bugün

insana napcağnı öğretirken sinirlerinin bozulup gerilmenin kahkahalar atmaya kadar gitmesidir.benim başıma geldi.
fotoğrafçının her seferinde gelip iki eliyle kafayı düzeltmesinden dolayı oluşan gerginliktir.adam düşünür; yahu ben sokakta kafam yamuk mu geziyorum yoksa bu fotografçı dünyayı hafif eğik mi görüyor diye.
çekindiğimiz için olur. Gerilir insan. Halbuki fotograf makinalarını daha küçük daha pembe yapsalar. Çekinmeye gerek kalmaz. o zaman gerginlik olmaz. insanlar mutlu olur.

edit: ama başlık çekinirkendi.
gereksiz yere gerilmektir. vesikalık resim nasıl olsa kötü çıkacaktır.
vesikalıklarda hep çirkin çıkıldığı gerçeği bilindiği için oluşan hissiyat.
fotografçının talimatlarından da insan gerilmektedir
-biraz kaldır kafanı hafif gül biraz sağa çavir kafanı vs.
fotoğrafçı bir duruş verir gül der. O pozun bozulmaması için kasılırsın her nedensede hemen resmi çekemez. felç olursun.
hiç bir kimse keyfen gidip de vesikalık foto çektirmez.

kesinlikle resmi dairede görülecek bir iş için vesikalık foto gerekmektedir, onca sıkıntının arasında bir de gidilip fotoğrafçıya vesikalık foto çektirme stresine girilir.

üstüne bir de fotoğrafçının çıldırtan talimatları bindi mi kapalı gişe gerilim filmi izlemişten beter olursun.

"niye gülmüyorsun?"
"foto resmi daireye verilecek ondan biraz ciddi olsun istedim"
"olsun dişlerini çıkar biraz, gel kafanı da şöyle tutalım tam"
"biraz gülümsesem yalnız?"
"yok çıkar dişleri çıkar"
(çlak çlak)

"ne kadar sonra alıyım bunu?"
"otur 10 dkya hazır"

bunun için mi gerdin lan beni o kadar...
omuzlar dik, baş biraz önde, gözler objektife baksın, omuzlar dik dediysek geriye doğru bükülmesin, biraz yana evet şimdi kafanı hafif sola, süper. çekiyorum... gözlerini kısıyorsun. olmadı bi daha çekelim.

böyle gider. gel de gerilme.
fotoğrafçı "dikkaattt" demese stres olmayacak durum. onların sesiyle gerilim başlıyor genelde. **
doğal olmaya çalışmak ve poz vermek kadar yapay bi durumla karsı karsıya kalmamanın içsel çatışmaya dönüşmesi.
sonuçsa anlamsız bir portre.
dişçi koltuğuna ya da kuaför koltuğuna oturulduğunda hissedilen gerilmeyle benzerlik gösterir.
fotoğrafçının boynunuzu kırmasından dolayı oluşan acıdan dolayı oluşan geleneksel durum.
yüz kaslarının sıkmaktan gevşediği o geçmek bilmeyen saniyelerin saat gibi geldiği anların yaşandığı gerilim.
gözüm kapalı çıkacak korkusu ile, sırıtsam mı sırıtmasam mı ikileminin harmanlanmasıyla ortaya çıkan gerilimdir.
günlerce, hadi abarttım birkaç dakka * * prova yapıldığı halde ağlamaklı bir gülüşle poz vermektir.
dişlerimi görmek, boynumu 83 derece eğmek, nefret ettiğim burnumu yandan çekmek isteyen fotoğrafçıyı pataklamamla sonuçlanacak olaylar zinciridir.
fotoğrafcının dikkat demesi sonucu insanın kendisini kasması ile oluşur sanki bomba imha edioz adamda bi ciddiyet sorma gitsin.Sanki olmasa bi daha çekemicek makina tek çekimlik çektikden sonra kendini imha edio havaları felan anlamadan dinlemeden bizi bu durumlara düşürüyorlar kimse anlamıyor bizi.
(bkz: üşüyoruz reyis)
bu son sanki olmadı ya.
"sağ,sol, çok fazla oldu, biraz sağ, evet yukarı" komutlarıyla gerilmektir.
fotoğrafçının sizi bir tabureye oturtup yan dönmenizi istemesiyle başlayıp, başınızı biraz geri atarak sırıtmanızı istemesiyle devam eden, son olarak fotoğrafçının uzattığı işaret parmağına bakmanızı istemesi üzerine vesikalığın şaşı çıkması ihtimal olan saçma hareketler bütününün yaşattığı gerginliktir.
fotoğrafçının müdahaleleriyle ve direktifleriyle oluşan durum. bazı fotoğrafçılar gelip yüzüne dokunup şekil vermeye bile çalışıyor. allah öylelerinden korusun hepimizi. amiiin.
tam fotoğrafı çekinip kurtulacakken arkadaşın aptal bir nidayla ' peynir dee 'esprisiyle tüm konsantrasyonun kaybolması bir olur.

uygun pozu yakalamak için fotoğrafçılara tavsiyemdir :

görsel
''dişleri göstererek, dişleri göstererek lütfen! olmadı bi poz daha. hayır biraz daha sağa çevirin kafanızı'' diye söylenen fotoğrafçıyla karşılaşılırsa yaşanabilecek durum. birde sandelye de sizi sağ tarafa döndürüp elleri kucağa koyduran, kafayı sola doğru eğdirip sahte bir gülümsemeyle objektife baktıran tip vardır ki evlerden ırak. yani fotoğrafçılardan ırak.
fotoğrafçının gülümse biraz demesi üzerine artan durumdur. yıllardır fotoğraf çekinirken gülmemişim ben. yapamıyorum arkadaş. sonucunda da kayıtta üniversiteye berbat bir fotoğraf yolladık tabi.
sırtınızı kambur tutmayın dik durun.

kafanız istinasız yamuk duruyor fotoğrafçı düzeltince şaşırmayın.

makinaya boş gözlerle bakmayın, bir insana bakar gibi bakın lense.

eğer çekim sırasında stresli gibi oluyorsunuz 8-10 defa deneme çekimi isteyin.

hadi eyvallah.