bir gençliğin ziyanı. teessürümü necati nin şu dizeleriyle anlatmak istiyorum:

"beni ağlan beni kim üstüme gelmez ölicek
bir avuç toprak atar bad ı sabadan gayrı"
Yaklaşık 15 yıldır bir şekilde haşır neşir olduğum bölüm. Hatta hayatta maddi manevi ne kazandıysam bu bölüm sayesindedir.

Yalnız bir şeye dikkat ediyorum ne zaman bu bölümün bahsi geçse ya divan edebiyatı’ndan dem vuruluyor ya da aruz ölçüsü esprisi yapılıyor. Bunlar deryada birer damla. Mesela Ahmet Hamdi Tanpınar da var, okuduğun zaman rüyalarını elle tutar hale geliyorsun. Ne bileyim bir Peyami safa var, okuduğun zaman korku denilen duygu etme kemiğe bürünüyor yanı başında oturuyor. Ya da bir ihsan Oktay anar var ki okuyunca bedavadan zaman yolculuğu yapıyorsun. Lütfen yani!
Şansım olsaydı yarıda bırakıp bir daha da yüzüne bakmayacağım bölümdü ama bırakınca nereye giderim bilmiyordum. Bu yüzden devam ettim. Beni okumaktan soğuttu. Kitaplarımla arama girdi. Bir şeyler öğretseydi amenna ama geçtiğimiz 4 senede sana ne kattı desen edebi anlamda ciddi bir 0. Bitmedi zaten.
Allah gerçekten belasını versin.
38 bin atama bekleyen olan bölüm.
"Edebiyat seviyorum ben yea" diye okunacak bir bölüm değildir.

Ben öyle yaptım, siz yapmayın.

Okurken asla öğretmen olmayı düşünmedim, mezun olunca 1 ay denedim dershanede çalışmayı. Bu ne lan deyip ilk ay sonunda kaçtım gittim.

Gel gelelim, benimle birlikte mezun olan arkadaşlarımın tamamı öğretmen oldu. 2 tanesi yeni açılan zottirik üniversitesi'nde araştırma görevlisi vs...

Ben çok şükür mezun olur olmaz paçamdan sıyırdım attım "edebiyatçı" kimliğimi. Edebiyatla tek alakam hala okumayı sevdiğim kitaplar.

