bugün

-şayet nisan yağmuruysa- ağzınızı açıp koşun yahut yine ağzınızı açıp olduğunuz yerde yukarı bakın. şifadır nisan yağmuru.
Uyumak tabi ki.
bir araban varsa şayet bizim bakkal osman gibi eline fırça ve sabun alıp yıkayabilirsin. eğer utanman yoksa kendini de yıka amk.
Yürümek.
Yagarken cikan sesi dinlemek ve yagmurun yagisini izlemek.
En guzel doga olayi.
Ağzını açıp gökyüzüne doğru bakarak kendi eksenin etrafında dönmek.
Balkon yikanabilir asagiya su gitme derdide yok.
uno oynamak, iki tur okey atmak ve ya arkadaşlarla film izlemek.
evet çok yalnızım şuan ühü.
Kulaklığı takıp müzik eşliğinde yürümek.
çay ve sigara ile yağmurdan korunaklı bir dış mekanda oturulabilir. arabayla şehir gürültüsünden uzak bir yere gidilip takılınabilir.
şu başlığa bakıyorum da çoğu yazar aşk meşk , sigara , yürümek , öpüşmek , kahve içip yağmuru izlemek tarzı şeyler yazmış.
lan yağmur yağarken benim aklıma direk evsiz insanlar ve sokak hayvanları geliyor.
Yüzünüzü gökyüzüne çevirip gözleri kapatmak.
Yagmur altinda dus almak.
Uzun yolcuğua çıkın. Şu anda otobüsteyim pencereden yağan yağmuru izliyorum müzik eşliğinde.
Sevgilinin elini tutup anlamsizca kosmak. Bir an durup opmek ve yine kosmak.

Kahveni alip kitap okumak, her ne kadar dilden dile degeri dusse de. Guzel bir eylemdir.

Sigarani yakip yagmurun sesini engellemeyecek ses duzeyinde slow bir parca dinlemek.

basini goge kaldirip bagirarak sarki soylemek.

Dans etmek.
evde teyakkuz halinde beklemek zira alt yapısı bozuk bir şehirde heran su basabilir.
hayaller sevgiliyle yağmurun altında dans etmek hayatlar evde oturup ders çalışmak.
Kahve, kitap, hoş sohbet ile keyifli vakit geçirmeyi planlamıştık. Canım Kuzenim, ablam yeni aldıkları evde bu atmosferi oluşturmuş, beni çağırmıştı. Yağmurun şiddetlenmesi ile kendimizi paçaları sıyırmış eve giren suyu temizlerken bulduk. O güzelim koca teras su doldu, gider tıkandı, su yükseldikçe eve daha da çok girdi. çareyi terasın duvarını keserle kırıp delik açarak suyu boşaltmakta bulduk. Bir de hazır evi su basmışken temizlik de yapalım dedik, evi de toparladık.
Artık yağmur yağarken yaptığımız sağı solu, camı kapıyı kontrol etmek.
dans ama izmir'de.
dua etmek, sevgiliyle yağmurda yürümek, kitap okumak film izlemek, sıcak kapalı bir yerde oturmak.
koşarak eve gitmek. şimdi girdim kapıdan içeri. istanbulda sabahtan beri öyle bir sağanak var ki 3. defadır sucuk gibi ıslanıp ıslanıp kuruyorum. hiç öyle aa denizi izleyeyim biraz romantizm olsun diyemedim koşarak eve girdim zar zor. şemsiye de patates oldu.
Eminem - stan açıp cam kenarında kahve sigara eşliğinde dışarıyı izlemek.
ilkbahar, yaz yağmuruysa; yürümek, beraberinde düşünmek. sonbahar, kış yağmuruysa; pencereden seyretmek, çay eşliğinde.
(bkz: bahar şarkısı)
Entry girmek.