bugün
- ekrem imamoğlu50
- erdoğan sonrası hükümet20
- kabataş yalanı14
- sırrı süreyya önder25
- aknaz beyaz peynir10
- kendisinden ayrılan kadını rahatsız eden erkek13
- 4 hak mezhep16
- yolda namaz kılan davarlar31
- aykolik yetkili olsun kampanyası30
- 27 nisan 2025 eyüpspor galatasaray maçı26
- bir erkeğe alınacak en güzel hediye21
- maymunlar evrimden sonra nasıl yeniden var oldular15
- fotokopici bi erkek36
- erdoğan ikinci atatürk tür13
- allah ı niçin göremiyoruz15
- papa francis'in serveti10
- kanal istanbul9
- yazarların ölüme en çok yaklaştıkları an17
- bik bik'in mutfağına konuk olmak22
- zina çoğalınca deprem olur19
- ermeni soykırımı için özür dileyelim kampanyası12
- cuma gitmeyen erkeğe kadınların bakışı9
- nervio'nun evleneceği adam16
- anın görüntüsü16
- kisinin 17 yasina verecegi ogut8
- v a m p i r o v8
- imansız japonya da derpremde kimseinin ölmemesi13
- anamızın rahmine düşmeden önce neredeydik21
- allah'ın fazla acımasız olması28
- akp düşerse filistin düşer kudüs düşer17
- köpeğe dokunanlar değdiği kısmı 7 kez yıkamalıdır28
- 26 nisan 2025 gaziantep fk fenerbahçe maçı12
- fay hatlarını çimentoyla doldurursak deprem olmaz33
- mesajlaşma adabı9
- tombik kadın mutluluğu10
- true nun çaylak olması8
- ali koç8
- aykolikin sözlüğe kattığı şeyler13
- ibb de 50 iski çalışanının adliyeye sevk edilmesi13
- uludağ sözlük soruşturması8
- sözlüğün en güzel kızını seçiyoruz12
- düğünde ne giyeceğim derdi12
- rock müzik geri gelsin kampanyası10
- sözlükte sizi en çok etkileyen yazarlar8
- claudia s cloud8


entry'ler (1443)
mutlu evlilik diye bir şey olduğunu sanmaya devam edin. kendinizi başka türlü asla iyi hissedemezsiniz.
- evlenme sürecinde yaşanan isteme/istenme, söz, nişan, kına, düğün
- ev bulma, ev eşyası alışverişi, ailelerin çekişmesi, telaş, koşuşturmaca
- evlendikten sonra 6 aylık bir süreç için yalandan "özgürlük" düşüncesi
- "5 gün iş, cumartesi eğlence, pazar yatış" şeklinde birbirini kovalayan 4-5 yıl
- hamilelik süreci, doğum, artan bebek masrafları, bebekten dolayı kendine vakit ayıramama, uykusuzluk
- birbirini kovalayan yıllar. sadece çocuk çocuk çocuk...
bu izlenim, sorumluluk taşıyan iki insanın evliliğinden... bir de taraflardan birinin sorumsuzluğu eklenirse, kaçınılmaz ayrılık.
sıkıntı bastı.
- evlenme sürecinde yaşanan isteme/istenme, söz, nişan, kına, düğün
- ev bulma, ev eşyası alışverişi, ailelerin çekişmesi, telaş, koşuşturmaca
- evlendikten sonra 6 aylık bir süreç için yalandan "özgürlük" düşüncesi
- "5 gün iş, cumartesi eğlence, pazar yatış" şeklinde birbirini kovalayan 4-5 yıl
- hamilelik süreci, doğum, artan bebek masrafları, bebekten dolayı kendine vakit ayıramama, uykusuzluk
- birbirini kovalayan yıllar. sadece çocuk çocuk çocuk...
bu izlenim, sorumluluk taşıyan iki insanın evliliğinden... bir de taraflardan birinin sorumsuzluğu eklenirse, kaçınılmaz ayrılık.
