bugün

umarsız, naçar
dejavunun hoş parçalarından biridir.gerçekten çaresizLiği beLirtir.
ing. desprate
tanju okanin insanin icini bazi durumlarda ve ruh hallerinde cok iyi yoldas olan ve insanin icini kasip kavuran kasirgalara dayanma bir nebze olsun dayanna gucu veren parcasi: *

sen yalnız geçen bir gecenin sabahında
başın ellerin arasında çaresiz
yeni doğan günde hiç nefret ettin mi

sen sarhoş olup bir gecenin sabahında
boşalan kadehlere dolan derdini
vurup duvarlar içine isyan ettin mi

al bende kalan resmini
bakıp bakıp çaresiz
ağladığım yetmedi mi

ben hep böyle bir ömür
senin için gözyaşı döküp
geçmişle avunamam al şu resmini
ne seni isterim ne verdiklerini

sen yalnız geçen bir gecenin sabahında
başın ellerin arasında çaresiz
yeni doğan günde hiç nefret ettin mi

sen sarhoş olup bir gecenin sabahında
boşalan kadehlere dolan derdini
vurup duvarlar içine isyan ettin mi
ilk başta cnbc-e deki desperate housewives i hatırlatan sora da kendi çaresizliğini kendine hatırlatan şu an içinde bulunduğum b.ktan bi kelime. mümkünse bi daha karşıma çıkmasın!
klibini, geçtiğimiz günlerde barış akarsu ve Nalan Kahraman ile trafik kazası geçirip hayatını kaybeden genç yönetmen zeynep koçak'ın çektiği parçadır.
yavuz bülent bakiler şiiri.

Ah bilsen, bir bilsen duyduklarımı
Sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden
Ve nehirler boşalacak sanki içerimden
Sakın bilme!

Anlatsan duyarım bütün güzellikleri
Erir dağlarımın başındaki kar.
Sussan içimde kıyamet kopar
Sakın konuşma!

Ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak
Ha görmemek gözlerini,ikiside bir
Bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir
Sakın bakma!

Bir haberin gelse iki satırlık
Yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir.
Bir martı gibi çıkar kapına gelir.
Sakın yazma!

Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız.
Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm.
Dönmesen çaresiz kalır ölürüm
Sakın gelme!

işte dağlar taşlar şahidim olsun
Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum
Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum
Sakın işitme!
ümit yaşar oğuzcan şiiridir.

Seni görmediğim günler bir çakır diken büyüyor göz
bebeklerimde
Bir çocuk ağlaması başlıyor, kulaklarımda uzun uzun
Ellerim bir yerlere yapışıyor, kurtaramıyorum
Ya ayaklarım, o benim zavallı ayaklarım
Öyle şaşkın, öyle kararsız, öyle çaresiz ki
Seni görmediğim günler
Karanlıktayım, katran gecelerdeyim
Cehennem misali bir yerdeyim
Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse
işte öyleyim...
Allah a inanan insan çaresiz değildir?!
umutsuz, sevgisiz, en önemlisi onsuz kalmaktır.
çaresizlik, en çok ölüm karşısında hissedilendir.
ali lidar'ın 6 kasım 2013 tarihli yazısıdır.

gazete okuduğumda, haber izlediğimde hissettiğim şeyleri çok güzel açıklamıştır.
bir de lewis hine'dan şu fotoğraf var http://www.historyplace.c.../childlabor/hine-full.htm

--spoiler--

ÇARESiZ

"Her şey anlamını yitirmiş gibi. içimde kocaman bir boşluk var ve ben onu hiçbir şeyle dolduramıyorum. Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi."

Başka bir yerde ve zamanda anlatsaydı bunları en azından sesimi çıkarmadan dinler, anlamaya çalışırdım. Ama zamanlama yanlıştı. Çünkü gazete okumuştum. Ve ne zaman gazete okusam bir tür kafayı yemişler ülkesinde yaşadığımızı iliklerime kadar hissederdim. Kötü zamanda gelmişti yanıma. Gazete okumuştum. Engel olamadığım bir öfkeyle, aynı gazetede aynı gün içinde olup biten olaylardan bir buket hazırlayıp dedim ki!

"Çaresiz misin? Hadi ordan. Çaresiz falan değilsin sen. Şımarıksın sadece. Çaresizlik nedir gerçekte biliyor musun? Kimdir biliyor musun aslında çaresiz? 800 lira maaş alıp 300 liralık gaz faturasını ödeyemediği için kendini asan babadır çaresiz. Öpe koklaya askere uğurladığı oğlunun bayrağa sarılı tabutuna sarılıp aklını kaybeden annedir çaresiz. On yaşından beri kendi evinde her gece tecavüze uğrayan ve daha fazla dayanamadığı için evden kaçmaya yeltendiğinin gecesi otogarda 'namus' cinayetine kurban giden kızdır çaresiz. Koca dayağından bunalıp baba evine sığındığında babası ve abileri tarafından çocuklarının gözü önünde öldüresiye dövülen kadındır çaresiz. Torunu yaşında çocuklara titrek elleriyle kağıt mendil satmaya çalışırken kalp krizi geçiren ve bir saat ambulans gelmesini bekledikten sonra ağzı köpürerek ölen seksen yaşındaki dededir çaresiz. Çaresizmiş. Bi siktir git başımdan.

Utandı biraz. Sinirlendi de galiba. Ama pek belli etmedi. Sessizlik oldu bir süre. Sonra dayanamayıp haline, ben bozdum yine sessizliği.

"Oğlum eve gider gitmez Kafka\'nın ne kadar kitabı varsa kitaplığında en yakın geri dönüşüm kutusuna at. Ya da benim bundan sonra gazete okumama izin verme!"

--spoiler--