bugün

yılın on bir ayında her gün sabah programlarında doktorlar eşliğinde az ama sık sık yemenin faziletlerinden bahseden televizyon kanallarının ramazan ayında uzun süre aç kalmanın nasıl da yararlı olduğundan dem vurmaya başlamaları. bir tanesi yalan ama hangisi çözemedim.

ha bir de karınca sürüsü gibi müslümanın oruç baba(!) türbesi önünde sirke ile alkolsüz komünyon ayini eşliğinde oruç açma görüntüleri. oruç babamız(!) çok fakirmiş de orucunu sirke ekmekle açıyormuş da... bak bak bak! ne içiyorsunuz da bu martavallara inanıyorsunuz anlamak mümkün değil.
* şarküteri sahibini esir alıp, dakikalarca pastırma, tulum peyniri, turşu göstermek
* büyük bir otelin aşçısını rehin alıp, güllaç tarifi almak
* 10 yıldızlı otelerin; kuş sütü eksik olmayan, adam başı 100 kağıtlık iftar menüsünü zumlamak
* ünlü bir baklavacının mutfağında, haber kisvesi altında "baklava nasıl yapılır" konulu kısa metrajlı film çekmek
* bütün bunlar bittiğinde de, milletle dalga geçer gibi; diyetisyenin şakağına mikrofon dayayıp, "iftarda ağır yemekler yemek doğru değil" dedirtmek

* diagnost belediyesi'nin ramazan davulcusu seçmelerinde solo atan virtüözleri izletmek; davulcudan işlerin kesat olduğunu duyunca manyakçasına şaşırmak
* diagnost belediyesi zabıta amiriyle birlikte fırın basmak, pide tartmak, fırıncı azarlamak, hamamböceği kovalamak
* vatandaşın huzur ve güvenliği için alınan tedbirlerden; birleşmiş milletler barış gücü göndermişcesine abartarak bahsetmek

* ve elbette (bkz: evde kalmış kızın hayatında türbenin yeri ve önemi) temalı oruç baba ziyareti

rtük'le görüştüm, bunları yapmayan kanal sahiplerini dövüyorlarmış.
genelde peygamberlerin hayatları hakkında filmler yayınlanır.
bir kaç gün sonra yaradılış destanı on emir ve the message gibi filmleri görürüz.
(bkz: yaşar nuri öztürk)
kanal d'nin her sene ramazan'da bir gece yarısı çağrı'yı vermekten bıkamaması.
dindar olmaları. sanki binlerce götü gözümüze sokmuş olmamalarıdır.
coca-cola'nın yalaka reklamları.
yerin 350 metre altında iftar yapan maden işçileri haberi.
(bkz: ramazan klişeleri)
yakında tekrardan yaşayacağımız klişelerdir. haberlerde güllaç tarifleri, ramazan pidesinin ölçütleri, hükümet üyelerinin iftar çadırlarını ziyaret etmeleri liste uzayıp gider.
sonuç olarak keşke savaş, terör haberleri olmasada böyle klişeleri izlesek hep.
türbe ve anadolu da tanınmış bilgelerle ilgili haber program yapmak liste başıdır.
bu program esnasında köylülerle söyleşi şarttır.
adamın ne anlattığını anlıyormuş gibi yapıp kafa sallayan muhabir klişesini unutmamak gerekir.
iftar sofrasında alınan kalori, yemeklerin hafif veya ağır olması problemlerine göre beslenme uzmanları kanal kanal gezmelidir.
bikaç gün iftarla oyalandıktan sonra sıra sahur faslına gelir. öyle ya gece 3 te yemeye kalkılcaksa ne yenmelidir ki uyku kaçmasın gaz yapmasın, hemen tavsiyeler ve yemek tarifleri ard arda verilir.
ek olarak eskiden fırın önünde pide kuyruğundan röportajlar vardı o azaldı sanırım veya ben denk gelmiyorum.
nihat hatipoğlu der susarım.