bugün

özellikle kemal sunal, şener şen ve ilyas salman lı filmlerde bu karakter belirgindir. karakteristik özellikleri ise şunlardır:

kadın düşkünü, rüşvetçi, dini duruma göre yorumlayan, her düzene uyan, tefeci, faiz yiyici, acımasız, üçkağıtçı, üfürükçü vs...gibi neredeyse bütün iğrenç sıfatlar.

peki bunlar tesadüf eseri mi yer alır bu filmlerde?! yok canım...buna inanmak için fazla saf olmak lazım! verilmek istenen mesaj her zaman aynıdır...peki bu türler yok mudur...vardır...ama her filmde kötü karakter olacak kadar değil!
bir örnek olarak:
"kemal sunalın iköşeyi dönen adam filminde amerikadaki amcasından miras olarak bi eşek gelmiştir.
daha önceden kızını vermek istemeyen hacı eşeğin karnında elmas olduğunu duyunca kemal sunalı ve eşeği evine alır ve bi gece kemal sunal eşeği keserken hacıyı yakalar. bunun üzerine hacının cevabı eşeği traş ediyorumdur."

edit: filmin adı için sydera ya teşekkürlerimi bir borç bilirim.*
toplumun içinde yaşayan her insanın, üzerinde taşımış olduğu tüm sıfatlara rağmen kötü olabileceğini göstermek için filme koyulmuş karakterlerdir. yoksa verilmek istenen mesaj 'dindarlar kötü, imansızlar iyi' değildir. ne dindarlar vardır üfürükçülükle, hocalıkla, mesihlikle insanları kandıran. bu insanlar gerçek dindarlar mıdır? sorarsan elhamdülillah cevabını alacak mısındır?
şimdinin samanyolu tv dizilerinde tam tersine dönmüş olan tiplerdir.
alişen'in eskiden çok iyi yaptığı rol.
(bkz: stv dizileri)

(bkz: 2 nolu entry)
bir zamanlar bu tarz yaklaşımlarda bulunmak modaydı, bu modanın etkisiyle olsa gerek günümüzde bu türden insanlara gerçekten rastlanabilir, ayrıca bu anlayış da, yani dindar görünenleri o şekilde görme anlayışı da aynen devam etmektedir, bu arada samimi olanları da vardır. ama her şey bir tarafa, tüm bunların tesadüf olduğunu ileri sürmek, kasıt yok bu işlerde demek biraz saf olmayı gerektirir.
bunlar türk sinemasına türk romanından transfer olmuş tiplerdir. ilk dönem cumhuriyet romancıları, siyasi iktidarın dine mesafeli anlayışından hareketle eserlerinde olumsuz dindar tipler çizmişlerdir. türk sineması da geleneği devam ettirmiş (hem dine mesafe hem de olumsuz tipler açısından) ve yıllarca bize dindar insanları aslında para, kadın düşkünü, merhametten yoksun tipler olarak göstermiştir. ilk olumlu din adamı tipi ise tarık buğranın küçük ağa romanının dizi film olarak çekilmesiyle ortaya konmuştur. bunun dışında yılmaz erdoğan gibi zeki birisi bile bir demet tiyatroda tirboşunun ev sahibini dindar, merhametsiz, huysuz ve menfaatçi olarak resmederek ezberden gitmiştir. son dönemde çekilen the imam, dondurmam gaymak ve takva gibi filmlerde ise bu ezber yavaş yavaş bozulmaya başlanmıştır.
kemal sunal filmlerinde bolca bulunan, ve bulunmasının amacıda halka bu tiplerin gerçek yüzlerini göstermek olan olaydır. örnek olarak Kemal sunalın kiracı filmindeki hacı ev sahibi gösterilebilir.
(bkz: Zubuk)
dindar gözükerek açıklarını ve hilelerini kapatmaya çalışan tiplemelerdir yanısıra.
başlıkla pek alakası yok gibi görünen fakat aslında aynı anlamı vermeye çalışan bir başka sunum da nubar terziyan ile dir. gerçekte müslüman değildir fakat dini bütün merhametli yaşlı amca, baba rollerini hep o oynardı.

sanırım maksat çok müslüman görünenlerin üçkağıtçı olabileceği gibi, aslında müslüman olmayanların da çok iyi insanlar olabileceğini insanlara sunmak. tabi bu iyi ihtimal.

kötü olanı da şu; ne kadar çok dindarsa o kadar çok kötüdür, ne kadar dinden uzaksa o kadar iyidir, babacan dır.
güncel Önemli Başlıklar