bugün

zaten daha hayatı anlamaya çalışırken başlamıştır karar.
çocuk aklılla hayatını zorlaştırana kızılır, ya da onun gibi olmaya çalışılır.
makbul gören neyse ya onu değiştirmeye ya da onun gibi olmaya çalışırsın.
muhafazakar bir ailedenseniz rahat olan kızlara ''kaşar, orospu'' dersiniz, içinizi rahatlatmak için, onların iç trajedilerini, acılarını hesaba katmadan.
Daha rahat bir ailede yetiştiyseniz ya '' bunlar da namuslu gezinip orospuluk yapıyo'' ya da ''ne ezik kız'' falan dersiniz.
bu kafa karışıklığına ergenlikte bin fazlası eklenir.
sonra türk kızının ne kadar gerizekalı olduğuna dair başlıklar görürsünüz sözlüklerde.
ya sinirlenip cevap yazmaya çalışırsınız ya da gene sineye çekersiniz, anlayamadığınız, yine de heyecan verici olan hayatı, dünyayı, ülkeyi..
türkiye'de kadın olmak kadınların kendi yarattıkları çelişkilerle zaten pek de iyi olmayan durumları beter hale getirmeleridir. orta yaşlı bir kadına otobüste yer vermezsiniz, saygısız olursunuz. aynı kadına teyze dersiniz münasebetsiz olursunuz zira kendisi teyze olmayacak kadar genç, otobüste yer verilmesi gerecek kadar yaşlıdır. .
başka bir açıdan baktığımızda; evlendikten sonra olunduysa sorun çıkarmaz. ama evlenmeden önce olunduysa ağır türkiye şartları altında bu büyük bir sorun demektir.
http://www.toplumsalbilin...ic=1154.msg15193#msg15193
türkiye de kadın olmak tan çok dünya da kadın olmak tabirinin en iyi hissedildiği, etkilerinin en iyi görüldüğü söz öbeği.

kadınsan, anasın, avratsın, kölesin, hizmetcisin, doğurgansın, aşçısın, bulaşıkçısın, ütücüsün, temizlikçisin.
kadınsan, taciz edilirsin, ellenirsin, aşşağılanırsın, ikinci sınıf sayılırsın, adamdan sayılmazsın, insandan sayılmazsın, değer verilmezsin, sözü dinlenmezsin.
kadınsan, erkeğin gerisindesin, görevlerini yapmalısın, emirlere uymalsısın.
kadınsan hakkını aramak için uğraşmalısın.
(bkz: deve bile hendek atladı)
onurdur.. nene hatun'un torunu olmaktır ve daha yüzlerce adını bilmediğimiz onurlu türk kadınının kanını taşımaktır.
kadın olamamaktır.
cinsel ilişkiye girmiş olmak demektir. kadınlıkla kızlık arasındaki o değerli(!) zarı yok etmek demektir. ezilmektir, hor görülmektir. rus kadınlarıyla kıyaslanmaktır. 25 yaşına kadar evlenmediysen kız kurusu olmaktır, evde kalmaktır. illa evlenmelidir. dul olduğunda ailesinin yanına dönmek demektir, yoksa mahallenin namus bekçileri tarafından namusuz olarak etiketlenmektir.
başı dik yürürse havasından geçilmiyor denir. başı önünde eğikse kesin kötü birşey yapmış denir. kısacası türkiyede kadın olmak çok zordur.
türkiye'de kadın olmak; türkiye'de eşcinsel olmak demek ile pek farkı olmayan insan cinsini bünyede taşımak demektir. belki çok acımasızca ifade ettim ama, kadınlarımız (genel bir tabir olarak alıyorum-kız/kadın/teenage/dul/yaşlı vb.) halen sokaklarda dolaşırken erkek egemen toplumunun yansıması olan ataerkil ruh hali erkek bireylere yansıyarak; gerek sözlü gerek bakışlarla kimi zaman da fiziksel tacizleriyle rahatsızlık vermektedirler. ''o kadar da değil be'' diyenlerin, yanlarına birer kadın alarak istanbul'un çeşitli semtlerinde gezmelerini öneriyorum.

bir ikincisi; türkiye'de kadın olmak demek, çoğu dünya ülkesine göre ''çile'' demektir. evde feodal koca baskısı, sokakta toplum baskısı, aile de çevre baskısı derken ezilmiş bir birey olarak yaşamını sonlandırıyor canım kadınlarımız. çok nadir olarak şanslı olanlar kendi ayakları üzerinde durarak duruşları ile bir yerlere gelebiliyorlar.

