bugün

Bir soru cümlesidir. Büyüdüğünün farkına ne zaman vardığını öğrenmek için sorulur.

Ben annemi gömdüğümde anladım büyüdüğümü.
Üniversiteden mezun olup "ee şimdi ne olacak " diye düşünmeye başlayınca.
(bkz: ille de heaven)
öldüğünü öğrendiğimde..
şayet bir kız çocuğu iseniz, bir kardeşiniz olduğu anda büyürsünüz. daha ne olduğunu bile anlayamadan, bir elinizde oyuncak bebeğiniz, bir elinizde emzikle kardeşinizin, annenizin, babanızın, tüm evin ablası oluverirsiniz bir anda. herkes unutuverir bir anda sizin de çocuk olduğunuzu, size de unutturmak ister gibidirler sessizce.

abla olunca kardeşinizle öz, çocukluğunuzla üvey bir hale gelirsiniz bir anda.
çok istediğim oyuncakları ailem parasal olarak sıkışmasın diye, istemediğim zaman büyümüştüm.

edit: lan ben yurtta ekmek kemiriyorum tesadüfe bak.
anne- baba kavgalarında " ne haliniz varsa görün " dediğim gün.
hiçbir zaman *

hala gözlerim bir çocuğun eline şeker aldığındaki sevinçle bakıyor. hala insanlara inanma umudum var. sanırım asla büyüyemeyeceğim...
Keşke çocukluğa dönebilsem dediğim ilk gün.
soda içmeye başladığımda. evet.
faturalar posta kutumu aşındırmaya başlayınca. Öde öde bitmiyor.
Dünya kirlenince.
Babam gittiğinde anladım... oysaki hiç olmamıştı zaten aslında o varken de büyüyordum ama daha çocuk olduğumu düşünürdüm 4 yaşındaydım çünkü ... o gittiğinde abla olduğumu anladım ağlamam gerektiğini anladım ... ağlasam da güçlü durmam gerektiğini anladım fedakar ,cefakar annem üzülmesin istedim hep canımın içi annem ... ben de buyudum sözlük ...sonra dedem babam oldu babam olmadığına sevindim çünkü bu kadar fedakar bu kadar mükemmel bir baba hiç hiç görmedim... canım anneannem ve dedemin evliliklerine özendim hep...sonra öyle bir eşim oldu ki.. (bkz: son picikan) RUH PARÇAM... sonra da onun babası da babam oldu harika bir adam ...tekrar sevindim onun hayatımda olmamasına iyi ki annem seni bıraktı sen onu hiç haketmedin bizi de...
Üniversitede aileden ayrı tek başına kaldığında ve askerde.
el öpenlerim çoğaldığında...
Amcam "ben sana bakamam, bak başının çaresine" diyince
bir zaman geçti beni tanımayan insanlar abi abi abi demeye başladılar. dedim büyüdük zahar.
Üniversiteyi kazandığımda, kayıt için gerekli evrakları toparlamaya başlamadan önce babama “ikametgah, sağlık raporu, sabıka kaydı vs lazımmış” demiştim. Babam da , “eee bana niye söylüyorsun ki? muhtarlık şurda, hastane şurda, adliye burda. Hepsinin adresini biliyorsun. Ne lazım olduğunu da biliyorsun. Şehir dışında okuyacaksın, artık kendi işini kendin halledeceksin” demişti. Sanırım o an anladım.
"ay bu çok büyükmüş" dediklerinde.
artık öfkelenmek yerine gülmeye daha çok başladığımda.
her şeyin sonunun bir avuç toprak olduğunu anladığımda.

kavgaların hep boşa çıktığını, çocukca bir davranış olduğunu anladığımda.

bunlar için çok dayak yemem, terkedilmem, işsiz kalmam ve sevgi görmemem falan gerekti.
ancak hepimizin hayatı da böyle değil mi zaten?
içimdeki çocuğu yavaşca yok etmeye başladıklarında.
Annemle babamın öz ailem olmadıgını öğrendiğim 8 yaşım.
eskiden canımı yakan şeylerin artık umrumda olmadığını farkettiğimde.
Babamın vefat ettiği gün.
Evlenip ilk toplu faturaları elime aldığım anda babamın 'çok para harcıyorsun' cümlesi kulaklarımda çınlanıp aydınlanmamı yaşadım çok şükür. 1 buçuk senedir de devam ediyor her ayın 30'unda ilk gün ki gibi...
Bazı şeylerin acısı, dizi incinen küçük bir kızın canının acısıyla eşit olmadığında anlıyor insan.