harcayabileceğinden daha çok efor sarfetmek.
akabinde çok para kazanmaya eş değer olması muhtemel eylem.
--spoiler--
Büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir
kırkında ölür
büyük insanlık.
--spoiler--
çalışma koşullarının kötülüğü nedeniyle
günde 8 saatten fazla
ve ağır şartlarda çalışmak.

çocukken,
babamdan bir kere duyduğum
bir daha da unutmadığım bir lafı yazar giderim:
"çalış çalış ananın amı bi' karış."
hey çocuk !
rahatla.
zaten dönüyo dünya,
ne bırakırsan bırak buraya,
ölüyon illa.
tıpçılar ve hukukçuların zorunda kalarak yaptığı eylem.
sanılanın aksine her zaman başarıya götürmeyen eylemler bütünüdür.
"Çok çalışmak değil, akıllı çalışmak sonuca götürür."
erdemlerin en özelidir.

life/work balance gibi saçmalıklarının arkasına sığınmayan, mert insanların yapacağı şeydir çok çalışmak. life/work meselesine en çok takan tipler genelde ikisinde de başarısız olanlarlar bence.

çalış arkadaşım, üret. çalışmanın verdiği hazzı seks dahi vermiyor.

son olarak:

go, live & prosper.
Çok çalıştıktan ve istediğimi başardıktan sonra üstüme gelen tembellik...
hayatında sorun olan insanların yaptığıdır. mesela patronum sırf karısıyla yüz yüze gelmemek için ofiste king oynar, müzik dinler ve telefonda "johhny'de yanımda, fiyat teklifi hazırlıyoruz" der.

edit: imla.
sosyal hayatta 1-0 geriden olmaktır.
türkiye gibi bir orta doğu devletinde ne kadar çalışırsan çalış emeğinin karşılığinı alamazsın.
Hep çok çalışıyorum. Ama bazen çok çalıştığım yine de işleri yetistiremediğim için sinirlerim bozuluyor. Şu an hiçbir problemim yok aslında ama işlerin yoğunluğundan sinirlerim laçka olmuş. Serviste hüngür hüngür ağlıyorum. Asaplar bozuk.
Nekadar gereksiz başlıklar açıyosun olum ya.