bugün

26 nisan 1986 da çernobil nükleer santralinde meydana gelen patlamadır. patlama 4. reaktörde meydana gelmiştir ve bu reaktördeki radyasyon miktarı öldürücü düzeyin 2 katına çıkmıştır. patlama sonucunda oldukça büyük bir alan etkilenmiştir.* ayrıca ilginç bir nokta dönemin sanayi ve ticaret bakanı cahit aral'ın çayların çernobilden etkilenmediğini göstermek için ekranlarda çay içmesiydi. fiskobirlik bu olaydan sonra öğrencilere paket paket fındık dağıtmıştır. çernobil bebeklerin sakat veya ölü doğmasına neden olmuş ayrıca karadenizde özellikle son yıllarda kanser vakalarının bir hayli artmasına neden olmuştur. rusya bu patlamayı birkaç gün saklamış, patlama norveç hükümeti tarafından dünyaya duyrulmuştur. 1 gün sonra bu facianın 20. yılını anacağız ve unutulmaması gereken önemli nokta şudur: çernobil çocukları hala yaşamakta ve biz çernobile yıldan yıla daha çok kayıp vermekteyiz.
yapılan 2 yanlıstan dolayı faciaya donusen kazadır, ilk hata, ya da yanlıs olarak adlandırılabilecek eylem rus yada patlamaya mahal verilmesidir ki bunun tartısılacak bir yanı yoktur.
ikincisi ise asıl tartısılması gereken televizyonlara cıkıp ben de cay iciyorum diyen siyasetcilerdir, toplumu iyiye yonlerdirmesi gereken insanlar olume suruklemitir. işte bu hata, yanlıs her ne ise bilincli yapılan bir harekettir ve oturulup uzerinde düşünülmesi gereken konudur.
ancak aziz milletimin bakanlarından beklenecek bir şekilde dönemin sanayi bakanı cahit aral yapılan bütün bilimsel uyarılara rağmen *, canlı yayında radyasyonlu çaydan içmiştir. Sadece türkiye'de gerçekleşebilecek bir durumdur...
ikinci Dünya Savaşında Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atılmasından bu yana yaşanan en kötü nükleer felaket. 25-26 Nisan 1986'da güvenlik sistemleri denenirken bir dizi insan hatası soncunda Priapat Nehri üzerinde bulunan Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktörü istikrarsız bir hale geldi ve kontrolden çıktı. 26 Nisan sabahı, saat 1:23'te güçlü bir buhar patlamasıyla reaktörün içindeki su buharı 1.000 tonluk metal kapağı havaya uçurmuş, kalın beton duvarı delmiş ve çok zehirli radyoaktif bir buharın oluşmasına yol açan büyük bir hidrojen patlamasına yol açmıştır. Radyoaktif serpintiler Sovyetler Birliği'nin doğusu, doğu ve güney, batı ve kuzey Avrupa'da ciddi bir kirlenmeye yol açmıştır.
yüzlerce insanımızı kanser denilen amansız hastalığın pençesine atan, gelmiş geçmiş en hain, en insafsız felaketlerden biri.
(bkz: nükleer santral)
http://todayspictures.sla...inmotion/essay_chernobyl/ *
gözümüzün içine baka baka çay içen amcaların görünmesine neden olan facia.
(bkz: çernobil felaketinin türkiye ye etkileri)
Çernobil Ukraynanın kuzeyinde, Beyaz Rusya sınırından birkaç mil ötede ve başkent Kievden 100lerce mil ötede yer alır. Aynı büyüklükteki en yakın şehir Doğuya doğru yaklaşık 60 mil olan Chernigovdur. Burası, nükleer santral kurulmasından sorumlu sovyet bakanlığı Gidyoproyekt 1972de burada bir nükleer santral kurmaya karar verene kadar tamamen bir tarım arazisiydi. Santrale güneydoğuya doğru 6 mil ötede yer alan tarihi kasabanın adı Çernobili verdiler. Çernobilin Rusça tercümesi acı veren şeydir.
SSCBnin standartlarına göre bile, Çernobil büyük bir yatırımdı. Öncelikle iki reaktör inşa edilmiş; bunlar 1978de çalıştırılmaya başlanmıştır. iki tane daha inşa edilmiş ve 1983te çalıştırılmıştır. Reaktörleri soğutmak için büyük bir su deposu kazıldı, işçileri ve ailelerini barındırmak için bir atom kasabası inşa edildi. Kasabaya yerel bir nehrin, Pripyat Nehrinin adı verildi. 1986da patlamanın olduğu zaman, iki reaktör daha inşa halindeydi.; bunlar tamamlansaydı Çernobil dünyadaki en büyük nükleer enerji santrallerinden biri olacaktı.Moskovadaki Gidyoproyektin bürolarındaki mavi bir noktadan başka bir şey olmadığından yani başlangıcından bu yana, Çernobil birçok tartışmayla gölgelenmiş durumdaydı. Tamamıyla sovyet reaktör dizaynı, RBMK özelliği taşıyordu, Rusçada kelimenin tam anlamıyla yüksek güçlü kanal-tipi reaktör, su soğutmalı ve grafitle hafifletilen ve Sovyetler Birliğinin dışında bir yerde kullanılmayan bir reaktördü. Büyük bir reaktördü ve sovyetler tarafından sadece vatansever nedenlerle değil, nükleer bombaların üretilmesinde önemli bir madde olan plutonyumu ürettiği için tercih ediliyordu.
Nisan 1986da meydana gelen kaza sonucu tüm Batı Avrupaya radyasyon bulutları yayılmıştır. Hala milyonlarca kişi, radyasyona maruz kalan bölgelerde yaşıyor.
birzamanlar pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olan gunumuzde ise karadenizde hala etkisini gorebileceğimiz nukleer bir olay.
Bundan 21 yıl önce ikinci Paylaşım Savaşı'nda kullanılan atom bombasının etkisinden kurtulamayanlar 26 Nisan 1986'da tekrar nükleer tehlikesiyle karşılaştılar. Birçok bebek sakat doğdu, kimisi öldü. Bu felaketin etkisi kuşaktan kuşağa geçti. Kansere yakalananlar, sakat kalmış çocuklar Çernobil faciasından böyle etkilendi.