Bölümü Okuyan tüm arkadaşlara geçmiş olsun dileklerimle.
bir tane kitap okumadan mezun olabileceğiniz içi boşaltılmış bir fen-edebiyat bölümü.
Sivasa kadar gidip yarım bıraktığım bölümdür. Boşuna okumayın. illa okuyacaksanız açıktan okuyun. Kendinizi heba etmeyin.
Tebrikler işsizsiniz bölümü. Evet.
şiirin mühim isimlerinden (bkz: pindaros) edebiyatı pek kuvvetli devrine nazaran bile "Meğer bütün bir ömür katırlara saman yerine çiçek sunmuşum!" demiş... geçer akçe (bkz: edebiyyat) olmadıkça (bkz: kültür) olmaz. o olmayınca da hiçbir mevzuun-disiplinin de ayarı olmaz.
not: mezunlarından bekle ki üç kuruşa şiir yazacak, roman yazacak, istikbaldeki memleketimizin ruh topografyasını çıkaracak! üç kuruşa istikbal bekleyen, üç paralık olur. (bkz: türkiyenin manzarası)
Hocalarının öğretmekten çok bildikleriyle, yaptıklarıyla hava atıp öğrencileri küçümsediği bölüm.
burdan mezunların sonu dershane.
"edebiyatı olmayan millet zatıyla da mevcut değildir" ya, bu bölümün memleketimize pek katkı yaptığını zannetmiyorum. talebeler ne yapsın, hocalarının düzeltilmeye ihtiyacı var.
bütün sınıfa attığı tek cümlelik elektronik postada bin bir çeşit yazım yanlışı yapmayı başaran öğrenciler barındıran bölüm.
Tercih zamanı bu entryden bilgilendirme yapılacaktır. Eğer yapmamışsam bilgi almak isteyen mesaj atsın.
Arkadaşlar ben bölümü bitiremeden bölüm beni bitirecekmiş gibi görünüyor.işsiz kalınca çoluğuma çocuğuma ekmek yok sana şiir yazayım diyeceğim.Bu arada manitaya akrostiş yazılır 5 tl.
elbette bunları düşünmek benim için çok erken ama, üniversite de okumak istediğim bölümler arasında yerini alır.
(bkz: başı)
çukurova üniversitesinde 2012 yılından beri okuduğum bölümdür. eğitim fakültelerindeki sözel bölümlere göre ağırdır. çukurova gibi geçme notunun 70 olduğu, hocaların çoğunun sınavlarda fazla ayrıntılı cevap istediği üniversitelerde daha ağır bir bölümdür. buna rağmen 2012 yılından itibaren çukurova üniversitesinde bile öğrenci kalitesi gittikçe düşen bölümlerden biridir. 2012 yılı girişli 1. öğrenimde okuyan biri olarak birkaç istisna dışında 4 yıl içinde sınıf ortamından dolayı ciddi hayal kırıklıkları yaşadım. maalesef 2012 yılında özellikle 1. öğrenime çok sayıda seviyesiz, karaktersiz, saygısız, küstah tipleri aldılar; 2012 girişliler arasında 2. öğrenimde 1. öğrenime göre terbiyeli, saygılı, seviyeli olanların sayısı biraz daha fazla. 2013 girişli 1. öğrenimler arasında da itici, ikiyüzlü, kıl tipler çok ama bizim sınıf kadar kötü bir sınıf değil. 2012 girişli 1. öğrenimlerin çoğu sınıf arkadaşlarından birini derste arkadaşları dersle alakalı ciddi bir şekilde bir söz söylediği halde arkadaşlarına alay eder bir tavırla gülerek arkadaşlarını koskoca akademisyen hocanın önünde rencide etmekten hoşlanırlar; hocanın önünde arkadaşına alaycı bir şekilde laf atarak küçük düşüren de mevcuttur; yaptıkları pisliklerin ardından "ya arkadaşım seni hocanın önünde kırdıysak özür dileriz, kusura bakma, yanlış yaptık" demezler. ( böyle rezilliklere geçen sene ve önceki sene şahit oldum. geçen sene yeni türk edebiyatı dersinde dersle alakalı bir söz söyledim. söylediklerim komik ve saçma değildi. gayet ciddi bir şekilde söyledim. buna rağmen sınıfın % 80i alay eder bir tavırla hocanın önünde bana sürekli güldü. konuyu anlatan arkadaş onları uyardığı halde aynı terbiyesizliği yapmaya devam ettiler. önceki yıl anonim halk edb dersinden önce bir arkadaşım kitabımı ödünç almıştı. hoca benden önce derse gelmişti. üstelik dersin hocası derste aşırı derecede agresif biri. ben ilk başta kapının önünde kitabı ödünç alan arkadaşa baktım. hoca sinirden gülünce sınıftaki çirkef kızlardan biri bana derste alay eder gibi "yaşam koçuna git demedim mi ben sana" dedi. o pisliği hoca da dahil herkes duydu. rencide olmuş bir vaziyette derse girdim. yarım saat sonra kitabımı ödünç alan arkadaş geldi ve bana ders bitince kitabı teslim etti. kitabımı alan arkadaşa kızmadım çünkü kendisi terbiyeli, saygılı bir hanımefendidir.); 2012 girişli 1. öğrenimler arasında derste cakkıdı cakkıdı sakız çiğneyenler de mevcuttur. (2013 girişli 1. öğrenimlerden 2 arkadaş anlattı. geçen sene uygur türkçesi dersini alttan alan bizim sınıfın en çirkef kızlarından biri derse bir gün geç gelmiş. kapının önüne geldiğinde ağzında sakız varmış. hoca "lütfen o sakızı çıkarıp içeri girer misin?" demiş. kız sakızı çıkarmadan içeri girmiş ve çiğnemeye devam etmiş.) 