bugün

Üniversite mezunundan profesöre kadar cahil bir milletiz. Tembeliz. Bu bence en büyük problemdir.
kesinlikle. zaten surda iki dk durup acilan basliklara bakip ve bu milletin en az yuzde altmisinin boyle oldugunu gormek utanc verici bir gercektir.
çok doğrudur.şöyle bi üniversite kampüsünde dolaşın.çoğu dersler,karı kız,futbol,eğlenme dışında bi bok bilmezler.günde bir sefer ne bir gazete okurlar ne de bir haber sitesine bakarlar.
(bkz: türk eğitim sistemi)
kişi kendisini de cahil olarak görüp bunu söyleyebiliyorsa tespit gerçek ve samimi olur. çünkü kendini cahil olarak görüyorsa bir farkındalık ve aydınlanma çabasında olup cahilliğinden kurtulabilir, öbür türlüsü dedikoducu kadın homurdanmalarından farksız.
uzun zamandır denk gelinen en doğru tespittir. bunun yanında cahillerin sesinin çooook fazla çıkması da bir diğer tespittir.
"BiZiM DÜŞMANIMIZ, CEHALET, ZARURET VE iHTiLAFTIR. BU ÜÇ DÜŞMANA KARŞI SANAT MARiFET VE iTTiFAK SiLAHIYLA CiHAT EDECEĞiZ." bu cümleyi 40 yıl once söyleyen alimin teşhisi ve tedavisidir. cehalet öyle bir virüstür ki din, görüş, şehirli, köylü ayırtetmeden bulaşır.
kesinlikle doğru bir önermedir.

aslında bugün ülkemizde iki farklı cahil kesim vardır. bunlara değinmek gerekirse biri "okumamış" diye tabir edilen ilkokul vb mezunu ya da hiç bir okul bitirmemiş kişilerdir. diğer grup ise "okumuş" olarak tabir edilen ve üniversite bitirmiş olan kesimdir. ancak cehalet aslında bitirilen okulla değil kişinin kendisi ile alakalı bir durumdur. ama buna sonra değinmek faydalı olacak sanırım. önce bu iki gruba değineyim.

okumamış olarak tabir edilen kesim kendisi ve dünya hakkında yeterli bilgiye sahip değildir, bu kesimi kandırmak, yönlendirmek son derece kolay olabilmektedir. yaşanmış bir olayla örneklendirmek gerekirse televizyonda mars gezegenine çarpacak bir meteordan bahsedildiğinin duyulması üzerine bu durum bir mahallede şu şekilde yayılmıştır: dünyaya bir meteor çarpacak. bu söylentinin ardından bir mahalle halkı sokaklara dökülmüştür.

okumuş diye tabir edilen kesimin cehaleti ise çok daha farklıdır. bu kişilerde üniversite bitirmenin getirdiği bir özgüven vardır ve bunun sonucunda da her konuda yorum yapma hakkına sahip olduklarını düşünürler. bu kesimin cahillerini yönlendirmek pek mümkün değildir, çünkü bu kesim daha çok topluma yanlış şekilde yön verenlerdir. yine yaşanmış bir olaydan örneklendirmek gerekirse tvdeki deprem hakkında bir tartışma programı yapılmaktadır ve (hangi akla hizmetse) konukların çoğunluğu deprem uzmanı değildir farklı branşlardan profesörlerdir. içlerinden sadece biri deprem hakkında uzmandır ve ancak en az konuşan da bu kişidir. çünkü diğer proföserler kendi uzmanlık alanları olmamasına karşın deprem hakkında bir sürü söz söylemekte ve susumamaktadırlar.

işte dünya böyle bir yerdir. cahiller her konuda "ben en iyisini bilirim" mantığı ve cesareti ile hareket ederken uzmanlar susmak zorunda kalırlar. oysa bir insan okul bitirmekle cahillikten kurtulamaz. çünkü hiç kimse her konuda fikir ve bilgi sahibi olamaz. kişi sadece bildiği konularda yorum yapmalı bilmediği konularda bileni dinlemelidir.

ama kime neyi anlatıyorsun tabi.
Her şeyi bayağılaştıran insanlarıdır. Samanyolu tv izliyordu bi ara bu ülkede yaşayanlar oradaki salihi, maceracıyı falan buraya taşıyorlardı utanmadan. internete herkes ulaşmaya başladıkça mizah bile varoşların tekeline girdi. Demiyorum ki elit kesim dört dörtlük hayır onların çoğu da okumuş cahil ama en azından istemeyerek de olsa çevrenin baskısıyla rafine zevkleri vardır. Fakat fakir kesim çok bayağılaştırıyor ülkeyi.
her ne kadar cehalet gibi gorunsede,
aslinda cehaleti doguran en buyuk etken dindir, islamdir.
Din, ozelliklede islam insanlarin beyinlerine vurulan en buyuk prangadir.
Din, ozelliklede islam cehaletten beslenir.
Bir ulkede din ne kadar gelismisse, ilim, bilim, egitim o kadar geri kalmistir.
Gunumuzde bir tane bile gelismis islam ulkesinin olmamasi bunun en guzel ispatidir.
aynen öyle, çok doğru bir tespit.
doğru bir tespittir. diğer ikisi de yoksulluk ve ayrımcılıktır.

eğitim şart.