bugün

iki çingene arasında geçen diyalog:
-kocam s.ksin seni be!
-s.ksin s.ksin de am görsün!

(bkz: oha)
(bkz: based on a true story)
vaktiyle orta okula giderken köyde yaşadığımızdan ötürü uzunca yol katetmemiz gerekiyordu. her ne kadar veliler tarafından servis arabası da tutulmuşsa da öyle günümüzdeki gibi okuldan çıkan çocuğun bokuna kadar ilgilenen servis şoförüne sahip değildik biz köyümüzde. okul ile ev arasında yaklaşık olarak 12-13 km kadar falan fark var.* büyük şehirler için bu farkın hiç bi önemi yoktur çünkü her an her saniye heryerden kalkan bir dolmuş bulabilirsiniz. yine de o dönemde kimi arkadaşlarımız
da bizden çok daha yol fazla yürümek zorunda kalmaktaydılar.

yani 12-13 km uzakta şehir merkezinde bir orta okul olsa ne ise ancak gittiğimiz okulun bulunduğu mevkinin de bir köyden farkı olmadığını da belirtmek isterim hani. maksimum şu anda 2000 nüfuslu bir kazadır.
servise ulaşmak ve servisin bizi indirdiği yerden okula ulaşmak için bile yine 1 km yürürdük. servisi kaçırdın kaçırdın siki tutmuşsun demektir. 60 haneli köyden o kasabaya çalışacak arabanın ihtimaline kalmışsın anlamına gelir. giderken sorun olmuyordu pek, o gün okula gidemezdin olur biter.
ancak eğer okuldan eve dönüşte servisi kaçırdıysan gerilimli saatlere hazılanmalıydın.

zira yürüyeceğin bu 12-13 km'lik yolun uzunca bir kısmının kenarında çingene çadırları yer tutardı. zaten okuldan çıkmışsın saat 6 olmuş, soğuk bir sonbahar akşamındasın. akşamın yanaşmasıyla yerden en fazla 6-7 metre yükseklikte uçan yarasa sürüleri, güneş batmamış da katledilmişçesine gökyüzüne bölük pörçük yayılmış kan rengi kızıllık bunların hiçbiri normal bir insanı etkileyecek şeyler değiller ama çingeneler.!?

tırsıntının asıl sebebi küçüklüğümüzden beridir bize öğretilen "çingene kaçırır", "kolunu keser dilenci yapar", "paranı çalar" gibi yemeğini yemediğinde korkutmak üzere "öcü" alternatifi cümlelerden mütevelliddi.

şimdi hatılarım da; ben o yoldan yürürken allah için hiçbir çingene rahat durmazdı özellikle genç kızları, kadınları.
"şşş yakışıklı nereye gidersin gel bi çayımızı iç", "lan domuz ne başını öne eğersin adam mı yeriz biz ?" erkekleri ise "bilader ateşin var mı be ?" şeklinde tacizlerde bulunurlar taşaklarını geçerler, arkamdan gülerlerdi. benim onlardan korktuğumu, benim onlardan korkmam gerektiğinin çevremce bana öğretildiğinin de bilincinde oldukları hallerinden belli olurdu zaten. ne arasın o yaştaki velette ateş.

ancak seneler geçti, devran döndü, iş sahibi olup para kazanmam gerektiği bana yine toplum tarafından empoze edildi bende "bu yol doğru yol olmasa herkes böyle yapmaz" diyerek o minvalde ilerledim.

şimdi düşünüyorum, salak bi patronum var ve zengin kibirli insanların küstahca bakışlarına maruz kalmak zorundayım.

çingeneler mi ? onlar hala aynı, dünya siklerinde değil müzik yapıp dans ediyorlar ve tüm tabulardan uzaklar.

keşke diyorum şimdi, bana çingenelerden korkmamı öğütleyen, para kazanmak zorunda olduğumu söyleyen toplumun dediklerine uymasaydım da bir çingene beni kaçırıp dilendirseydi.
param olmazdı haa, ama dans edip şarkı söyleyen, bazen kavga eden, hayatla ve hayatı çok ciddiye alanlarla taşak geçen mutlu biri olurdum.
uyuşturucu,fuhuş,hırsızlık başlıca geçim kaynaklarıdır. hiç boşuna romantiklik yapmayın adamın kolunu keser satarlar.
pis oldukları, lanetli oldukları, tiksinç oldukları, yok efendim bi çingeneyle yatarsan tuğla eritene kadar yıkanıcan zırvaları kesinlikle bana göre değil. ancak toplumla ortak yaşamayı becerebilen insanlar olduklarını düşünmüyorum. ırkçı değilim, ırkçı olsam üstüne basa basa söylerim yaparım ırkçılığımı.

çingenelerle ilgili çok bilgim yok, onlarla içiçe yaşamadım, ancak tanık olduğum olaylar var.

