bugün

yunan yazar ve filozof nikos kazancakis'in, özgün adı "vios ke politia tou alexi zorba" olan şaheseri ve bu eserdeki giorgis zorbas adlı maden işçisini model alan bir karakter. 

"hiçbir şeye inanmam! zorba'dan başka hiçbir şeye ve hiç kimseye inanmam! zorba ötekilerden iyi olduğu için değil, asla! o da canavardır. zorba'ya inanırım ama. çünkü yalnız ona sözüm geçer, 'yalnız onu bilirim'. bütün ötekiler hayaldir. ben onun gözleriyle görüyor, kulaklarıyla işitiyor, bağırsakları ile sindirim yapıyorum. bütün ötekiler hayaldir. ben ölünce hepsi ölür."
Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan kimse,müstebit,despot,diktatör.*
"...Er geç bir gün gelecek, zorba insan devrilecek..."

(Hayvan Çiftliği - George Orwell)
Karakteri yeterince gelişmemiş kişiler; başkalarına hayatı zindan ederek, toplumun gözünde daha saygın daha güçlü bir konuma sahip olacaklarını düşündükleri gibi kendi içsel eksikliklerini de kapatacaklarını zannederler. Popüler olma, kendini ispatlama ve kendi özgüvensizliklerini giderebilme düşüncesiyle çoğu zaman psikolojik ve fiziksel şiddete başvururlar.
Kısacası zorba kelimesi; bu 'zavallı' insanları tanımlayabilmek için kullanılan bir sıfattır.
(bkz: akran zorbalığı) (bkz: mobbing)
Sen korktukça,sen kaçtıkça
Zorba da gelir üstüne
Davranmazsan, haykırmazsan
Her-gün tokadı ensende.
Nikos Kazancakis in (ingilizler nikos kazantzakis olarak yazıyorlar tabi * ) Aleksi Zorba nın yaşamı doğrultusunda dünyayı, hayatı tanımladığı eseridir. bir ademin, yaşama zevkinin ve santur çalmasının bu kadar keyif verdiği bir roman bulmak güçtür.

-ek-

Kitabın esas ismi aleksi zorbanın hayatı ve maceraları dır.
kazancakis kitabı. okumak için geç kalınmış.
alıntı adettendir.

"....herkes kendi yolunu izler. insan bir ağaç gibidir. neden kiraz vermiyor diye incir ağacını azarladığın hiç azarladığın oldu mu?....."
nikos kazancakis tarafından yazılmış olan varolan en muhteşem romanlardan. kahramanı alexi zorbanın hikayesini anlatır ama bu zorba normal bir insan değildir.
yalom varoluşçu psikoterapi kitabının "ölüm ve psikopatoloji" bölümünde zorba'nın tahlinini kısaca şöyle yapmıştır:

birçoğumuz için kahraman bireyler, varoluş durumuna göre bir insanın yapabildiğinin en iyisini temsil eder. Yunanlı yazar Nkos Kazancakis böyle bir kişiydi ve Zorba'sı kusursuz, kendine yeten bir adamdı. (otobiyografisinde Kazancakis Zorba için model oluşturan adamın son sözlerine yer vermektedir "...eğer bir rahip bana günah çıkarmak ve benimle sohbet etmek için gelirse, ona buradan defolmasını söyle ve bana beddua etsin!... benim gibi insanlar bin yıl yaşamalı". Başka bir yerde Ulysses'in ağzından Kazancakis bize hayatı bütünüyle yaşamamızı, böylece ölüme "yanmış bir kaleden" başka hiçbir şey bırakmamamızı söylemektedir. Herakleon surlarındaki kendi mezartaşında basit, kahramanca bir yazı bulunmaktadır "hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm."

ama bu konuyu biraz daha zorlarsak savunma aşırı yaygın hale gelir: kahramanca duruş kendi üzerine çöker ve kahraman zorlantılı biri haline gelir. tıpkı kanserli genç Mike'ın içindeki daha büyük tehlikeden kaçmak için tehlikeyle karşılaşmaya zorlanması gibi.
görsel
Zorba budur.

Kéşke siz de dinleyebilseniz plaktan gelen sesi.
Ne zaman köyde olsam yanımda bir şekilde olduğunu fark ettiğim kitap. Ne ara bavula giriyor hiç anlamıyorum. Aslında kırsalda okunacak başka güzel kitaplarım var ama bu hep sivriliyor. Bu kitabı dört yıldır okuyorum. Saçmalık, peşimde sürünüyor sadece. Gerçekten okuduğuma emin değilim. Okurken ne anladığımı da bilmiyorum. Ara ara yanımda görüyorum o kadar. Ama bilinçli olarak asla bu kitabı okumak için seçmiyorum. Neden bu kitap diğer okuduğum kitaplar gibi karanlık bir kolinin dibini boylamıyor?
Psikolojik olarak tanımı şudur:

"Zorbalığın standart bir tanımı yoktur. Ancak ısrarlı, saldırgan, mütcaviz ya da hakaret edici davranışla, gücünü kötüye kullanır. Karşısındaki kişi ise kendisini tehdit altında, aşağılanmış, yara alabilir ve kafası karışmış hisseder. Zorbanın davranışında hedefteki kişinin özgüveni zayıflar, strese girmesine neden olunur."

Kaynak: http://www.taniyorum.com

Ayrıca elbette kazancakis in ünlü kahramanıdır. YAsam sevgisiyle dolu bir giritli denizcidir. Entellektuel ama yasama yabanci olan aydin yazarimizi hayretler icinde birakacak kadar dogaya ve insana yakin bir tiplemedir. Acisi tam aci, sevgisi tam sevgi, tutkusu tam tutkudur. icti mi cok icer, neselendi mi deli gibi danseder, hüzünlendi mi aglar bu ihtiyar.
"her acı,yüreğimi ikiye böler. ama kırk yaralı yürek hemen kaynar ve yara görünmez; kaynamış yaralarla doluyum ben;onun için dayanıyorum."
"vatanım diyorsun... kağıtlarının sana söylediği incr çekirdeğini bile doldurmayan o boş sözlere kulak asıyorsun... sen beni dinle; vatan var oldukça insan canavar kalacaktır! evcilleşmez bir canavar!... Aama şükür tanrıya kurtuldum, geçti! ya sen?"

(bkz: alexis zorbas)

daha neler neler...

üzerine insanın bi şeyler okuyası bile gelmiyor ya yapacak bir şey yok, bizler de kağıt fareleriyiz sonuçta değil mi? hayatı, insanları, anlamı kitap okuyarak çözeceğimizi-anlayabileceğimizi sanıyoruz nah anlarız! ellerimizle, kollarımızla, gözlerimizle bütün vücudumuzla bağıra bağıra yaşamadıkça bir bok anlayacak değiliz. gemiler yanmadıkça, aynı kıyı terk edilmedikçe ve aynı sözler söylendikçe dünya hep aynı kalır hayat da aynı kalır sorulan sorular da cevaplar da...
sonunda da sadece kağıt fareliği yapmış bir bunak olarak hasta yatağında ölüp gidersin işte.
o sene yabancı ile camus almıştır nobeli ama kendisinin de dediği gibi "nobel'i aslında kazancakis hak etmişti".

sayfalar akarken kendinizi girit'te kerpiç evinizi ellerinizle inşa ederken bulursunuz. öyle de bir romandır işte...