bugün

80li yıllarda trt de yayımlanan dizidir.

Çocukluk travmasıdır.

görsel
liselilerin kesinlikle hatırlayamayacağı eski trt dizisi. hatta o dizi oynarken trt harici kanal da bulunmayabilir emin değilim. izlenebilecek en ilginç şeylerden biriydi zamanında.
(bkz: v)
(bkz: visitors)
80'li yılların efsane dizisi'dir. çocuktum biraz korkarak izlerdim. ama izletiyordu kendini...
Yanlış hatırlamıyorsam tatlı olarak hamamböceği yiyorlardı. Fare yeme sahnelerinde başımı çevirerek öğürdüğüm korku filmi (!)
artık oy verebiliyorlarmış. istemem lan sizin oyunuzu tipsiz köylüler.
(bkz: V)
hayal meyal hatırlamama rağmen eski zamanlarda izlerken çok tırstığım dizi. yanlış hatırlamıyorsam yaratıklar çok sesli kişilerdi.
yeni versiyonu amerikan abc kanalında yayınlanan dizi.

bir önceki versiyon ile temel konu açısından bağdaşsa da (birgün aniden gelmeleri) aralarında senaryo açısından çok fark var.

bu versiyonda da dünya dışı varlıklar birgün aniden dünya atmosferine girerek 29 şehrin tepesinde duruyorlar ve gemilerin altında bulunan panelden filonun ve aynı zamanda bu yabancı ırkın da lideri olan anna (morena baccarin) aracılığı ile dünyaya barış ve yardım bildirisi yayınlıyorlar.

Tabi ki insanlar şaşkın, ancak dünyadışı varlıkların barış ve sevgi mesajı yaymaları ile rahatlıyorlar.

ziyaretçiler hemen dünyaya inmiyorlar. Dünya liderleri ile vardıkları anlaşma gereği sadece ziyaretçi elçilik ofisleri açıyorlar ve ta ki vize alıncaya kadar (evet hani şu pasaportlara konan) dünya topraklarına ayak basmıyorlar.

Bu versiyonun ilk versiyondan en önemli farkı, ziyaretçilerin lideri bir dişi. ama ne dişi. kendisi aynı zamanda bu türün kraliçesi ve binlerce yumurta yapabiliyor. ziyaretçi ırk bu anlamda bir tür arı/karınca karışımı bir yapıya sahip. işçi ziyaretçiler ve asker ziyaretçiler var.

ikinci çok önemli fark ise, ziyaretçilerin, gelişlerinden çok önce dünyaya kendi ırklarından ajanlar yerleştirmiş olmaları. dünyanın birçok yerinde çok farklı meslekler (polis, avukat, doktor, çöpçü vs.) icra eden insan kılığında dünyadışı varlık mevcut. Ziyaretçilerin en önemli istihbarat kaynakları da işte bu casuslar.

üçüncü önemli fark, kertenkeleye benzeyen bu ırkın kendilerini kamufle etmek için üzerlerine geçirdikleri insan derisi de aslında bir tür canlı dokudan meydana geliyor ve çıkarılması da o kadar kolay değil.

dördüncü fark, ilk versiyonda ziyaretçi dişi ile dünyalı erkekten bir bebek meydana gelirken, bu versiyonda asi ziyaretçilerden olan bir zenci ile dünyalı bir dişinin bebek sahibi olmaları.

beşinci ve belki de en can alıcı fark ise, daha önce casusluk faaliyetleri için dünyaya yerleştirdikleri ziyaretçilerin arasında 5.kol olarak anılan isyancı bir grubun bulunması. Bu 5. kol, anna adlı kraliçenin hegemonyasına karşı çıkıyor ve ziyaretçilerin asıl amacını bir şekilde farkeden bazı insanlar ile ortak hareket ediyorlar.

Ziyaretçilerin kraliçesi anna, zaman zaman halkının bilincini yaydığı bir enerji ile hegemonyası altında tutuyor ve bunun adına mutluluk diyor. işte asi ziyaretçiler bu mutluluğa karşı çıkıyorlar.

Şu ana kadar 12 bölüm yayınlandı. Meraklıları, ilgili sitelerden bu bölümleri alt yazılı olarak izleyebilirler.

Bir önceki versiyona göre görsel olarak da çok daha kaliteli.