Çernobil felaketinin 21. yıldönümünde Nükleer Karşıtı Platform ve Küresel Eylem Grubu, 26 Nisan saat 18.30'da Ankara'da Kızılay Postanesinden Yüksel Caddesi insan Hakları Anıtına yürüdüler. Grup adına basın açıklamasını Senem Yardımcı yaptı.

Yardımcı, Çernobil'in sonuçlarının sürekli olarak çarpıtıldığını söyleyerek, yönetenlerin halka azıcık radyasyonun iyi geleceğini düşündüklerini belirtti.

AKP hükümeti ile "kalkınma" adı altında geçen Nükleer Santral macerasının tekrar başladığına dikkati çeken Yardımcı, iktidar döneminde enerji sektörü sermaye için karlı bir yatırım alarak yeniden düzenlendiğini söyledi. "Ortadoğu emperyalist saldırganlığın talan yeri haline getirilirken Türkiye'ye biçilen rolde Ortadoğu'yu yağmalayanlara hızlı ve güvenli bir enerji sistemi oluşturmak oldu" diyen Yardımcı, Çernobil'de yaşanan facianın 21. yılında AKP Hükümeti'ni ve Enerji Bakanı Hilmi Güler'i uyardılar.

AKP hükümetini ve nükleer santral yandaşlarının gerçekleri halkın ve doğanın ihtiyaçlarıyla örtüşmediğini söyleyen Yardımcı, "Açlık ve sefalet koşullarının günden güne arttığı bir ülkede, enerjinin toplumsal dağılımı o ülkedeki sosyal adaletin nasıl biçimlendiğini gösterir" dedi.

Çernobil'in yıldönümünde Hükümete seslenen Yardımcı, enerjide piyasa politikalarından, özelleştirmeden derhal vazgeçilmesini talep ederek, doğayla birlikte yaşayabileceğimiz bir dünya için mücadeleye çağırdı.

Yapılan açıklamanın ardından Grup Günyüzü sahne aldı. Şair Mehmet Özer'in sunduğu program sinevizyon gösterimi ile son buldu.
türkiyede insanların etkilenmediğini düşünen bazı zavallı beyinsizlerin zamanında televizyonlara çıkıp "bakın ben içiyorum bu çaydan bir şey olmuyor,bakın" diyerek milyonlarca insanı bile bile ölüme yolladığı faciadır. iş sırf çayla kalsa iyi, orada çernobil kazasından sonra doğan,yaşayan ne kadar insan var ise hepsi çok riskli oranda kanser şu anda...
çernobil kazasının etkilerini maalesef bize en çok gösteren kazım koyuncu oldu. 33 yaşına kadar gayet sağlıklı ve iyi yaşayan bir insanın vucudunu bir anda illet bir hastalığın sarmasının tek nedeni bu...
karadeniz insanına illet olmuş bir faciadır.
(bkz: aurora)
televizyonlarda;
-bakın efenim ben bu çayi içiyorum hüüüfffp ahada içtim noooldu öldüm mü?

