefine nail olamadığımız evcil canlımıza selamlar eder, bizim gibi hayvanlar ile aynı evi paylaştığı için teşekkür ederiz.

not 1: panter emel' e falan haber vermeyin, olayları biraz abarttım.

not 2: küfürlü kısımlar için özür dilerim ama atmosferi yakalamak gerekiyordu.
6 aydır yıkanmamış olan tenceredir efenim. arada yürür, odaları gezer tenceremiz besleriz onu...
eski evimizde 3 gün besleyebildiğimiz canlı türüdür .
pek evcil olmasada kısa zamanda hepimizin sempatisini kazanmıştı murtaza . ekmek kırıntılarıyla özenle beslerdik derken o talihsiz gün gelip çattı . lanet olası doğum günü akşamı . evin kalabalık oluşundan kimsenin bastığı yere dikkat etmemesi kaçınılmazdı . ev boşalıp herkes gittikten sonra salonun köşesinde sessizce laminanta yapışmış çaresizce bakamadığı gördüğümüzde hiç siklememiştik kağıda sardık ve attık .
not : murtaza bir osuruk böceğidir .
(bkz: öğrenci)
(bkz: örümcekler)
(bkz: hamam böcekleri)
erkek arkadaştır hertürlü, evde kalan ögrenciler kız ögrencilerse de, ev erkek ögrencilerinse de yancılık yapan erkek arkadaştır, gitmek bilmez, para da vermez, yancıdır afedersin.
(bkz: ev arkadaşı)
zaman içerisinde bizlere uyarak vahşileşen mazlum hayvancıklar.ahmet olum bırak şu kediyi lan...
talihsiz, çilekeş evcil hayvandır. öğrenci kendine bakamazken bir de hayvana nasıl bakacak ? doğru düzgün bi' şey yiyemez, eve gelip giden arkadaşlar tarafından mıncıklanır sürekli ve de sahibinden yeterli ilgi göremez bu hayvanlar. acı içinde ölürler.*
ama bir de ilgi manyağı olmuş, sahibinin yemediği kadar kalite yiyecek yeme lüksüne sahip olanları vardır. diğer sınıfa oranla seyrek görülürler.
öğrenci evinde yaşamanın verdiği psikoloji ile değişmiş hayvandır.
bir zamanlar öğrenci evi dediğimiz yerde yaşayan insanların, ortam koşulları gereğince geçirdiği tersine evrimdir.
öğrenci milletinin elinde kobay olmuş, canlıdır. talebe arkadaşım, hayvan sevgisi çok başka şey.
makarnayla beslenmesi muhtemel hayvandır.
yıkanmayan tencerelerde yaşam ortamı kuran mantar,küf, parazit gibi canlılardır.
(bkz: öğrenci evindeki su kaplumbağası)
(bkz: öğrenci evindeki yarasa)
(bkz: öğrenci evi kedisi)
15 tatilde gelen kek ve börekleri kabından çıkarmayı unutup 5 ay boyunca her türlü hava koşuluna maruz bıraktığınızda kap içinde oluşacak populasyonun bireyleri. *