bugün

2011 yapımı ilginç film, oyuncu Michael Fassbender ve yönetmen Steve McQueen'in ikinci ortak çalışması. cinsel isteklerinin kurbanı olan genç bir adamın tükenişi çarpıcı bir şekilde işlenmiş. Ana tema; modern insan, kayboluş, seks bağımlılığı... her bünyenin kaldıramayacağı türden bir film. ama Michael Fassbender'ın oyunculuğu için tekrar tekrar izlenebilir. izledikten sonra muhakkak bu adamın takipçisi olacaksınız.
utanç filmi orijinal adıyla shame konu itibari ile cinsel bağımlılığı ve karmaşık duyguları günlük hayatın kayboluşunu anlatan türden. kız kardeşi ile arasındaki ilişkiyi film sırasında fazla çözemiyorsunuz. sonu da pek havada kalıyor gibi. +18 sahneler mevcut dikkate alınması gerekir. * *
utanç onurun şerefin incinmesinden kaynaklanan, alçalma küçülme duygusu onursuzluk yüz karası ailemiz için bir utanç derler. yada yakışıksız bir davranışta bulunduğunun bilincine varan ve bundan pişmanlık duyan, yada başkalarının eleştirilerine uğrayacağından korkan bir insanın duygusudur utanç.
Şu tabloyu görünce hissedilen duygu.

http://www.facebook.com/p...50&type=1&theater
kişinin yaptığı veya sebep olduğu bir durumdan ötürü ruhsal bir rahatsızlık duyması. genellikle beyaz tenli insanlarda yüzün kızarması ya da terleme ile kendini belli eder.

sanırım bu duygu sadece insanlarda görülüyor. ayrıca geçmişte utanç duyduğunuz anıları hep gülerek mutlu bir şekilde hatırlarsınız.
maçla ilgili yazacağım sandın di mi?? yoo hayır, başka şey diyeceğim;

yaşıtlarım porno yıldızı oldu ben daha bir kızın elini tutamadım amk. utanmalı mı?? böyle dönemde temiz kaldığın için sevinmeli mi bilemedim.
en insani duygulardandır günümüzde insanlarda pek bulunmaz bu duygunun olduğu insanların oluşturduğu toplumlarda ahlak anlayışı vardır.
utanmayan orospu çocuğu, seninle çekinmeden konuşmak istiyorum, neden bu kadar arsız ve bencilsin? büyürken empati kurmadın mı? kardeşlerin olmadı mı? birşeyi paylaşmanın yada birşeyden fedakarlık yapmanın yada sana ait olabilicek bir şeyin tapusunu başkasına verebilmekten hiç zevk almadın mı? bazen hakkın olan birşeyin bile başkasını incitebiliceğini yada rahatsız edebiliceğini düşünerek çekinmedin mi? neden topluluk olamadın seni ayıran neydi? senin yüzünden bile utanmaktan yoruldum. ama severek yoruldum. seninle birşey paylaştım ben, kendim gördüm seni, sen kendi hayatını yaşarken. çok utanıyorum ben kendimden, herşeyden, herkesden.ama göz göze gelebildiğim insan çok az. sıradan insanı metropolde sıradan bir insansan anlayabiliyorsun. utanç, saygı, sevgi, duygu ne demek hepsini çok daha iyi anlıyorsun. belki bir an gözlerime baksan beni çok mutlu ederdin, olsun. bir kalp atışında, o yaz sıcağında, bir damla gözyaşıyla bitti zaten benim için haziran.
en kötüsü de başkalarının adına utanmaktır.
fazlası hayat kalitesini düşürür. iletişimi sekteye uğratır.
john michael coetzee nin yeni güney afrika'nın öyküsünü anlattığı roman.
hiç eskimeyen bir duygu. hatırlandığında hep aynı yerde, aynı şiddette.
her insanda olması gereken duygu eğer bir insan utanç duygusunu kaybettiyse insanlıktan çıkmıştır.
Kendimde yıllardır arayıp bulamadığım duygudur. Hayat beni böyle yaptı, ben masumum.
bu gece yaşadığım şey. ülkemizde yaşanan tüm ölüm, kaos, tehdit, baskı, riya ortamına rağmen malum parti tek başına iktidar çıkmıştır. buna katkı sağlayan herkes adına ben bu utancı yaşıyorum.
John Maxwell Coetzee'nin 1999 Man Booker ve 2003 Nobel Edebiyat Ödüllü ,bugün okuyup bitirdiğim romanı.

Konusu ilginç başlamıştı fakat devamında aynı tadı vermedi ve düşündüğüm kadar iyi değildi. Bu ödülleri nasıl aldı anlayabilmiş değilim.
Tankın içinden çıkartılmaya çalışılan bir erat ın linç edilmeye çalışıldığı görüntüler...

50 kadar askerin ellerini kaldırarak düşman ordusuna teslim olur gibi polise teslim olması...

Tbmm nin bombalanması...

Haberlerde jandarma genel k.lığının basılıp 16 askerin "öldürüldüğü" nün fütursuzca yankılanıyor olması.

Ve daha neler neler.

Bu kadar utandığımı bu kadar demorilize oldugumu hatırlamıyorum. Resmen yerin dibindeyim son 12 sattir.
bazen hissedilenin o olduğunu anlamanın zor olduğu duygu.

boğucudur...
Borderline yapıda ''sahte''si bulunur.
Eski entrylerime karşı duyduğum his. Fazla gençtim...
2007 yapımı iran filmi.Amatör oyuncularla çekilen film Bamyan'da geçiyor ve altı yaşındaki Baktay'ı takip ediyor. Baktay'ın tek isteği okula gitmektir, ancak bu yolda, yoksulluk ve savaş oyunları oynayan oğlanlar gibi çok güçlü engelleri aşması gerekecektir.Demokrasinin kıymetini anlatan film.Ellerine aldıkları sopalarla bir Amerikan askeri bir Taliban olan erkek çocuklarının savaş psikolojisiyle oynadıkları oyun acı bir şekilde anlatılmış.Okula giderken yolda yakaladıkları Baktay ı bir çukura gömerler,kızlar bunu yapamaz diye yasakçı bir tavırla küçümserler ki bu da toplumun kadına bakış açısını yansıtmaktadır.Mutlaka öğrencilerime izleyeceğim ve yaşadığımız cumhuriyetin kıymetini bilmemiz gerektiğini bize hatırlatan film.
görsel
modern yaşamın sildiği duygulardan birisi. insanlığın giderek kaybettiği.
Metraj dersinde hocanın kolonları birleştirdikten sonra sorduğu "evet arkadaşlar ben şimdi ne çizdim" sorusuna verilen "çizgii" cevabıdır.
ülkece kaybettiğimiz duygu durumudur. Oysa insan utanabilen ve hatta özellikle utanması gereken bir varlıktır.
Bu hisse kapılmayı ne tetikler bilinmez fakat küçük dozlarda uyarıcı olabildiği kadar yüksek dozu insanı karanlığa atacaktır.