bugün

Ağac rüzgara
Yaprak sonbahara
Avrat şarjina.
kırıldım, çünkü 7 yıl sonra ilk defa bu doğum günümü kutlamadın.
kırıldım, çünkü daha iki gündür tanıdığın o salak adamı ömürlüksandın.
kırıldım, çünkü geçmişi elinin tozlu tarafıyla ittin.
kırıldım, çünkü ankara'nın o tir tir titreten ayazında seni ben bekledim.

kırıldım.
çünkü sana hep güvendim.
Sürekli kırık yerlerden kırılıyoruz.
Yağmura, buluta, yıldıza, aya, kara toprağa, düşen yaprağa.

Pardon o şarkıydı dimi.
Tuğçe nin bena bakmamasina. Evet.
kendime. aptalım aga ben cidden kaç ay boyunca yazmadım gitmeme bir hafta kala yazdık. çok da güzel konuştuk ama sustum. şimdi gittiğim yerdeyim ve seni çılginlar gibi özlüyorum.
peşimde bir yıl koşan, ömürlük kurduğu hayalleri anlatan, mutluluk yeminleri veren hiç aşık olmadığım bir adamın kendine aşık edip sonrasında yüz seksen derecelik dönüşü. senaryo ne ara bu hale geldi, noldu da o bana yalvarırken ben onu ayrılmamıza rağmen bir aydır unutamaz oldum. o ince sandığım insan bana ne ara hakaretler eder hale geldi. hiç mi güvenmeyelim kimseye bunu mu istiyorlar artık. çok kırgınım bu hayata sen de beni kırma günahıma girme dedikçe nedir bu insanlardaki merhametsizlik ve üzme merakı. hayatta zorlukları olan insanların hayatlarına girip bi de onlar daha bok hale getiriyor ya ne diyim ki ben.

yalnızlığın verdiği duygu mu yoksa hayal kırıklığı mı daha berbat ona karar vermeye çalışıyorum bu aralar. sanırım ikincisi daha çok yaralıyor. vicdanı, kalbi, acıma duygusu kalmamış insanlardan güvensizlikten ziyade korkuyorum artık...
Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı. Çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi. (sabahattinali)

Yıllar önce kaleme alınmış kelimeler benim bu günüme aitti.
bugün ürün çıkarmak için mutfağa gireceğimiz zaman hocanın senin reçete iptal dediği an. belki çok saçma ama cidden kırıldım lan. yapardım yapamazdım günlerdir bunun stresini yaşıyorum ben.
doğum günümü bu senede kimse hatırlamadı. hadi diyelim 1 eylül okul başlamadan önce olan bir olaydı. kimse bilmezdi. ya peki şimdi ? hatırlaya hatırlaya engellediğim bir insan hatırladı.
Yüzüme karşı ben arkandayım deyip, arkamdan oha lan ben olsam yapamazdım diyen ve bunu inkar eden 25 yıllık dostuma! Kırıldım
istedim vermediler amk. * *
en son, haksız yere suçlandığım bir konuda, üzerine titrediğim, canımdan çok sevdiğim birinin, benim lafım yerine beş para etmez insanların lafına inanıp, tiksinç herif, oh olsun demesine kırılmıştım -ki bu ilk yapışı değildi-.

sonra kırılmamayı öğrendim. insanları sıradanlaştırdım. kırılmış gibi yapıp, "o halde ben gideyim, çok kırdın" demeyi öğrendim. bırak onlar seni kırdığını düşünüp zevk alsınlar. özel olduklarını düşünsünler. seninle uğraşmasınlar.

ondan sonra da hiç kırılmadım, kırılmış gibi yaptım.

umarım beni kırabilecek kadar özel biri yine karşıma çıkar.
ya ben, neyse.
Biri gelir peşinizden ardınızdan. Sonra ufacık bir adım attığınız anda uzaklaşır. Ne zaman denesen önüne set çekerler. Ne zaman uğraşsan engel olur sonra şikayet ederler. Ama bu durumda ben en çok kendine kırılıyorum.
her cumartesi 1 tl verip oynadığım lotonun bana çıkmamasına acayip kırıldım.
insafsızlar.
Şu başlık altındaki entryleri okuyunca herkes herkesi seviyo ama kırılıyo sonra aşk acısı çekiyo gibi hissediyosun. Sonra diyosunki e bu kadar çok seven varsa bu karşılık vermeyenler kim. amk ben onların size bişi olmasın kırılmayın.
Babama kırıldım, bunca yıldır kahraman bildiğim o adama kırıldım. Bana bu kadar ağır birşey yaşatan adama kırıldım.