şeklinde dönemin bakanları tarafından hafife alınmış ve bugün karadeniz bölgesinde birçok insanın kanser olmasına, kanser riski taşımasına veya kanserden ölmesine neden olmuş/olan faciadır.
canlarımızı bizlerden koparan ve koparmaya devam edecek olan faciadır.lanet okunulasıdır.
(bkz: kazım koyuncu)
(bkz: kazım kanat)
26 nisan 1986'da dönemin sscb'inde bulunan (şimdiki ukrayna) kiev'in çernobil kasabasındaki nükleer reaktörün talihsiz bir şekilde patlaması olayı. 25 nisan'da ertesi gün yapılacak testin hazırlıkları için elektrik destek ünitesi ve bazı kontrol üniteleri devreden çıkarıldı. o gece orada kalan deneyimsiz mühendisler de böyle bir şeye hazırlıklı değildi. her ne şartla olursa olsun 26'nın altına düşmemesi gereken grafit kontrol çubukları 6'ya düşürülmüştü. olayla ilgili olan diğer mühendis ise, su ayarını sağlayamamış, fazla su verdiğini sanıp devir daim sisteminden su çekip, zaten aşırı soğumuş olan reaktör çekirdeğinin aşırı ısınmasına sebep oldu. bunun neticesinde de şiddetli bir patlama yaşanmıştır. patlama sonucu etrafa radyasyon yayılmış ve çok sayıda kişinin, aşırı radyasyondan ölümüne, bunun çok çok fazlasının ise uzun vadede kanser sebebiyle ölmesine neden olmuştur. ülkemiz de bu ölümlerden nasibini almıştır ve almaya devam etmektedir. kazadan 10 sene sonra etkilerinin olmadığını, olsa da karadeniz civarına gelmeyeceğini iddia edenler tarafından okullara fındıklar dağıtılmış, bakanlar tarafından çaylar içilmiştir. amaç halka sorun olmadığını göstermektir, asıl amaçları ise çay ve fındık ihracatını ve iç satışını devam ettirmektir. ama ölümler onları yalanlamaya devam etmiştir, doktorlar ise aksine bu kanserlerin sebebinin çernobil olduğunu söylemenin yanlış olduğunu açıklamıştır. ama ölümler devam etmiş, en son laz şarkıcı kazım koyuncu'yu kaybetmemize sebep olmuştur.

(bkz: kanserden ölmesin karadeniz yeter ulan!)
(bkz: liquidators)
asıl facia çernobil değil çayda radyasyon yok bakın ben içiyorum diyen zihniyettir.
binlerce kişinin ölümüne neden olmuş, binlerce kişiyi de evsiz bırakmış dikkatsizlik ürünü bir felaket. aradan 21 yıl geçmesine rağmen hala etkisinin görülüyor olması insanlık adına ne büyük bir ayıp. ama ayıbın esası, eline aldığı bi bardak çayla bu olayı bir hiçmiş gibi sunan, dönemin yenmeyen fındıklarını işmiş gibi ilkokul çocuklarına dağıttıran, sinop�a nükleer enerji santrali yapılmasını isteyen zihniyette..

http://www.greenpeace.org
http://www.milliyet.com.t...galeriid=2866#galeriStart
1986 yılında hürriyet gazetesinin ana başlığında çocuk gözlerle izlediğimiz faciadır. "Ve çernobil türkiye'ye sızdı." Sonra televizyonda çay içmeler...
hatırladığım kadarıyla bir bakanın bizlere yani halkına çayın radyasyonsuz olduğunu ispat etmek adına televizyona çıkıp herkesin önünde çay içtiği atomik faciadır. Yalnız bakanın içtiği çay radyasyonsuz seylon çayı iken, bizlere sattırılan rize turist çaylarının hepsi radyasyonlu çay imiş.
(bkz: sen hiç gördün mü üç kulaklı bir adam)
nükleer santrale hayır.