bugün

atmosfer gibi fakat onunda üzerinde dünyayı saran bir toz bulutu olarak hayal ettim hep.
uzun beyaz sakallı beyaz cüppeli uzun boylu bir dede, rüyalarıma girerdi uyandığımda allahı hayal ettiğimden ötürü cehenneme gideceğim diye ağlardım.
görsel

buydu. nasıl sübliminal bir suratı varsa artık herifin, tanrı denilince hala aklıma bu gelir.
Şirin baba.
Power rangersteki megazortlar ve o konatlı yaratık gibi birşey hayal ederdim güçlü robot gibi falan işte.
Tövbe haşa ben sakallı kavuklu yaşlı bir amca gibi hayal ederdim hep erkek egemen toplum işte şükür ki şuan zihnimde tasfir etmiyorum.
Ben hep altın bi yüzük olarak hayal ederdim ama Aklı. Başıma geldi ve araştırıp okuduktan sonra gerçeklerin farkına vardım Tanrı diye birşeyin olmadığk gerçeği...
ben çocukken camii imamlarını allah sanıyordum. Google Earth o kadar geniş olmadığı için, bildiğim 2 camii vardı. yani benim 2 tane tanrım vardı o yaşta çok tanrılı dine inanan tek çocuk bendim..
rüyamda ışıklı bi kule görmüştüm ben Allahım diyordu.
Kocaman bir beyazlık.
Morgan freeman.
Caminin içindeki büyük avizeyi allah sanıyordum.
büyük perdeler ardında, kral koltuğunda oturan ak sakallı birisi. nedense makamında sadece ışık büzmesi üstünde duran bir taç olarak hayal ederdim. Etrafında zincirlenmiş yanan ve aynı zamanda kırbaçlanan insanlar olan son derece yüce ve kutsal birisi işte. anlarsınız yani o tanrı, tanrı olmak için çok emek verdi. kendi emeği ile yükseldi. tapılmayı hak ediyor (bkz: kırbaç) (bkz: ironi)
new york'daki özgürlük heykeli.
Tövbe est mezarlıktaki o kocaman ağaçlar gibi hayal ederdim.
beyaz saç ve sakallı tombik bir adamın sadece kafası. şimdi düşününce bildiğin karl marx ulan bu.
kırmızı bir üniforma giymiş kocaman kılıcıyla adalet dağıtan bir asker olarak düşledim sonra dünyada adalet diye bir şeyin olmadığını anlayınca ateist oldum.
-minareleri tanrı sanmak
-teletapislerdeki bebek güneşi, tanrı sanmak

Çocukluğumda ki tanrı genellikle bunlardı.
toz bulutu.
bir çizgi film vasıtası ile kafada yer etmiş şekildir. orada böyle bulut gibi tasvir ediliyordu bembeyaz sakalları falan vardı. sevecen bir şekilde tasvir ediliyordu yaşta çok ufak tabi pamuk şeker satan amcalar gibi aklımızda kaldı..
Gökyüzünün hepsini kaplayan bir şey böyle kocaman bir bulut.
Ben rüyamda bile gördüm ben hiç unutmam ben allahım diyordu şöyle gökdelen gibiydi ama düz değildi üst üste rastge dikdörtgen parçalar konulmuş gibiydi kenar lari birleşim yerleri hariç her yerden sarı ışık saçıyordu.
beyaz saç ve sakallı, güler yüzlü bir dede şeklinde hayal ederdim.
camide ezan okuyan müezzinin sesiyle , barış mançonun fiziksel görüntüsünü kafamda tanrının şekli mi şeklinde bağdaştırırdım ciddi ciddi.
(bkz: kümülüs)