bugün

entry'ler (131)

güvenlik kamerası görüntüsü

toplumsal olaylar ve kamu güvenliği kapsamında ilk başvurulan ancak genellikle 1990 öncesi teknolojiden farksız olan ve olayların çözümünde geldiğimiz noktayı gözler önüne seren durum. şimdi şöyle anlatayım;

intihar saldırısı, silahlı saldırı, gasp vb. eylemlerde milli istihbaratımız mükemmel çalışmasına rağmen olaylara önceden müdahale edemiyorya hani, bu nedenle olay sonrası ilk incelenen etraftaki mobese kameraları, binaların güvenlik kameraları gibi yardımcı unsurlar oluyor. ancak o milyarlarca lira harcanıp döşenen güvenlik kamerası görüntülerine bi bakıyorsunuz olayı gerçekleştiren kişinin yüzü 3 piksel. günümüzde en dandik cep telefonunda 10 megapiksel kamera bulunurken eşek kadar kameraların görüntüsüne bakıyorsun bırak yüzünü eşkalini, insan mı değil mi o bile belli değil. iki kol iki bacak bi kafa anca belli oluyor. 2017 yılbaşında meydana gelen olayın yayınlanan güvenlik kamerası görüntülerinden anlaşılamayacağı gibi bir durum ortaya çıkıyor.

`https://onedio.com/haber/...linin-fotograflari-749106`

madem böyle bir ülkede "terörle yıllardır uğraşan, her geçen gün yeni terörist eylemlerin gerçekleşmesine zemini olan" kamu güvenliği sağlanmak sorunda, belli bir standart görüntü ve belli bir kayıt yönetmeliği getirilemez mi bu durumla ilgili. şu kadarlık alanda şu kadar kamera olacak, şu açılarda olacak, şu çözünürlükte ve şu süreyle kayıt alma zorunluluğu olacak diye. çok mu zor bu tarz bi yönetmelik. bu sayede 3 liraya 5 liraya güvenlik kamerası kurduran işletmeler ve birilerinin cebi dolsun diye yandaş şirketlere taktırılan mobese kameraları görüntüleri de olayların çözümünde daha sağlıklı sonuçlar vermez mi? en azından her olayda interneti kesip, her olayda getirilen yayın yasağı yerine, en azından yapılan yolların, lmprülerin geçiş ücretleri karşılığında u teknolojiye yatırım yapılsa güvenliğimiz sağlanmış olmaz mı?

ya umarım bu görüntüler basına verilen ve daha kötü olanlarıdır da bu yazdıklarım saçmalıktan öteye geçmez.

bir kadını kaybetme yöntemleri

- mesela bi akşam dışarı çıkmak istiyo ama siz hastasınız ya da paranız mı yok, arkadaşlarıyla çıkmasına karışmayın.
- x erkek arkadaşı hakkında o kim diye sakın soru sormayın. onunla görüşünce bende geliyim ya da görüşme falan da demeyin.
- mesajlarına anında cevap verin. işte, tuvalette, hatta cehennemin dibinde bile olsanız sakın geç kalmayın cevap vermeye. ama o geç cevap verince de sakın sormayın niye geç cevap verdin diye.
- onun istediği şekilde giyinin. bilmem kaç yıllık tarzınız, zevkiniz falan diye düşünmeyin, hatta saçınızı sakalınızı da onun istediği gibi kestirin.
- sabahları o uyanmadan kalkın, kahvaltı hazırlayın, çayın altına 8-9 kere su koyun o kalkana kadar beklerken, kalkıp dışarıda yiyelim mi dediğinde usulca ocağı kapatın ve dışarı çıkın hemen.
- sabahları onun uyanacağı saatte uyanıp o uyansın diye onu arayın açmasa da aramaya devam edin, uyanana kadar arayın, uyanıp telefonu meşgule alınca uyuyun.

bir kadını kaybetme yöntemleri

size bir kadını kaybetme yöntemlerini anlatıyorum. hepsi tarafımdan denenmiş ve test edilmiştir. yüzde yüz etkilidir. olur da bunlardan birini bulursanız yolda sessizce kenara iteleyin, başkası takılıp düşmesin.

