bugün
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge25
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim11
- memesi küçük olmak9
- sözlük erkeğinden damat olmaz17
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı9
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- fatih terim'in yuhalanması10
- crop giyen erkek11
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar11
- vatandaşlık farkı alan otel26
- nazar değdi sözlük12
- çabuk vazgeçen insan8
- sözlük kızından gelin olmaz22
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190531
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır26
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak10
- anın görüntüsü10
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
vaktiyle orta okula giderken köyde yaşadığımızdan ötürü uzunca yol katetmemiz gerekiyordu. her ne kadar veliler tarafından servis arabası da tutulmuşsa da öyle günümüzdeki gibi okuldan çıkan çocuğun bokuna kadar ilgilenen servis şoförüne sahip değildik biz köyümüzde. okul ile ev arasında yaklaşık olarak 12-13 km kadar falan fark var.* büyük şehirler için bu farkın hiç bi önemi yoktur çünkü her an her saniye heryerden kalkan bir dolmuş bulabilirsiniz. yine de o dönemde kimi arkadaşlarımız
da bizden çok daha yol fazla yürümek zorunda kalmaktaydılar.
yani 12-13 km uzakta şehir merkezinde bir orta okul olsa ne ise ancak gittiğimiz okulun bulunduğu mevkinin de bir köyden farkı olmadığını da belirtmek isterim hani. maksimum şu anda 2000 nüfuslu bir kazadır.
servise ulaşmak ve servisin bizi indirdiği yerden okula ulaşmak için bile yine 1 km yürürdük. servisi kaçırdın kaçırdın siki tutmuşsun demektir. 60 haneli köyden o kasabaya çalışacak arabanın ihtimaline kalmışsın anlamına gelir. giderken sorun olmuyordu pek, o gün okula gidemezdin olur biter.
ancak eğer okuldan eve dönüşte servisi kaçırdıysan gerilimli saatlere hazılanmalıydın.
zira yürüyeceğin bu 12-13 km'lik yolun uzunca bir kısmının kenarında çingene çadırları yer tutardı. zaten okuldan çıkmışsın saat 6 olmuş, soğuk bir sonbahar akşamındasın. akşamın yanaşmasıyla yerden en fazla 6-7 metre yükseklikte uçan yarasa sürüleri, güneş batmamış da katledilmişçesine gökyüzüne bölük pörçük yayılmış kan rengi kızıllık bunların hiçbiri normal bir insanı etkileyecek şeyler değiller ama çingeneler.!?
tırsıntının asıl sebebi küçüklüğümüzden beridir bize öğretilen "çingene kaçırır", "kolunu keser dilenci yapar", "paranı çalar" gibi yemeğini yemediğinde korkutmak üzere "öcü" alternatifi cümlelerden mütevelliddi.
şimdi hatılarım da; ben o yoldan yürürken allah için hiçbir çingene rahat durmazdı özellikle genç kızları, kadınları.
"şşş yakışıklı nereye gidersin gel bi çayımızı iç", "lan domuz ne başını öne eğersin adam mı yeriz biz ?" erkekleri ise "bilader ateşin var mı be ?" şeklinde tacizlerde bulunurlar taşaklarını geçerler, arkamdan gülerlerdi. benim onlardan korktuğumu, benim onlardan korkmam gerektiğinin çevremce bana öğretildiğinin de bilincinde oldukları hallerinden belli olurdu zaten. ne arasın o yaştaki velette ateş.
ancak seneler geçti, devran döndü, iş sahibi olup para kazanmam gerektiği bana yine toplum tarafından empoze edildi bende "bu yol doğru yol olmasa herkes böyle yapmaz" diyerek o minvalde ilerledim.
şimdi düşünüyorum, salak bi patronum var ve zengin kibirli insanların küstahca bakışlarına maruz kalmak zorundayım.
çingeneler mi ? onlar hala aynı, dünya siklerinde değil müzik yapıp dans ediyorlar ve tüm tabulardan uzaklar.
keşke diyorum şimdi, bana çingenelerden korkmamı öğütleyen, para kazanmak zorunda olduğumu söyleyen toplumun dediklerine uymasaydım da bir çingene beni kaçırıp dilendirseydi.
param olmazdı haa, ama dans edip şarkı söyleyen, bazen kavga eden, hayatla ve hayatı çok ciddiye alanlarla taşak geçen mutlu biri olurdum.
da bizden çok daha yol fazla yürümek zorunda kalmaktaydılar.
yani 12-13 km uzakta şehir merkezinde bir orta okul olsa ne ise ancak gittiğimiz okulun bulunduğu mevkinin de bir köyden farkı olmadığını da belirtmek isterim hani. maksimum şu anda 2000 nüfuslu bir kazadır.
servise ulaşmak ve servisin bizi indirdiği yerden okula ulaşmak için bile yine 1 km yürürdük. servisi kaçırdın kaçırdın siki tutmuşsun demektir. 60 haneli köyden o kasabaya çalışacak arabanın ihtimaline kalmışsın anlamına gelir. giderken sorun olmuyordu pek, o gün okula gidemezdin olur biter.
ancak eğer okuldan eve dönüşte servisi kaçırdıysan gerilimli saatlere hazılanmalıydın.
zira yürüyeceğin bu 12-13 km'lik yolun uzunca bir kısmının kenarında çingene çadırları yer tutardı. zaten okuldan çıkmışsın saat 6 olmuş, soğuk bir sonbahar akşamındasın. akşamın yanaşmasıyla yerden en fazla 6-7 metre yükseklikte uçan yarasa sürüleri, güneş batmamış da katledilmişçesine gökyüzüne bölük pörçük yayılmış kan rengi kızıllık bunların hiçbiri normal bir insanı etkileyecek şeyler değiller ama çingeneler.!?
tırsıntının asıl sebebi küçüklüğümüzden beridir bize öğretilen "çingene kaçırır", "kolunu keser dilenci yapar", "paranı çalar" gibi yemeğini yemediğinde korkutmak üzere "öcü" alternatifi cümlelerden mütevelliddi.
şimdi hatılarım da; ben o yoldan yürürken allah için hiçbir çingene rahat durmazdı özellikle genç kızları, kadınları.
"şşş yakışıklı nereye gidersin gel bi çayımızı iç", "lan domuz ne başını öne eğersin adam mı yeriz biz ?" erkekleri ise "bilader ateşin var mı be ?" şeklinde tacizlerde bulunurlar taşaklarını geçerler, arkamdan gülerlerdi. benim onlardan korktuğumu, benim onlardan korkmam gerektiğinin çevremce bana öğretildiğinin de bilincinde oldukları hallerinden belli olurdu zaten. ne arasın o yaştaki velette ateş.
ancak seneler geçti, devran döndü, iş sahibi olup para kazanmam gerektiği bana yine toplum tarafından empoze edildi bende "bu yol doğru yol olmasa herkes böyle yapmaz" diyerek o minvalde ilerledim.
şimdi düşünüyorum, salak bi patronum var ve zengin kibirli insanların küstahca bakışlarına maruz kalmak zorundayım.
çingeneler mi ? onlar hala aynı, dünya siklerinde değil müzik yapıp dans ediyorlar ve tüm tabulardan uzaklar.
keşke diyorum şimdi, bana çingenelerden korkmamı öğütleyen, para kazanmak zorunda olduğumu söyleyen toplumun dediklerine uymasaydım da bir çingene beni kaçırıp dilendirseydi.
param olmazdı haa, ama dans edip şarkı söyleyen, bazen kavga eden, hayatla ve hayatı çok ciddiye alanlarla taşak geçen mutlu biri olurdum.
güncel Önemli Başlıklar