çok fazla türk kadınlarını bilmiyor olsam da, türk kadını toplumuna muktedir derecede hakim olamasam da, yine de türkiye'de kadın olmak ''ana'' olmaktır en önemlisi. kocası terkedebilir, çevresi yalnızlaştırabilir, her türlü ortamdan uzaklaştırılabilir ancak türkiye'de ki kadınlar ''ana''dır. ve bu özellikleri çoğu dünya ülkesinden onları ayırt eden bir şefkat ve evlat sevgisi ile bezenmiştir.

not: musevi kökenliyim.
noteduble: sanırım, türk kadınlarını diğer kadınlardan ayıran özellik başlığına da son paragrafımda yer vermiş bulunmaktayım.
her zaman tacize maruz kalmak demektir. o tacizler ki bazen gözle olur eteğinizden arta kalan bacaklarınıza yönelir; bazen elle olur üniversitenizde bile bir okul arkadaşınızın kendine bunu hak görmesiyle vukuu bulur; bazen de sözle olur, senelerdir size ait olan organlarınızın türlü iğrenç isimlerle türlü iğrenç fantazilerin nesnesi haline gelmesine neden olur...

ayrıca türkiye'de kadın olmak çocukluktan itibaren her zaman çifte standarta maruz kalmaktır. şölenlerle kutlanan sünnet düğünü yerine babadan, abiden gizlenmeye çalışılan kanlı çamaşırlar vardır hayatınızda. sizden son derece bilgisiz ve beceriksiz ilkokul sınıf arkadaşınız soruyu cevaplamak için tepinirken, küçük bir kız çocuğu olarak doğru cevabı bilseniz de asla onun kadar özgüvenli olup bağıramamaktır. biraz büyüyünce erkeklerin övünerek anlattığı mastürbasyon ve cinsel deneyim hikayelerini senelerce hiç yaşayamamak ve hatta birçok hemcinsi gibi bir kere mastürbasyon yapmadan ya da bir kere orgazm olmadan bu dünyadan göçüp gitmektir. cinselliğini evlenmeden keşfe çıkmanın orospuluk nişanıyla ödüllendirildiğini görmektir. her yanı bekaretölçer olan bir toplumun arasında adeta çizgilere basmadan karşıya geçmek için çabalamaktır..

ve tabiiki türkiye'de kadın olmak her türlü şiddetin hedefi olmaktır. "gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop" demektir bir yandan, bir yandan da bu gelenlerle her defasında daha sert yere yapışmaktır. birçok kere bütün bunları anlatacak bir dile bile sahip olamamaktır..

zordur vesselam türkiyede kadın olmak...
dar çevre, geniş çevre, iş hayatı, okul hayatı, vs vs vs bir şekilde sadece erkeklerin değil aynı zamanda kendilerine güveni olmayan kadınların da yağmalarına maruz kalmaktır. namussundur, omuzuna yük yüklerler, herkes bir şey bekler. güzelsen zaten sıçtın. çirkinsen çirkin türk kızısın. zordur...
bu kadar abaza yobaz sofu ve öküz varken değil kadın olmak türkiye de birey olmak bile zorken kadın olmak heralde işkencedir.
gecenin köründe acıkan bebeğine memesinde süt yoksa, markete gidip süt alıp gelememektir.
zordur.
gelişen,müslüman ve avrupalılaşan bir ülekde olduğundan çoğu şeyde ikilemde kalmış, kararlarını verirken hangi yönünün ağır basması gerektiğine karar veremediğinden ya hata yapar yada zorluklar yaşar.
1-daha küçükken erkek çocuklar pipileri salına salına denize girerlerken sana ayıp , sakın , aman denir. sen anlamazsın nedenini küçücük bedeninde gizlemen gereken şeyin ne olduğunu.

2-yavaş yavaş ergenliğe girilir baban ve etrafındaki diğer erkekler bütün kıyafetlerine tavırlarına kararlarına karışır.

3-hiçbirşey yapmadıysan da es kaza eve felan geç kalırsan hemen bağrılır çağrılır.

4-üniversiteye gidersin erkek yurduna kız yurdunun aksine sıcak su verildiğini öğrenirsin. öyle ya kızlar asla rüyalarında cinsel içerikli şeyler göremez!