2012 girişli 1. öğrenimler arasında kendisiyle karşı en ufak saygısızlığı, terbiyesizliği olmayana bile çirkef bir şekilde davrananlar var. ( 2013ün ocak ayında final sınavında hayvan muamelesi gördüğümü asla unutmam. türkiye türkçesi final sınavına giderken çantama kalem, silgi koymayı unutmuşum. insanlık hali, zaman zaman herkes unutkan olabilir. o sırada istanbullu çirkef bir kız sınavda arkama oturmuştu. o zaman başka birinden ödünç kalem bulabilmiştim. silgi bulamayınca arkamda oturan istanbullu çirkefe durumu kibarca izah ettim. silgiyi ortaklaşa kullanalım diye. onun kağıdına bakmadan sınavda bir iki kez silgisini kullandım. daha sonra kaba ve küstahça davranmaya başlayınca silgiyi kullanmadım ve yazım yanlışı yaptığım kelimelerin üstünü kalemle çizmek zorunda kaldım. bu olaydan sonra kızdan tiksindim. sanki silgisini yedik) 2012 girişli 1. öğrenimlerin % 95i aynı zamanda aşırı derecede yabanidir (bir ara selam veriyordum gördüğüm zaman birçok arkadaşa. çoğu ortada bir mevzu olmadığı halde suratıma tiksinerek bakarak iğrenir bir şekilde selam verdi. suratıma sadece iğrenerek bakıp selam vermeyen de çoktur). 2012 girişli 1. öğrenimlerde durduk yere başkalarını bir arkadaşlarına düşman edenler de mevcuttur. ( geçen sene geçici olarak gelen ukraynalı bir kızı bana karşı doldurdular. kızın benle ilk başta sohbet etmesini çekemediler.) hocanın önünde kikir kikir gülen, sadece sınavlarda kopya çekmekten başka hiçbir vasfı olmayanlar da çok. bunların % 90ıyla bırakın siyasi, toplumsal konuları edebiyat, sanat, genel kültür konuları bile konuşulmaz. buna rağmen ç.ü`de türk dili ve edb okuyorlar. bu sene okulu bırakma aşamasına geldim neredeyse. formasyon alma hakkı gelince biraz rahatladım. tamamen bırakıp açıköğretimden sosyoloji okumayı düşündüm yakın zamanda. annem bir gün sinirden ağladığımı görünce beni " böyle yaparsan bir 4 yılını daha kaybedersin. toplam 8 yıllık kaybın olur. senin bölümünü okumak için çırpınanlar var. kendine çeki düzen ver. yapma böyle. sen aslında yaparsın zeki birisin ama çalışmadın hiç." diye zor ikna etti. hep geri zekalı muamelesi gördüğüm için zeki olduğumu başkalarından duyunca şaşırır hale geldim. gerçek dünyadan tamamen kopmak için internet bağımlısı oldum. internet bağımlısı oldum diye annemden sürekli azar işittim. bilgisayarı ve telefonu uzun süre gözlük takmadan kullanınca gözlerimdeki şaşılık daha da ilerledi. neyse ki görüyorum. final sınavları bitince defolup gideceğim hataya fotoğraf çekimi yapmak için. eskiden konuşkan, dışa dönük bir insandım. 4 yıl içinde eskisinden daha içe kapanık biri haline geldim. umarım kısa sürede mezun olurum. insanlar şerefsiz, acımasız. insanlıktan nasiplerini almamışlar.
Ablamın mezun olduğu bölüm. Şu anda confident mağazalarında kasiyerlik yapıyor.
ikinci üniversite olarak başlayıp yarım bıraktığım pek sevdiğim bölümdür. Ah keşke bırakmayaydım dedirtir.
Devamı medya/basın vb. alanlarında bir master ile getirilirse gazeteciliğe ulaştırabilecek bölümdür.
istanbul Üniversitesinde okunduğu takdirde hangi dilin edebiyatı olduğunu karıştıracağınız güzide bölümlerden biridir. Zorunlu olarak okutulan Osmanlıca'nın henüz hangi dil ailesine mevcut olduğu tespit edilememiştir.
Her sözel bölümde olduğu gibi sonu işsizliktir. Neyseki zekam varmış tıp okuyorum ben.
zorunda kalındığı için okunan, atanamayacak olanların bölümü. sonra ağlamak yok.
(bkz: ne iş olursa yaparım abi)