bugün

güzel anlardır, hoştur, özlenesidir.
illa güzel olması gerekmeyen anlardır. genelde unutulmayanlar en acı anlar olur.
hayatınızın en güzel anlarıdır...bazen gecenin karanlığıda ona şarkı söylemek, yağmurda ıslanmak, onun elini ilk tuttuğunuzda dünyanın durması durumu...hepsi geride kaldı.
(bkz: aşkım çoraplarında ıslandımı) *
elit olmayan bütün anlar kötüdür.
Yazarlarda sever, sevişir.
Bu ne biçim bir entry dir yahu!
Bana birkaç çeşit yemek yapmış, balkona güzel bir masa hazırlamisti.

Erkek yapınca güzel oluyor efendim.
kontörlü telefon olan zamanlardan kalma anılardır. malum o zamanlardan beri mutlu iki dakika geçirdiğim insan yok. Kimi zaman kontorümüz olmazdı çaldır-kapat metoduyla anlaşırdık. O kadar ilerlemiştik ki bazen buluşacağımız yeri bile anlaşabiliyorduk. bu da böyle bi iç burkan garibanlık anlarımdandır.
beraber uzun makarna yediğimiz an.
kendi elleriyle yaptığı için çok ayrı bi tadı vardı, hiç unutamam.
(bkz: yok ki)
bi keresin de hiç unutmuyorum. evimin önünden arabayla alıp, boğaza karşı yemek yemeğe götürmek istedi beni bende kabul ettim tabi. ona küçük şakalar yapiyorum, burnunla oynuyorum,bi tatlı bi tatlı oluyor ki görmelisiniz. bu da benim hoşuma gidiyor tabi. tam araba dan inmek uzereyiz birden anlamadığım bir şekilde sallanıyoruz.

meğer babam oğlum hadi kalk ise geç kalıcan diye var gücüyle sallıyormuş beni.

rüyanın anasini siktin baba ! diyicem, diyemiyorum çünkü ben babama karşı saygılı biriyim.
19 ekim 2011. Arkamı döndüğümde onu görmem ve ona sarıldığımdaki şaşkınlığını unutamıyorum.
Camda beni görmek için bakarken onu görmem,seslenmem ve şaşırıp utanması,o an nasıl unutulur ki?
gülhane parkına gitmiştik, o gün çok gezmiştik. yürürken '' çok yoruldum ben '' dedi. lafını bitirir bitirmez bacaklarından kavradığım gibi kucağıma almıştım. güldü. '' ne yapıyosun deli '' dedi. şştt konuşma dedim ve banka kadar götürdüm. herkes bize bakıp gülüyordu ama kimse umurumda değildi. oturttum banka ve su almaya gittim.
neyse, altıma sıçcaktım tuvalete koştum yalan olmasın, o kadar ağır olduğunu tahmin etmiyordum.
Tam anlamıyla sevgili diyebileceğim hiç kimse girmediği için hayatıma anı da biriktiremedim malesef ama sevgili olmasa da benim için aşka en yakın şey olan kişiyle unutamadığım birçok anım oldu.Kolay mı 12 sene aynı okul yollarında yürümek ,4 senesi de ona olan aşkımla geçmişken.

Bir gün sınav arasındayız dışarıda sağanak yağmur yağıyor,birden dışarı çıkmak istedim nedensizce onu da peşimden sürükledim tabi,itiraz bile etmedi aynı yağmuru aynı yerde beraber hissetmiştik,sonra benim yüzümden hasta olmuştu,kıyamam.*

Bir gün benim gittiğim dershanenin önünde karşılaşmıştık,dersim başlayana kadar tutmuştum onu orada 1 saat kadar ,gülümsemesi gitmiyor hala aklımdan arkadaşlarım sevgilim zannetmişti hatta.

Beni çok seviyordu bunu biliyorum ama aşk mıydı emin değilim,bence o da bana karşı bir şeyler hissetmiştir farklı olarak ama sadece ihtimal olarak kaldı.
Lise mezuniyet balosunda bardaydık. Aramız bozulmuştu ayrıydık. Ben barın en sote masasında kafam güzel yarı uzanmış bir halde onu izliyordum. Umutsuzca, çaresizce. Lise bitecek, onu belki bir daha göremeyecektim.

Sonuç itibariyle ben istanbul'dayım üniversitede, o da o şehirde başka biriyle.

Onu son gördüğüm andı bu. Bilsem ağlardım.
sibel adında biriyle çıkan adam sevgilisine '' sibelim'' diyor. melike ile çıkan '' melikem'' diyor. canan ile çıkan '' cananım'' falan diyor. eskiden fazla maço biri olduğumdan dolayı hiç böyle güzel iltifatlarda bulunmadım. bir gün kalabalık bir ortamda ben de bu şekil sevgilime sesleneyim dedim. adını söyleyip hitap ettikten sonra tüm gözler bana çevrildi. e yuhh diye bi uğultu oluştu. o gün bu gündür yaprak'la hiç konuşmadık. o anı hiç unutmam. noluyo ya diye kafamı sertçe sağa sola çevirmiştim hep.
seni arkadaş olarak görüyorum, bitti bu kadar.
her anı.
bunu benimlen karı bilir sen ne bilecen diye cevaplanması gereken sorudur.