Bir yazarımızın da dediği gibi lost'un yokluğunda takip edilebilitesi olan dizilerden.
yeni versiyonunun ilk bölümünü izlediğim dizidir. ilk bölüm itibariyle hiç fare yiyen uzaylıyla karşılaşmadım. kimsenin turuncu elbise giydiği de yok. maşallah bütün uzaylı diziler daş gibi. özellikle anna (morena baccarin) ve kara (laura vandervoort) dilinizi dışarı çıkarttırıyor. dizide losttan tanıdığımız julietin de (elizabeth mitchell) bulunması ilginç olmuş.
1.bölümün başı hakikaten etkileyici ve biraz the independence day filmine benziyor. sonrası biraz sıkıcı ve aceleci gibi geldi bana. ayrıca fbi ajanının ve epederin şüpheci tavrı anlamsız olmuş. umarım ilerleyen bölümlerde dizi eskisini aratmaz.
sonuç olarak yeni çekilen bölümlerle eski diziyi yad ediyorum ve nostalji yapıyorum. siz de yapın! iyidir öyle!
şu sıralar yeniden çekimeye başlanmış olan dizi o zamanlarda hatirlanan çok bir anı kalmasada günümüzün teknolojisi ile çekilmesi bir hayli zevkli ve sürükleyici yapmış konuyu henüz birinci sezonda iki bölüm torrentlerde takilmakta .
lost'un yokluğunda izlenebilcek kalitede bence .
80'lerin çocukları arasında en çok konuşulan televizyon dizisi. Beni çok etkileyen bir diziydi. Herkesin bahsettiği fare yeme olayını hatırlamıyorum ama insanlarla dost bir şişko, gözlüklü uzaylı hatırlıyorum. Hatta bu uzaylının kol derisinde bir açılma olmuştu ve altından yeşil sürüngen deriyi gören insan dostları ona küsüp 'biz seni böyle tanımamıştık' benzeri triplerle dönüp gitmişlerdi. Açımıştım uzaylıya. Bu konuyu cem yılmaz'ın ünlü deyişiyle bitirmek istiyorum: uzaylı da olsa insan insandır.
küçükken o diziyi izleyip gaza gelmiştim.aneannemin dedorantını alıp sıkıp duvara dizinin amblemi olan "V" harfini yapmıştım. ne bileyim duvarın boyasının ninem zamanından kireci bol boya olduğunu. V harfi kabak gibi kaldı ortada. ben de aneannemden bir araba dayak yedim. "tükürürüm senin uzaylılarına!" diye terlikleri kafama indirmişti. velhasıl, trt'nin en güzel dizilerindendi ama sayesinde yediğim dayağın tadı damağımda kaldı.
hayal meyal hatırlanan dizi. fare yerlerdi bunlar çiğ çiğ. turuncu , kırmızımsı giyerlerdi birde.
The Strangers (ziyaretçiler) .Aksiyon içerikli korku filmi.

Kristin McKay ve James Hoyt çiftinin arkadaşlarının düğününün dönüşünde , romantik bir gece için gittikleri yazlık bir evde kim olduğu belli olmayan 3 maskeli kişinin ortaya çıkmasıyla berbat olan geceyi anlatan film.Gerçek bir olaydan esinlenerek sinemaya uyarlanmıştır.Başrollerinde Liv Tyler ve Scott Speedman vardır.
orjinal adı The Strangers olan 8 Ağustos 2008' de vizyona giren Amerikan korku filmi.

--spoiler--
Liv Tyler, Scott Speedman, Alex Fisher gibi zengin kadrosuyla dikkatleri üzerine çeken "Ziyaretçiler" uzun süredir karmaşık karakterler ve onların hikayeleri üzerinde çalışan Bryan Bertino'nun ilk yönetmenlik ve senaryo yazarlığı deneyimi.

Kristen McKay ve James Hoyt için o gece James' in ailesinin gözlerden uzak yazlık evinde bir kutlama gecesi olacaktı. Bir dostlarının düğününden eve dönen mutlu çiftin plânları hiç de bekledikleri gibi gelişmedi. Sabahın dördünde kapı çalındı ve rahatsız edici bir ses sordu: Tamara orada mı? Maskeli yabancılar tarafından kuşatılan ve kaçabilecekleri çıkışlar dehşet veren terör alanlarına dönüşen bir çiftin gerilim dolu hikâyesi.
--spoiler--
eskiden trt 1 'in verdiği uzay yolu tarzında yapılmış o denemin en baba dizilerinden biriydi. aynı saatte başka bir kanalda sahil güvenlik oynardı ve sahil güvenlikteki pamela lee andersandan kanımca çok daha güzel olan bir kadın barındırırdı bu ziyaretçiler dizisi. iki kötü kadın yer alırdı dizide * biri esmer diğeri ise şarısındı. bu iki hatun birbirine sevmez ve sürekli kapışırdı. hatta bir bölümde esmer olan * çok pis dövmüştü şarışın olanı sonrada gidip solucan yemişti. *
(bkz: seksenlerde çocuk olmak)
uzaylılar için kullanılan söz. (bkz: bu kez geldiler)
http://thevisitors.info/
(bkz: v)
ilk olarak trt 2' de yayınlanmaya başlayan kiremit rengi elbiseli uzaylı yaratıkların dünyanın su kaynaklarını sömürüp yok etmesi üzerine kurulu bir diziydi bu.
cuma değil de cumartesi geceleri yayınlanan ve o ergen yaşımda başroldeki esmer afet ablaya aşık olduğum dizi.
esas ismi v olan dizi. bir yanılgı sonucu visitors olarak anılmıştır.. v ise dizinin son bölümünde geçen bir cümlede kullanılan victory ( zafer ) den gelmektedir. (bkz: v for vendetta)
(bkz: les visiteurs) *
çocukluğumuzun kabusu.o baş kötü kadının fareleri kuyruğundan tutup kafasını yukarı kaldırmak suretiyle mideye indirişini "lan lan la noluy.." şeklinde izleyip paso korkardık.halbu ki hep aynı terane, her bölümde fare yiyolar her bölümde tırsıyoz ,çocuk aklı işte.