bugün

zengin ve fakir insanlar arasındaki bilindik farklardır.

zengin = güzel insandır bir kere!, ağzı kokmaz, üstü başı yepyenidir, arabası, atı, yatı, katı hepsi vardır.

efendime söyleyeyim, bir kere zengin insan erkekse her kadının hayalidir, kadınsa da güzel giyinen seksi olmayı bilen, elitliği ile fark edilebilen kadındır.

zengin insanın yürüyüşü bir başkadır, kaldırımlar bile önünde eğilir, önüne evet evet önüne halılar serilir, güvercinin adımları gibi yavaş ve sessizce ilerler, acıktığı zaman öyle görmemişler gibi sağa sola saldırmaz, usulca ağzını açıp yettiği kadar yeyip kalkar, şimdilik zengin insan tanımı yeterli sanıyorum. sonra zorunuza gidip de bana kızabilirsiniz.

şimdi gelelim sizin sınıfa, yani fakir insan tanımına!.

yahu bu fakirleri ben pek bilemiyorum allah kahretmesin ama gördüğüm kadarı ile şuna benziyorlar, gerçi siz benden de iyi bilirsiniz ama yine de dilimizin döndüğü kadar toparlayalım.

fakir = tipsiz insandır bir kere!, ağzı kokar, üstü başı epeskidir, otobüse biner, evi, arabası maalesef yoktur.

efendime söyleyeyim, bir kere fakir insan erkekse kimse sevmez hiç bir kadının ve kimsenin hayallerinde de yeri yoktur, kadınsa da ne seksi olmayı bilir ne de bir sokakta yürürken arkasından çöpçü insanı bile dönüp de bakmaz.

fakirin yürüyüşü bile zavallıdır, kaldırımlar bile kaçmaya başlar, ki biliyorsunuzdur hani belediyenin o yukarıya doğru kalkan taşları vardır, hani bastığınız da sular üstünüze gelir ya!, hah işte onlar fakirleri gördüğünde hemen üstlerine su atar işte! vah anam vah işe bak!, vah yavrucuklar vah ıslandınız mı vah!.

fakir acıkmaya görsün arkadaş! aboooo!, yer allah yer, bitmez onun yemesi aman allahıııım!, sakın bir yanılgıya düşüp de bir fakire yemek ısmarlamak zorun da kalmayın aman hee!, vallahi sizin kesenize göre demek gerekirse bitersiniz bu kadar açık yani!. işte böyle ben dedim aradan çekildim millet, varın artık gerisini siz düşünün taşının kaşının filan. allah'a şükürler olsun ki fazla işim olmuyor yani fukaralarla.

mutluluklar dilerim.
sadece ve sadece para. Tabii fakir ve zengin insanlar kendi seçtiğimiz ideal insanlar ise.
ikisi de eşittirler; ama zenginler daha eşittirler.
zenginliğe özenen fakirellanın vasat kıyaslamaları.
biz bu kıyaslamaları türk filmlerinde çok izledik.
misal: yalı versus gecekondu
zengin insan lokantaya gittiğinde şef garson tüm yemekleri en ince ayrıntısına kadar ve tüm çeşitleriyle sayarken fakir olur da para bulup lokantaya giderse garson "ne istersen var." der. çünkü çorba içeceğini bilirler bunun.
Benim bir sürü zengin arkadaşım var, ceplerinden 10 lira çıkmaz,
Ve nice fakir bilirim, cebindeki paranın hesabını tutmaz...

Edip: yazar burda basligi acana laf sokmus.
zengin parasiyla , fakir karisiyla oynar.
ölümün sıfırladığı farklardır.
fakir porno izler, zengin izlemez.*
zengin olan sağlıklıdır. Fakir olan sağlık için bütçe bile ayıramayacağından en ufak hastalıktan ölebilir.
fakir aile:
+ baba açlık kaç gün sürer?
-kırk gün oğul.
+peki sonra biter mi bu açlık?
- bitmez oğul. alışırız....

zengin aile
+ baba 1000 tl ateşlesene yeaaa.
(bkz: trol yazarlar)
(bkz: iki yumurta bir sucuk)
Zengin;
Havyar yer, kırmızı et ile beyaz şarap, beyaz etle kırmızı şarap içer, önemli davetlerde kanepe yer.
Fakir;
Balık boku bile yiyemez, sucukla kola, bisküviyle çay içer, kanepeye anca oturur.
Fazla önemi olmayan farklardir . Hepimiz insaniz sonuçta .
(bkz: troll olucam derken başlık sıçmak)
(bkz: para)
--spoiler--
neye sahip olduğun ne kadar zengin olduğunu göstermez, neye ihtiyacın olduğu ne kadar zengin olduğunu gösterir. *
--spoiler--
Cevabı yaşar usta versin yazarlar dinlesin ;

Bak beyim, sana iki çift lafım var! Koskoca adamsın, paran var, pulun var, binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakışmasın ki... Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören, anlamıyor musun beyim bu çocuklar birbirlerini seviyor... Ama ben boşuna konuşuyorum, sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrika sahibi Saim Bey... Sen mi büyüksün? Hayır ben büyüğüm, ben Yaşar Usta. Sen benim yanımda bir hiçsin anlıyor musun, bir hiç, gözümde pul kadar bile değerin yok ama şunu iyi bil: Ne oğluma ne de gelinime birşey yapamayacaksın, yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi çünkü bizler birbirimize para pul ile değil sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz, biz bir aileyiz, biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme, dokunma çocuklarıma, dokunma oğluma, dokunma gelinime... Eğer onların kılına zarar gelirse, ben, Ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben Yaşar Usta! Hiç düşünmeden çeker vururum seni... Anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile...

(bkz: Yaşar vurdu gol olduu)
zimbabve ile senin, benim aramdaki farktır.
sahip olduklarına verdiğin değer kadar zenginsindir. bunun farkına varabilmek, ikisi arasındaki en önemli farktır.
zengin alışveriş fişi almaz. fakir alışverişten eve gelene kadar o fişi inceler.
varlığından rahatsız olduğum farklılıklardır.
zengin servetim azalır diye para harcamaya korkarken, fakir zaten serveti cebindeki parasıdır, onuda sonuna kadar harcar, yer içer, eğlenir, mutlu olur.
fakir parasızlıktan yemek yiyemez, zengin şımarıklığından.*
fakir parayı kazanmak için uğraşır, zengin harcamak için.