bugün

bir celal güzelses derlemesi diyarbakır türküsüdür:

Bir güzel ki, on yaşına girince,

Açılmamış körpe fidana benzer.

Yıldan yıla ay yüzü, gün görünce,

Her yıl devri dönen, devrana benzer.



Onbirinde, gonca diye koklarlar;

Onikide, elma diye saklarlar;

Onüçünde, hatır gönül yoklarlar;

Ondördünde, şeker satana benzer.



Onbeşinde, güzelliğin çağıdır;

Onaltıda, gören aklın dağıtır;

Onyedide, göğsü cennet bağıdır;

Boyu uzar, servi revana benzer.



Onsekizde, hem artırır zarını,

Ondukuzda, hem terk eder arını.

Yirmisinde, gözedir şikârını,

Zincirlerden kopmuş arslana benzer.



Yirmibeşten sonra, bıyık burulur;

Otuzunda, akar sular durulur;

Otuzbeşte, ettikleri sorulur;

Sevap, günah neyse gümana benzer.



Kırk yalında, gazel döker, su çağlar;

Kırkbeşinde, har ömrüne zar ağlar;

Ellisinde, eloğluna bel bağlar;

Dağ başına çöken dumana benzer.



Ellibeşte, sızı iner dizine;

Altmışında, duman çöker gözüne;

Altmışbeşde, bakılmaz hiç yüzüne;

Ahrete yol soran seyrana benzer.



Altmışbeşten sonra, beli bükülür;

Damarında akan kanlar çekilir.

“Gel gel” diyen toprağa diz çökülür,

“Geldi geçti” denir yalana benzer.



Ağlatma ki beni, sen de gülesin.

Ben yaşıyam, reva mı sen ölesin?.

Önün sıra ben yolcuyum, bilesin,

Konan göçer, dünya bir hana benzer.
http://www.youtube.com/watch?v=yyGDfQJSwec
sübyancı eserlerden olmasına rağmen sevilendir. zülküf altan da güzel okur.
uzun bir ahhh dır.
güncel Önemli Başlıklar