- zırt pırt arayın. sabahları günaydın akşamları iyi geceler mesajı atın.
- sürekli onu sevdiğinizi söyleyin. aşkım, canım, bitanem gibi lafları da eklemeyi unutmayın.
- onsuz yapamayacağınızı her fırsatta hissettirin. hayatınızdaki en önemli insan olduğunu herkesten önemli olduğunu da belirtin.
- bayram seyran özel gün demeden bol bol hediye alın. her seferinde daha pahalı daha farklı hediyeler almaya çalışın.
- ona hayatınıza ne yaparsa yapsın başka bir kadın giremeyeceğine dair güvence verin. başka kimseye bakmayın, hatta kız arkadaşlarınız varsa onlarla da görüşmeyi kesin.
- durmadan buluşmaya çalışın. her fırsatta iki dakika da olsa onu görmeye çalışın. 5 dakika görebilmek için 2 saat onu bekleyin.
- her istediğinde duygusal olarak onu ilginizle tatmin edin.
- bir dediğini iki etmeyin, ne iyilik isterse yapın. maddi manevi sürekli çabalayın. teşekkür etmese bile siz onu mutlu ettim deyip mutlu olun.
- hayatınızı ona endeksleyin. onsuz plan yapmayın, arkadaşlarınızı ekin, onlarla görüşmeyin. sürekli onunla zaman geçirmeye çalışın.
- sürekli onu bırakmayacağınızı, sonsuza kadar yanında olacağınızı söyleyin.

melih gökçek

yalancı olduğunu kendi ağzıyla kabul etmiş kişilik. ayrıca dilbilgisi kuralları konusunda zır cahildir.
aha da liki: https://twitter.com/06mel...status/644628960903569408

fakat müzeyyen bu derin bir tutku

kitabını okumasan da filminden bir çok şey öğrenebileceğin kitap.

--spoiler--
kadının peşinden giderken o ilk gördüğü anda, aslında en son sahilde giderkenki halinin reklam panosundaki görüntüsü, her erkeğin her kadının peşinden ilk gidişiyle aslında kendi sonunu hazırladığını gösterir bize.
--spoiler--

alevi bir kıza aşık olmak

aleviydi, sunniydi, ermeniydi, kürttü diyerek ayrımcılığın ve kafatasçılığın dibine vurmuş insanların, insanları ötekileştirmeyi, bizden olmayan kimseden değildir diyerek dünyanın tek hakiminin kendileri olduğunu sandığı, yalan, yanlış, akıl ve fikirleri testisleri üzerinde var olan erkeklerin gelipte "caiz değil, günah, cayır cayır yanacaksınız" benzeri ağzı köpükler saçan tutuculukla yorumlar yağdırdığı, işid in kafa kesen görüntülerini izlerken "bunlar müslüman değil, müslümanlık böyle değil, hoşgörü dini, insancıl hede hodo" derken, "alevi kızla evlenilmez, alevi erkekle sikişilmez, alevinin yaptığı yemek yenmez" gibi lafları haklı görerek, değil dini, ırkı, cinsiyeti insanlığından bile tiksindirecek yorumlar yazılmasına sebep olan insanların varlığını hissetmeye neden olan durum. siz gibi, onlar gibi, biz gibi gerizekalılar oldukça şuursuzluk diyen dangalak, yanacaksın caiz değil diyen beyinsiz , kadın mıdır diye soran cinsiyet düşmanı mal, muhammede küfür ederler felan gibi aptal dedelerinin hikayeleriyle büyümüş kendini bilgili sanan cahillerin varlığını görmeye devam edeceğiz.

sormadan söyleyim evet aleviyim. ama bundan öte insanım ama siz bi insana aşık olmak diye bi başlık t aaçarsınız muhtemelen yakında. hadi saydırın şimdi rahat rahat.

çayın en pahalı içeçek olması

Bir bardak çay en ucuz yerde 2 lira hatta lüks kafelerde 3-4 liraya çay satan var. Şimdi olay şu,

bir çay bardağı 9 cl. ortalama çayın fiyatı 2,5 lira desek.

bira=50 cl=10 tl (ortalama) yani 5,5 bardak çay fiyatı= 13 tl
kola 1 lt=2 tl 11 (ortalama) bardak çay=27,5 tl
benzin 1 lt= 4,6 tl (ortalama 2015 ağustos fiyatı) 11 bardak çay=27,5 tl
süt 1 lt=1,15 tl (ulusal süt konseyi 2015 fiyatı) 11 bardak çay=27,5 tl

yani bi litre çay içmek için 27,5 lira para veriyoruz. bi çok viskiden, şaraptan, sütten hatta benzinden bile daha pahalı. hemde öyle yarısından çoğu vergiye felanda gitmiyo.

çaykur rize turizt çayının kilosu 19 lira (2015 ağustos)
bir kilo çaydan 9 cl lik çay bardağıyla ortalama 600 bardak çıkmaktadır.
hadi şekeri de hesaba katarsak 4 kutu (1200 adet) şeker gider.
suyu, tüpü bardağı her halükarda en karlı yatırımdır.