5-okul biter iş görüşmelerine gidersin binbir çeşit salyaları akan herif sana asılır. işe girersin iş yerindede rahat bırakmazlar işinden gücünden olursun

6-evlenirsin gene kurtuluş yok herşeyine baban karışırken kocan karışmaya başlar.

7-olaki boşanırsan kendi başına hayatını hiç yaşayamadığından sudan çıkmış balığa dönersin.

daha kadının yediği dayaklar ,cinsel sömürüsü....vs konularına girmedik bile.işte kadın olmak böyle birşey ülkemde.
erkek egemenliğine her müdahalede feminist damgası yemektir.
bende bu davranıştaki arkadaşlarıma feminist diyorum ama doğru bir şey değil gerçekten.
uğradığnız şiddetten, tecavüzden, tacizden sorumlu tutulmaktır.

tahrikle ceza indirimi de cabası.
erkek olmaktan daha zor hadisedir.
herşeyden önce türkiye' de insan olmak zordur. insan derken; bir canlıdan ziyade güzel yaşama ve iyi davranılma hakkından bahsediyorum elbette. her an bir haksızlığa, hukuksuzluğa uğramak en alışıldık şeylerden biri olmakta. ne yazık ki...

üstüne üstlük kadınsanız bir de, işler daha da zorlaşır. en başta aileniz içgüdüsel olarak etrafa karşı korumaya çalışır. icabında en sevdiğiniz arkadaşınızda kalamazsınız zira güvensizlik size değil karşı tarafadır hep söylendiği üzere. haftasonu (gündüz) arkadaşınızla bir yere gitmeniz yine sizin için korkulma sebebidir. öyle ya, etrafta nuri alço' ya özenen insanlar olabilir. ya gazozuna ilaç atarsa... velhasıl sürekli kendini koruman içgüdüsüyle yetiştirilirsin. cem yılmaz bile değinmişti kadınların ve erkeklerin yalan söylemeleri konusuna. yalan söylemek zorunda bırakılır kızlar, malesef. erkek arkadaşın olur; aman etraf duymasın, gören olmasın... suç ya bir erkekten hoşlanmak, elele görülmek... adın çıkacağına canın çıksın... tabi böyle olmayanlar da var. ailesiyle daha rahat iletişim kurabilenler, daha rahat yetiştirilenler. etrafın ne diyeceğini düşünmeyen ebeveynler. ozaman da ne oluyor: en basiti sözlükte başlıklarını görüyoruz... ''kızının mini etek giymesine izin veren baba''. bekaret konusuna değinmiyorum bile zira dipsiz kuyu... önemsemezsin, sevip birlikte olursun sıfatın orospuluğa kadar gider; önemsersin, sevsen de birlikte olmaya yanaşmazsın o da ayrı bir kendini anlatma çabası olur. eğlenilecek kız var evlenilecek kız var diye tanımlar yapılır üzerinize. erkek arkadaşın tecavüz eder, öldürür ölü de olsan suçsuzluğunu ispat etmek sana düşer. evlenip ayrılırsın eski kocan durumu kabullenemez, burnundan getirir hayatı. iş görüşmesinde imalı imalı ''etek falan giy'' diyebilecek derecede densizler çıkabilir karşına.

bütün erkekler kötü, kadınlar hep aşağılanıyor demek değil amacım. kadının da erkeğin de iyisi kötüsü var. sevgi dolu, anlayışlı, empati yapabilen erkekler olmasa gerçekten çekilmez olur herşey. ama kadınların hayatları boyunca bunlarla karşılaşma olasılığı bir erkeğe nazaran daha fazladır.
cahil,abazan,sapıklaşmış,üniversiteli kızlara orospu gözüyle bakan,kahvehanelerin önünde oturup kızı yaşındaki bayanların orasına burasına bakan,kendisininde karısı kızı bacısı olduğunu unutan bir toplum olmaya devam ettikçe kız olmak gerçektende zordur.
kadınsanız bir işe girmeniz kolaydır ama o iş'te tutunmanız zordur. tabi bu bahsetiğim güzel kadınlar içindir. eğer çirkinseniz tanrı sizi affetsin dostlarım ama hayatın bütün zorlukları sizi bulacaktır...
(bkz: türkiye nin zencileri kadınlardır)
genel anlamda baskı altında olmaktır. yolda yürürken bazen sözle olmasa da gözle taciz edilme riskiyle karşı karşıya olmaktır.