bugün

Biri eve geldiğinde geldin mi diyorum.
Don giymedim.
Türklüğün sözle kanıtlanmayacağını bilirim.
Türk gibi yaşar, öksüz türklüğümle övünürüm.
Martıya simit atarım.

Yürüyen merdivenin kenarındaki fırçalara ayakkabımı sürterim.

Yeter mi?.
Geçen ocak gaz kaçırdı, kaçağı bulmak için çakmakla kontrol ettim.
Dün gece 3 fransız 1 alman 1 italyan ve 2 türk eğlendikten sonra patates kızartması yemek için evden çıktık. Herkes bir porsiyon alıp köşesine çekildi ama bilin bakalım kim bir porsiyon kızartmanın yanında 2 ekmek bitirdi...
Yere tükürürüm.
bir başlık. her defasında kaseden tabağıma aldığım kısırı, yaş pastayı da aynı tabağa alınca ister istemez bulaştırıyorum. onun için farklı bir yöntem buldum. ikisinden birini seçip diğerini yemiyorum.
Başladığım işi yarım bırakıyorum.
ekmeği bölmeden yiyorum.
Kafamın arkasında türk çıkıntısı var. Birde dürümle ayranı aynı anda bitirebiliyorum. Yetmez mi?
Bitmek üzere olan şampuana su katıyorum.
Ekmek almaya terlikle gidiyorum.
Balkona atlet ile çıkmazsam kendime gelemiyorum.
O öyle olmaz.. bak simdi...
kapı çalındığında “kim o” diye soruyorum.”benim” cevabını alınca da açıyorum. bence çok güvenli. ama bir gün sorucam: “sen kimsin amk?”
dünden kalan pirinç pilavını sıcak suda bekletip sütlaç yapıyorum.
yemeği sofrada yeriz, sofra bezini camdan silkeriz...
bunun için kesinlikle dna testi olayına girmeyin, girenlerin geneli rum ve ermeni çıkıp sonra kendilerini eve kapatıyor.
ingilizce bir şeyi okurken tarih ya da sayı varsa orayı türkçe okuyorum. mesela diablo four yerine diablo dört.
Denize her zaman donla girerim. Traktör şamrelinden simidi şişirir denizde oynarım.
Sınavlarda soruyu soruyla cevaplıyorum.
Kimse de neden diye sormamış?

Neden?

Çünkü neden yani?

Ne ilginç dertler var yağrab!
Dağda değilim.
Vergi veriyorum.
iş makinalarını nerde olursam olayım durup izliyorum.