bugün

'sevmek çay, sevilmek şeker. Bizim gibi fakirler, çayı şekersiz içer' vecizesini kafasına çok takan kişi söylemi.
karizmanın yanında sağlık da ihtiva etmektedir. tavsiye ederim.
(bkz: kahveyi sutsuz icmenin karizmasi)
faydalıdır, damak zevkidir.
5 yıldır karizmatik olduğumu anladığım ibretlik an. *
bi hafta şekersiz iç sonra bi daha şeker aramazsın dediler fakat içemiyorum yahu şu meredi şekersiz. içene saygım sonsuz değil ama. ha şekersiz içmişin ha iki şekerli, gidip de bi çay bardağına 3-3buçuk-4 şeker atmıyosan sıkıntı yok hacı.

tanım için: olmayan karizmadır efenim.
kolayı tek parmağıyla açabilen kızın karizmasıyla aynıdır. bardağın yanında gelen şekeri elinin tersiyle kül tablasının yanına fırlatma olayı yok mu, götüm havalarda geziyor o an.
bir de demli olsun derseniz ayrı bir karizması vardır hatta demi bardağın yarısına kadar geldiğinde bile biraz daha koy biraz daha koy derseniz bambaşka bir ortam oluşur. Fonda seksi bir müzik çalmaya başlar ve etraftaki bütün bakışlar size döner, herkes içinden şöyle geçirir; "erkeğin hası", "adamın dibi", "ye beni", "yut beni", "minareden at beni, in aşağı tut beni" vb. onun için siz siz olun bir ortama girdiğinizde, bir bayanla buluştuğunuzda kesinlikle şekersiz, bol demli bir çay için.
(bkz: demli çay içmenin karizması)
''ordan bir tane şeker versene, şekerim düştü galiba'' diyenleri de vardır efendim.
işte bunların çizdirilmiş karizmasıdır.
bir şekeri kırıp kupaya yarım şeker atıyorum.

ama bak kupa diyorum.

bende karizmatik miyim himmet ağabey?
olmayan karizmadır. ulan şeker atmayacaksam neden çay içeyim...
Karizma falan olmaz da, şekeri bıraktığımdan beri içtiğim çayın tadını almaya başladığımı söyleyebilirim.
sarı kırmızısız, leyla mecnunsuz, metin zekisiz olmayacağı gibi çayda şekersiz olmaz.
Bir de böyle bir şey çıktı.

" şekeri bıraktığımdan beri çayın tadını almaya başladım."

Sanırsın kraliyet ailesinden 5 çayı içiyor.

Alt tarafı çaykur lan. En babası kaçak çaydır onu da safi demleyemezsin zaten.
On birinci nesil karizması kadar yoktur.
görsel
en nefret ettiğim hareketlerden bir tanesi çay için şeker uzattığımda yok havalı bir şekilde kullanmıyorum sözüdür. ulan pezevenk bu bir eksiklik daha bu neyin afra tafrası. ben hayattan tat alıyorum sen ise kara sıcak su içiyorsun.
ben şekersiz icerim ilkokul 5 ten beri ama şimdıye kadar hic karızmatık bişey oldugun düşünmedım. Demli cayı yada şekersız cayı cayın kendi tadını almak ıcın iciyorum.
Kıtlama fanıyız.
Uu beybi çok karizmatiğim o zaman.
bir kere çayı şekersiz içtim. "karizmayı "sk*r et" dedim.
karizma demeyelim de çayın tadını almak icin sekersiz icmek lazım diyelim.
Kahveyi de şekersiz içmeme rağmen sahip olamadığım karizmadır .
çayı şekersiz içtiğini tüm dünya bilsin ister bu kişi. her zaman birilerinin ona "ya nasıl şekersiz içiyorsun ben hiç içemem" diyeceği günü beklemektedir. evde bir gün vereceği cevabın provasını defalarca yapmıştır. cevap olarak "ya şimdi kafada bitiyor anladın mı, aslında zor bir şey değil, her insan yapabilir" der. benzer durumlar:

-pastanede şekerli mi denince hayır derken gururlanmak.
-bir kızın yanında çaya şeker atmam diyerek onu çok etkilediğini düşünmek.
-ortam ziyaretlerinde şekeri reddettikten sonra gizlice herkesin kendisi hakkında ne düşündüğünü mutlu bir yüz ifadesi takınarak anlamaya koyulmak.
-çayı sessiz isterken şekeri sorunca göğsü kabararak şekersiz diye sesini yükselmek.
-keşke çayı şekersiz içmek üzerine konu açılsa diye iç geçirmek, lafı dönüp dolaştırıp çaya getirmek.
Karizma değil hasta insan belirtisidir.
Çayın şekersizine insanın şerefsizine alışamadım be kardeş.