Benzin satmaktan, bira satmaktan, süt satmaktan "ki bunların üretim ve dağıtım masraflarını da göz önüne alırsak" çay satmak ve üretmek oldukça karlı bir yatırımdır.

geriye dönseniz neyi değiştirirdiniz

götümü. biraz daha dolgun olsun isterdim. geriye dönebilsem keşke ama olmuyor.

cuma namazına gitmeyen erkek

gidenler kadar günahı olmayan, bu yüzden de onlar kadar affedilmek için yalvarmayan erkek.

ankaralıların samimi ve içten insanlar olmaları

otuzüç yıldır aktif ankaralı olarak yanlış önerme olduğunu söyleyebileceğim söz. ankaralı olmakla annkara'da olmak arasındaki farkı bilmeyenler için anlatayımda dinleyin.

ankaralılar hep başka şehirlerin özlemiyle yaşarlar. sanki nereye giderlerse gitsinler hep buraya dönmüş olmanın verdiği bir mahçubiyetle kendilerini tavuk kümesine düşmüş ördek gibi yabancı hissederler.

başka şehirlerde ankaralı olmak prim yapsada burada işe yaramaz.

ankaralı dediğinde ağzından düşürmemen gereken kelimeler vardır. ortaaam, abisini, ablasını, la, bebe, bahele, anımım gibi kelimeleri kullanmak başka şehirlerde "ay ne güzel ankaralı ağzıyla konuşuyosun" yorumuna neden olsa da burada bu tarz konuşanlar aşşağlanır, hor görülür, seviyesiz kültürsüz cahil sayılır. samimi değildir.

ankaradayken ankaralı olmaktan utananır ankaralılar. çayyolunda, tunalıda, bahçelide başkalardır, sakaryada, olgunlarda, ulusta başka. samimi davranmazlar oldukları gibi olamazlar.

çankaya otobüsünden ulusta indiğiniz anda yürüyüşünüz, duruşunuz hatta ses tonunzu bile değişir. sessiz harflerin üstüne basa basa konuşmaya başlarsınız. böyle kaypaklıkta samimiyet aranmaz.

evet kaypaklıktır. ankaralı gizler ankaralı olduğunu. yüzüne bakmadan konuşur insanın, arkasından bakmayı, söylenmeyi, kavgadan sonra "la iki tane çakamadımya la" demeyi sever.

tek başına kavga etmeyi sevmez, adam toplar adam yığar, "bekle amınım bekle" der kavga ederken.

filmlerden dizilerden görğünüz delikanlı ankaralılar yoktur. yolda yürürken yanınızdaki kız arkadaşınıza bakmasınıda bilirler, sizi aşşağlayacak en ufak bi harekette onun kalbini çalacağını sanmayıda.

öyle gri felan değildir ankara. bildiğin renksizdir. her renk o kadar kendini unutmuştur, kendinden soğumuşturki, bi rengi, bi duruşu, bi şekli şemali kalmamıştır.

öğrenci şehri, memur kenti felan yalandır. üç bş mekanda görürsün öğrenci yoğunluğunu, memurlar da sadece öğlenleri görünür sokakta. onun dışında kimdir, nerelidir, ne iş yapar bilinmez binlerce insan vardır sokaklarında.

aynı tip giyinmeyi sever ankaralılar. kızlı erkekli tek bi tornadan çıkmış gibidirler. metro altından alınan tüm kıyafetler birbirlerine benzetir onları. kendi modasını oluşturmuştur. metronun altındaki dükkanları kapatın çırılçıplak kalır ankaranın gençler.

bildiğin sokaktan yürüdüğün, bildiğin mekana gittiğin srece sorunsuz yıllarca yaşarsın ankarada. en ucuz birayıda içersin, gecenin üçünde en güzel köfte ekmeğide yersinn, ama bilmezsen nereye gittiğini, masaya milyarlık hisap ta bırakabilirsin.

yani sözün özü samimi değildir ankaralılar. samimiyetten uzak kendinden uzak, kim olduğundan uzaktırlar. ankaralı olmayı başaramamış, ankaralı olmaktan gurur duyan yabancılardır.

kendi kentlerine yaşar dururlar anlayacaanız.

paxil

başlayalı bir yılı biraz geçmiş olan ilaç. pardon ilaç değil adeta can simidi.

panik atak ve anksiyete bozukluğu sonrsı ativanile başladığım, sonrasında ativanı bırakıp devam ettiğim şahane şey.

ilk başlarda bir hafta kadar etkisini göstermesede soonradan onsuz nasıl yaşadım dersiniz. alkol hassasiyetini ilk başlarda arttırsada sonraları sarhoş olamadığınızı sanırsınız. yaşadıklarınızı hatırlamazsınız ve birkaç saatiniz silinebilir. ilerdeki evrelerde bu unutkanlık gittikçe artar. isimleri, ne yaptığınızı, yürürken nereye gittiğinizi unutabilirsiniz.

içmediğiniz ikinci günde baş ağrılarınıza baş dönmeleri eşlik eder. gece içmeden uyursanız adeta rüya görmez, matrix in içinde yaşadığınızı farkedersiniz.

