bugün

bu saatte sözlükte takılmak için iyi bir nedendir.
en büyük yoldaşım. başlarda insanı acıtır yalnızlık fikri, kabullenemezsin. ama sonradan sevmeye başlarsın yalnızlığını. sevmemek elde mi? alışmak zorundasındır işte. madem hayat sana yalnızlığı sunmuş, geri çevirme şansın da yok, o zaman kendi kendine yetmek zorundasındır. kimseye ihtiyaç duymadan, içini dökebileceğin bir dostun olmadan yaşamaya alışırsın gitgide, herşeye alıştığın gibi.
ilk ve son dostunuzdur.sizin için herkesten önce o olur ve herkesten sonra da o olacaktır.
duman grubuna göre paylaşılamayan paylaşıldığındada olunamayan hede.
bir zaman sonra sıkmaya başlayan sınırsız özgürlük.
kendi iç sesinle başbaşa kaldığın ve ilerleyen saatlerde kafana sıkabileceğin duruma gelir.çok yalnız kalmamak lazım.
paylaşamadığın durumdur. dumur olma durumudur.
konuşacak kimsesi olmayıp, sözlüğe entry girmek...
okula gittim. kalktığımda evde biri vardı. ama benim için varlığının bir anlamı yoktu. birşey paylaşmıyorduk. ağlıyorsam niye ağladın bile demeyecek kadar sevmiyordu beni. bende onu sevmiyordum. aynı evdeydik. okula gittim. mühendisliğe girdiğim an o boktan merasim başlıyordu her zamanki gibi. herkes günaydın diye salakça bir sırıtışla selam verdi. bu salak sırıtışa alışmıştım oysaki ama o gün midemi bulandırdı.. derse filan girmek istemedim. eve de geri dönmek yemiyordu sözlük. otobüse atladım. akşam olmasını beklerdim normalde adalara gitmek için ama hayır.otobüse atladığım da elele tutuşmuş bir sürü çift o ikili koltuklara yayılmışlardı. kimya müh'ten o gerzek kızın bile ona değer veren bir sevgilisi vardı. üstelik onca tribine rağmen bir erkek neden onu beğenirdi anlamıyordum. bunları salak salak düşünürken boş bir yer görüp oturdum. tek kişilik yerlerden biriydi. otobüste daha fazla dayanamayacaktım. kız sevgilisini mıncırıyordu. hayata küstüm sözlük. kızın saçlarından alıp yerden yere vurduğumu hayal ettim. böyle olmayacaktı. atatürk lisesi'nde indim. iner inmez bir sigara yaktım. mp3te de inat gibi açtığım her şarkı aşk şarkısı oluyordu.

yolda yürürken karşıdan gelenlerin hepsi çiftti. ya kalabalık bir arkadaş grubu kocaman kahkahalarla üzerime üzerime yürüyor, ya da bir çift cıvık ilişkilerini yaşıyordu karşımda. hızlıca porsuga yani canım her sıkıldığında sessiz ve sakin olduğunu düşündüğüm yere doğru yol aldım. porsugun kenarına indim. bir kaç salak ördek vardı. onlar bile grup lan diye geçirdim. bir pakete yakın sigara içtim. haliyle boğazım mikildi.

hava kararmıştı. kalktım. o çimlerin olduğu yolda karşıdan bir çift geliyordu. ama öpüşerek geliyorlardı. böylesini ilk defa görmüştüm. haliyle öküz gibi baktım. eskişehrin kızları pek acayip sözlük. sevgilisini ayartmaya çalıştığımı iddia ederek üstüme yürüdü. tartışmaya girmedim. kavgayı sevmiyorum.

anlamadığım bir kaç şey vardı. böyle ilişkim olcaksa hiç olmasındı sözlük böyle iyiydim. ki iyiyim. ama niye böyle boktan sözlük. anlam veremiyorum. ikincisi ise insanlar gerçekten birbirlerinin yapmacıklıklarını göremeyecek kadar aptallar mı yoksa gözardı edecek kadar ikiyüzlü ve adiler mi? ikisinden biri olduğuna eminim ama karar veremedim.
ayrıca kampüste kimse bana selam vermesin demiyorum ama herkes aynı mimikte aynı hareketle selam verecekse bu kadar yapay ilişkilerimiz olacaksa yani, ben siktirip gideyim artık bu şehirden diyorum.

tanım: buraya geldiğimden beri içinde bulunduğum, tercih ettiğim tercih etmek zorunda bırakıldığım durum.
duygulu bir şarkının nakaratında üşüdüğünü hissetmektir.
emre aydını dinlediğimde beni saran korkular bütünüdür.
(bkz: yalniziz)
Eğer birisine beddua etmek istiyosanız çocuklar, ona ' Allah seni yalnız bıraksın '
diyin. söyleyen ~ 55 inde bi' kadın.
beyaz kaplı bir deftere ,insanı ağlatan,gecenin ortasında hatırlanan bir matem misali yazılmış basit bir şiirdir.
hayatta eksik kalmanın verdiği duygudur.
onlarca arkadaşı varken kafasının uyuştuğu bir kişiyi bulamamaktır yalnızlık,
telefon rehberi dolup taşarken iki sohbet edecek insanı bulamaktır yalnızlık,
içkini tokuşturacak kimselerin olmadığı andır
eve girdiğinde bir hoşgeldin diyecek kimsenin olmamasıdır
kalabalık arasında kimsesiz sessiz sakın kalıp, boğulduğunu anladığında hissetiğin şeydir yalnızlık.*
kişinin birinci tekil hali. kişiye göre çekimleri vardır ama kişisel olarak hiç çekilmez bir durum.
yalnızlık içinde bulunduğumuz olgudur ömür boyu. arada bir aidiyet hissederiz sadece.
bazı insanların kaderidir.
(bkz: yalnızlıkla düğümlenmek)
yalnızlık
müziğin bile seni dinlemesidir.
yalnızlık
insanın kendine mektup yazması
ve dönüp-dönüp onu okuması.

özdemir asaf
kelimeleri birer birer alıp götürendir. arkasından bakarsınız sadece.
en iyi dost ilan edilendir. herkes gider ama yalnızlık sizi asla bırakmaz. hep bir yerlerdedir.
kara incimle oturuorum bir başıma! sıkıldım bunaldım dertliyimde üstelik... soran olursa cok arkadaşım var da, şimdi kimi uyuyor, kimi eğleniyor, ben yalnızım işte. içim acıyor kimseye bir şey diyemiorum. oturdum tek başıma ağlıyorum! güzel değil mi yalnızlık? şimdi birileri olsa yanımda, ördeğe benziyorum diye ağlayamıcam belki, belkide eğlenebilcem bile... ne gerek var? en güzeli yalnızlık.
alışkanlık yapar...