öncelikle kızlarında aşırı bir histeriklik görüyorum, kimse kusura bakmasın, yani aşırı erkek düşkünü gibiler. yanında sevgilisi olan insanlara bile bakın hoşlanarak değil, bildiğin gözlerinden ateş fışkırarak baktıklarına tanık oldum. seksi sevebilir, bu çok normal bundan daha normal hiç bir şey yok fakat toplum normları, etik kuralları, en azından insanların sevgililerine, kocalarına eşleri yanlarındayken rahatsızlık vermesen?

erkeklerinde sürekli sataşma odaklı laf atmalar görüyorum, sapıklık değil bakın öyle kızlara laf atma taciz etme gibisinden değil, lafla utandırma, rahatsız etme, olay çıkarmaya çalışma, huzursuzluk verme gibi.

hırsızlığa ve madde alışverişine, kullanımına meyilli olduklarını görüyorum. çevremde esrar kullanan insanlar var, çok yakın arkadaşlarım olmasa bile bunları kimlerden temin ettiklerini biliyorum. ha almayan almasın zorla değil orası doğru, ancak olay bunu satıyor olmaları insanları zehirliyor olmaları değil, insanlar para için kıçını yırtarken geçimlerini karanlık taraftan kolaydan sağlamaya çalışmaları.

genel olarak tahrik edici olduklarını görüyorum, 5 6 yaşında çocukları bile durduk yere yapışıyorlar yakanıza yolda giderken, güzel dille hadi canım hadi bak bebeğim git annenin yanına diye konuşuyorsun, anlamıyor çocuktur diyorsun, geliyor vuruyor, elindeki birşeyleri fırlatıyor, sonra biraz sert uyarınca annesine şikayet ediyor. annesi sbahtan beri olayları izlediği gördüğü halde yine sizi haklı bulmuyor bir de size çemkiriyor. kendilerini hatalı görme ihtimalleri, hatalarını anlama ihtimalleri neredeyse yok.

saldırgan olduklarını görüyorum, yoldan geçiyorsunuz balkonlarında otururken kafanıza bir şey atabiliyorlar, tükürebiliyorlar, bunu eğlenmek için yapmıyor o an. sataşmak istiyor anlatabiliyor muyum.

bunları neden yazdım, kötülemek ya da aşağılamak için değil, her milletin iti kopuğu yok mu var. ama sen beni toplumdan dışlıyorlar dersen, bunları duyurmak zorunda kalırım sana gerçeklerle yüzleşmen için, çünkü bu olaylara bakınca biraz kendi kendini sen soyutluyormuşsun gibi görünüyor.
hüseyin nihal atsız ırkçı değilim diyenlere kızını çingeneye verir misin sorusunu yöneltin der. öyle de değişik bir milletir işte.
zamanında bu hindistan sıçanlarını yok etmeyen türk ve avrupalılara yazıklar olsun. 5-10 lira için hiç çekinmeden bıçağı takarlar, hapse girmekten de korktukları yok zira içeri girince yaşam şartları iyileşiyor bunların. bir dersin projesi sebebiyle savcıyla görüşmeye adliye'ye gitmiştik, adliye koridoru bunlarla doluydu.
tony gatlif filmleri izleyip izleyip çingene sevici olanları bir de trakyaya davet etmek gerekir. gelin de buralarda milleti nasıl rahatsız ediyorlar, nasıl malına canına kast ediyorlar görün. sandığınız gibi sevilecek tipler asla değildirler. fuhuş,esrar,hırsızlık,gasp heps,i bu insanlarda ve hepsi inanılmaz edepsiz ve karaktersizdirler.
edit: biliyorum eksi verecek tipler ila çıkacaktır umarım sizinde 400-500 tl biriktirip aldığınız ayakkabınız çalınır da anlarsınız durumun vehametini.
devlet okuyabilsinler diye mahallelerine okul yapar

gece gider yıkarlar, öğretmeni tehdit eder hatta döver

sen de bunu savun.
göçebe yaşayan, şu zamana kadar devlet kuramamış topluluk.

bir bebek düşününki saf olmasın. temiz yüzlü olmasın. bu çingene bebekleri de böyledir, saftır, hiç bir şeyden haberleri yoktur. yaşadıkları ortama dair hiç bir bilgileri yoktur. bilmezler bu devlette artık bir vatandaş olduğunu. farkında değiller hiç bir şey olmadıklarının bu topraklarda..
çok üzülüyorum bunlara. ne ellerinden tutan var, ne yardım eden. yaftayı yemişler bir kere. hırsız, kartoncu, muşambacı... sanki başka seçenekleri varmış gibi.
ilk başlarda insan ne olursa olsun hırsızlık yapmamalı diye düşünüyordum fakat şimdilerde öyle değil. hiç bir şekilde topluma kazandırma politikası izlenmiyor. gün geçtikçe nüfusları azalıyor. yok olmaları için devlet elinden geleni yapıyor. tüm bunlara rağmen, utanmadan, arlanmadan ortalıkta insan hakkı diye bahsediyorlar. ulan bu adam ne yapsın? çöpten ne kadar beslenebilir bir insan?
.
.
peki sen hiç lisede bir elin parmaklarını geçecek kadar çingene gördün mü? hiç üniversite de çingene gördün mü? neden diye sorası geliyor insanın... hepsi mi mal ? hepsi mi öküz liseye kadar okuyamıyorlar ? peki sen hiç yaşlı bir çingene gördün mü? 70 yaşında çingene gördün mü? yaşayamıyorlar azizim. hastalıktan genç yaşlarda ölüp gidiyorlar. hastaneye gitse herkes başından savmanın yollarını arıyor.
"hepsini yakacan bunların, pislik içinde yaşıyorlar" diye hayıflananlar var. ulan neden böyle oldu bunlar diye hiç bir insan evladı sormaz mı?