aldıktan bir saat sonra hemen etkisini farkettirir. tüm belirtiler azalır. herşeyi unutmaya tekrar başlarsınız. korkularınız, acılarınız, yıkımlarınız hepsi söner.

cinsellik, açlık, mutluluk hissetmezsiniz. gece dışarıda tüm arkadaşlarınız eğlenirken bomboş bakarken bulursunuz kendinizi herşeye.

sürekli yutkunurken boğazınızda bir yumruk varmış hissine kapılırsınız ancak bilirsinizki sizi hayata bağlayan bu histir.

bir erkek travesti ile neden sevişir

erkek, kadın, travesti, gay, lezbiyen gibi kavramların kendi içlerindeki kişisel, ruhsal veya cinsel isteklerinden bi haber, ayrıştırmaya, ayırmaya, merak ederken bile yargılayıp hor görmeye devam eden insan sorusu.

ılık, fularlı, ibnelik gibi yakıştırmalarını eksik etmeyenlerin çokca olduğu, ha bir taraftan da "insan haklarına saygılıyım, düşüne özgürlüğünü savunuyorum ben" diye martavallarını eksik etmeyenlerin içinde bulundukları bu topluluk, belirli şartlarda ve belirli durumlarda kendilerini saygın insan statüsüne koymaya özen gösterirlerken, önlerinden giden kızın eteğine, yan masadaki adamın sevgilisine bakmaktan da kendilerini alıkoymazlar. en büyük meraklarını başkalarına sorarak gidermeye çalışırken de bu tarz başlıklar, tartışma konuları ve benzer sözlerle cevaplarını alıyorlardır umarım.

maaş

biraz önce (15:00) hesabıma yattı uyarısından sonra faturalar, borçlar ve kredileri ödememle günlük bir ortalama sigara parası olarak bana kalan (15:45) para. ha diyeceksinizki madem o kadar harcaman var ödeyebiliyorsunda bidahaki aya ödersin. ama iş öyle değil. anlatayım de dinleyin.

maaş harcanan emeğin karşılığı olarak işverenin size ödediği kar miktarıdır.

işveren kişisi kazancın belirli bir bölümünü maaş olarak dağıtırken diğer bir bölümünüde kendisine kar olarak saklar. ancak bu karın asıl kaynağı da çalışanların emeğidir. 100 liralık bir kar varsa bunun asla tamamını maaş olarak dağıtmaz. 100 liranın yarısını maaş olarak dağıtmış olsa geri kalanında yarısını çeşitli giderlere harcasa 25 lira kendisine kalır. oysaki dağıtılması gereken miktar 75 lira olmalıdır ki emeğin karşılığı alınabilsin. bu da demek olurki asla maaş emeğin karşılığı değildir.

tüm bunları biten maaşımla yazıyorum ve bu sürecin parçası olmaktan kurtulamayacağımı bilerek saygılarımı sunuyorum.

casper

dandik ötesi iğrenç marka. iki adet laptop bir adet tabletinin daha 15 gün geçmeden bozulması, 20 günü aşan servis süreleri yetmezmiş gibi format atıp geri yollamaları da cabası. tableti hele inatla 4 kere servise verdim. her geldiğinde en fazla bir ay kullanabildim. her gönderişimde yeniden android kurup geri verdiler. ısınması felan neyse de çalışmıyoki aletler. almayın, aldırmayın, kaçarak uzaklaşın.

yazarların pazar günü uğraşları

Geceden kalma uyanip biralanmakla gecen gundur.

sevişmek için sevmek gerekli mi

sevmek için sevişmek gerekli değilse mevzu edilmeyecek sorundur.

sevgilisinin mini etek giymesine izin veren erkek

ahlakli ve namuslu sevgilisini ortalik mali yapmayan, baskalarina pazarlamayan ve onunla birlikte anasinin bacisinin namusunuda izin vermeyerek korudugunu sanan, oysaki uzun etekle de pantolonla da hem anasi hem bacisi hemde sevgilisi istedigini yapabilecegini olmayan aklina getiremeyen, zekasi calismadigi icin her etek giyeni potansiyel orospu gormeyi kendine dustur edinmis, gordugu anda okuzler gibi agzi salyalariyla izleyen, sevgilisinin mini etek giymesine izin vermeyen erkek(!)lerin sevmedigi erkektir.

hepimiz birer bilaliz

hepimizin anasını siktin demenin başka yolu olan laf.

ya allah bismillah

recep tayyip erdoğan'ın ağzına aldığında daha bir anlam kazanan, ağzında büyüdükçe uzadıkça ıslak ıslak yankılanıp sonunda ...ahhh diyerek biten söz.

dinlerin olmadığı bir dünya hayal etmek

(bkz: olsa da yesek)