bugün

apartmanlara girip, giriş katındaki tüm şalterleri aynı anda indirip kaçmak.*
istekleri yerine gelmeyince kafayı duvara duvara vurmak, şiddete tekabül burun kemiğinin kırılması, yolda doktora götüren anne babaya hala lego uzay yolu alınacak diye çemkirmek.
kürtçe bir kelime ya da cümle duyunca saldırganlaşmak, "türkçe konuşun hüleyn" demek gibi abuklukları barındıran psikopatlıklar bütünüdür.
parklardan arı toplamak, sonra onların iğnesini çıkarmak(hayvan ölüyo tabi bu sırada) toplanan iğneleri bir kavanoza doldurmak, sonra hiç neden yokken kavanozu 5. kattan beton zemine atmak.

kardeşin en sevdiği peluş tavşanın kafasını kesmek sonra onun odasındaki lambaya bağlamak. sabah kardeşin bu durumu görmesi ve sinir krizi geçirmesi.
çöp konteynırının ağzında yiyecek aramak için domalmış kediyi aniden kuyruğundan yakalayıp yerden yere vurmak. ve akabinde hayvanın korkudan elinize işemesi. ***
kertenkele pesinde kosup, kuyruguna basmaya calismak.
kediyi kuyruğundan tutup kafanın üstüne çevirmek. gördüm biliyorum.
-annemin 'üst üste çok hap içersen ölürsün' sözünden yola çıkarak, bir kutu hap içip ölücek miyim diye denemek.**
-'duvarda yapışık olan salyangozları taşla düşürme' yarışı yapmak.
-sürekli içtiğim kolaya gelen arıyı, *, diğer bardağı üstüne kapatmak suretiyle o kolanın içinde boğmak. *
-tarkan konserine gitmek için doritos paketi biriktiren kuzenlerin doritoslarını kot pantalonun cebine doldurup yemeye çalışmak.sonra bunlar parçalanmasın diye çığırmak.
-çiftleşirken yakalanan kertenkeleleri yakalayıp ayırmak, erkeğin pipisini kesip, dişinin organına çöp sokmak.

-en az 5.000 tane kurbağa 1.000 tane yılan, 1.000 tane serçe öldürmek.

-kurbağaları yakalayıp diri diri ameliyat etmek.

-yolun kenarındaki direklere karşıdan karşıya ip germek, bu suretle yoldan geçen motosiklet sürücülerinin aklını almak.

-ağaçların tepesinden işemek.(küçük büyük dahil)
portakal kabuğunu cevredekilerin gözünin içine sıkmak *
üst üste duran uğur böceklerinin çiftleşmemesi için onları ayırmak.
bitmiş pilleri ısırmak veya dilin ucuyla dokunmak *
önden giden simitçiye çelme takıp kaçmak.
kuşu vurup, neresinden vurduk diye bakmak. kafasından vurana on puan, poposundan vurana bin puan vermek.*
evde faaliyet gosteren karınca ordusunun uzerine once kolonya dokmek sonra aynı yere atese verip karıncaları cayır cayır yakmak.* bu hareketi yapan arkadas 1.katta oturan bir arkadastı kendisi sonra odtü'yü kazandı.*
saklanmak için yer ararken küçücük boyla 2 metre yükseten aşağıya atlamak.
-Sineğe işkence etmek,
-Karıncayı büyüteçle yakmaya çalışmak,
-Babanın sigarasına üfleyerek daha çabuk bitmesini sağlamak
kertenkele yakalanır. yakalanan kertenkele annenin belki lazım olur diye mutfak dolaplarından birinde biriktirdiği boşalmış reçel kavanozlarından birine konulur. mahalle bakkalından ya da kırtasiyeden alınmış olan torpil yakılır. fitili ateşlenen torpil kavanozun içine konulur. daha önce çatal ile delinmiş kapak seri bir hareketle kapatılır. kertenkele , kavanoz ve torpil üçlemesi balkondan aşağıya doğru fırlatılır. akabinde havada patlayan kavanoz mahalle sakinlerinin dikkatini çektiğinden içeri kaçılır ve nihahahahaha şeklinde gülünür. * * * *
her ne kadar psikopatlık gibi gelmesede, çok sık yaşadığım olaylardandır. en güzellerinden biri ise şöyledir efendim.
kurban bayramlarında hayvanların boğazlarının kesilmesini zevkle izlerdik, ama bir vakit sonra, bu yeterli adrenalini vermez olmuştu. bir korku filminden feyz alıp yeni kesilen bir koç kafasını kaşla göz arasında araklayıp düştük yola. muhtemelen içeride neşe içerisinde bayramlaşmakta olan bir evin önünden geçerken şimşekler çaktı kafamızda, hazır camda açıkken neden şu elimizdeki kanlı koç kafasını içeriye sallamıyorduk ki? al sana kurban bayramının en heyecan verici olayı. normal çocuklar olsak kanlı kafayı atmak için birbirimize gaz vermeye kalkardık, ama normal değildik. kanlı kafayı içeriye atmak için kavga ediyorduk. o sırada içimizden en iri olan arkadaşımız fiziki üstünlüğünü kullanıp garip çığlıklar atarak kafayı salladı içeriye. birazcık durup içeriden gelen çığlık seslerini dinledikten sonra aldığımız haz tarif edilemezdi.
(bkz: nerede o eski bayramlar)
ısınmış bir ütüyü öpmek.
sinekleri ipe dizip alttan tutuşturmak. (canlıyken)
ateşe solucan atıp kıvrılarak ölmesini izlemek.
kedileri kuyruklarından sallayıp fırlatmak, sonra insafa gelip kediyi sevmek, sonra sıkılıp tekrar tekmelemek.
mahellede çekiçle gezip yaşıtlarının kafasını yarmak.
gelen misafirin çocuklarını dövmek, aile ilişkilerine ket vurmak.
türk filmlerine özenip iki komşu çocuğuyla bir olunup, ortaya bi çocuk alıp her kezin birer kere vurup ortada çocuğu dövmek. * ~cüneyt arkın sanıyoduk abi kendimizi
~
at sineğine ip bağlayıp gezdirmek, uçurmak.
başlığı okuyunca aklıma çocukluk arkadaşım geldi,
amcasının, evlerinin arka bahçesinde besledikleri tavuklara solucan vermesinden olacak; o bahçeye oynamaya indiğimizde günde en az iki solucan bulur ağzına atardı, benim hayret dolu bakışlarım içinde çiğner yutardı...
(sonradan normale döndü ama....)
elektrik kesildiğinde tüm zillere kibrit çöpü sıkıştırmak. elektrik geldiğinde şahane bir çığlık korusu oluyordu. *
kendi golgemden korkup kosmaya baslamak hala dibimde beni takip ettigini gorunce imdat diye cıglıklar atarak kacmak.**