son olarak dün minibüste yaşanan olayı anlatayım.

ara durakta minibüsü durdurdu 5-6 yaşlarında 3 çocuk. ikisi erkek biri kız, ellerinde patsito (mısır cipsi) var iştahla yiyorlar. şoför de allah rızası için sanırım araca bindirdi çocukları. allah rızası için olmasa hangi insan evladı alır ki onları o araca. zaten çingeneler toplumun kanserli hücreleri değil mi?
velasıl bu üç çocuktan ikisi arka tarafa ilerledi bir tanesi de arkada boş bir yere oturdu. modern görünümlü teyzenin yanına.
bildiğin modern bir kadın. elleri ojeli, saçları sapsarı 50 yaşlarında bakımlı bir bayan. elleri altın dolu. konkende vurmuş parayı belli. bildiğin cumhuriyet kadını işte. ah şu cumhuriyet kadınları yok mu... ne kadar modernler...
büyük iştahla patsitolarını yiyen çocuklar şakalaşıyor fakat modern teyzenin bakışınızı hayal etmenizi istiyorum.
kendi sıçtığı boka bakan bir insan düşünün, iğrenç bir varlık gördüğünde o suratını buruşturan gözlerini kısan, küfür eder gibi bakan bir insan düşünün.
modern teyzemiz o şekilde bakıyor. oturan çocuk ise patsitosunu düşürdü.. şanslı ki içinden 5-6 tane mısır cipsi düştü.
diğer ikiside yerden topladı düşenleri. üflediler, zaten pis olan üstlerine sildiler. fakat içlerinde bir temizlik hissi var. temizlikten anlamaz diye düşünmek bile bu örnekle çürütülebilir. mamafi çocuklar kendilerine göre temiz gelen cipsi yediler. yandaki modern teyzemin artık dayanamadı. "şoför bey, açın kapıyı indirin şunları. çok pis kokuyorlar, çok bağırıyor.."
tabi herkes modern değil. kimse teyzeyi desteklemedi. şoför dahil herkes yobaz çıktı. çocuğu indirmedi.
" yol karanlık.
5-6 yaşlarında bu çocukları nereye indirelim abla? " diyen şoföre ablanın yanıtı gecikmedi.
"geldikleri gibi giderler"
Bu yarak kafalilari nerede görsem o yerde birşeyler eksilir yani çalınır..

Askerde vardı bir sopar çocuk
Yurutmedigi kalmamıştı
Millettende 5/10 tırnaklarmis

Sonra çalıştığım markete gelirlerdi habire birşeyler çalmaya çalışırlardi falan filan

Yani lafın kısası allahu teâlâ rabbil alemin bunlarin topunun canını bir gecede al...
hindistandan batıya doğru olan göçlerinde, istanbul civarında bizanslılarla karşılaşmışlardır.falcılıkta ve dansçılıktaki marifetleri onları kısa zamanında sarayın gözde uşakları haline getirmiştir.bir süre sonra saraydaki hırsızlık olayları artırınca kralın gazabına uğramış ve saraydan kovulmuşlardır.kelime olarak çingene, dinsiz anlamına gelir.bizans kralı, çingeneleri saraydan kovduktan sonra onlara bu ismi takmış ve günümüzde bu kelime bir çok avrupa diline benzer şekilde girmiştir.
gırnatasıyla kendisini ve etrafındakileri eğlendiren, bu eğlence karşılığı aldığı parayı gidip şaraba yatıran ve eğlenmeye sürdirek devam eden kişi.
bunların yolun ortasından yürümek gibi bir huyları vardır. özellikle kalabalık dolaşmayı seven kadınlarının o ayaklarını sürüye sürüye yolun karşısına 6 ayda geçmeleri de beni cinnetlere ğark ediyor...

bir iki denk geldim, böyle hırsızlık yapan kadın paketlenmiş bunlardan, yakalandı ya bu hemen başlıyor polis beni taciz ediyor, yok efendim anlamsız anlamsız bağırıp çağırmalar, olduğu yere oturup kendi kendine üstünü başını parçalamalar, saç baş yolmalar...

iğrenç yani...

ulan soysuzluğun bile bir raconu var bunlarda ne racon ne ahlak...

bıktım ulan bu etnisitelerden!
tamamına yakını anarşisttir.evet bildiğin anarşist.düzenden ve kanundan nefret ederler.çoğunlukla devlet kurumunu sallamazlar.tüm bunlara rağmen hala marjinal onlar kardeşim denilerek toplumun 1001 renginden* biri olarak görülürler...**
eğlenceli olduğu kadar tehlikeli olan insan grubu. eğlenceliler çünkü sınırları yok. tehlikeliler çünkü sınırları yok.