sıkıntı bastı.
hayata geri döndüm.
hafta içinden beri bu maçla ilgili söylemlere kafayı taktım.
söylem 1: "fenerbahçe en kötü sezonlarında galatasaray'ı hep yendi. galatasaray da cuma günü fener'i yenecek."
dışardan bakıldığında dolu bir yorum gibi dursa da, konu hakkında bilgi sahibi olunmadan konuşulduğunun apaçık bir göstergesi. neden mi? bu yorumda kastedilen periyod 2000-2011 sezonlarını kapsıyor. bu sezonların bir tanesi dışında (2002-2003) fenerbahçe yarıştan hiçbir zaman uzak olmadı ve bugünkü galatasaray kadrosuna benzer bir kadro yapısı yoktu. bu periyod içerisinde de, özellikle son 5-6 yılda, galatasaray'ın fenerbahçe'den gerek başarı anlamında, gerekse kadro kalitesi açısından hiçbir üstünlüğü olmamıştır. ayrıca fenerbahçe bu süre içerisindeki galibiyet serilerinde camiasal özgüven ile kazandı maçları. ortada bir büyü falan yok. dolayısıyla yanlış bir düşünce içerisinde olan bu topluluk, kötü kadro iyi kadroyu derbide yener gibi basit bir mantık ve ümitten vazgeçmelidir diye düşünüyorum. ayrıca galatasaray bu maçı kazanacak kadro kalitesine sahip değil.
söylem 2: "0 bitecek maç"
iddaa ile pek aram yoktur. ayda 1 ya da 2 kez oynarım ancak maçları takip eder ve maç öncelerinde kendimce tahminlerde bulunurum. ancak bu tahminin neye göre yapıldığını anlamış değilim. ligin ilk yarısındaki maç göz önüne alındıysa; galatasaray ozaman da zor durumdaydı ancak kadıköy'den alınacak bir beraberlik, takımın maruz kalacağı baskıyı azaltacaktı. galatasaray senelerdir yenildiği o stattan yenilmeden çıkacaktı (2006'da bir kez daha yapmıştı - türkiye kupası). bu kez galatasaray'a kendi sahasında beraberlik yetmeyecek. kesinlikle kazanmak zorunda. bu anlayışla çıktığı maçta, counter atak tarz futbol planlanarak kurulmuş fenerbahçe (aykut kocaman transferleri, avrupada başarı isteği) galatasaray defansını epey zorlayacaktır. bunu öngöremeyen adam futbol bilgisinden yoksundur.
söylem 3: "fenerbahçe hakemle kazanır."
"hakem, federasyon, basın, devlet görevlileri, müslümanlar, dış basın, mülteciler, real madrid gibi oluşumlara dahil olan tüm topluluklar fenerbahçe'nin aleni destekçisidir." tarzında düşünen futbol fanatiklerinin ve felaket tellallarının uydurduğu safsatadır. spor yorumcularınınki gibi klişe olacak ama, her takım lehine ve aleyhine hakem hataları olmuştur.
söylem 4: "akşam trafiğini felç edecek maç"
neden etsin ki..? şaka şaka, istanbul'un ağzına sıçacak maçtır efendim. heyecanınız maça kadar katlanarak artsın inşallah.
söylem 1: "fenerbahçe en kötü sezonlarında galatasaray'ı hep yendi. galatasaray da cuma günü fener'i yenecek."
dışardan bakıldığında dolu bir yorum gibi dursa da, konu hakkında bilgi sahibi olunmadan konuşulduğunun apaçık bir göstergesi. neden mi? bu yorumda kastedilen periyod 2000-2011 sezonlarını kapsıyor. bu sezonların bir tanesi dışında (2002-2003) fenerbahçe yarıştan hiçbir zaman uzak olmadı ve bugünkü galatasaray kadrosuna benzer bir kadro yapısı yoktu. bu periyod içerisinde de, özellikle son 5-6 yılda, galatasaray'ın fenerbahçe'den gerek başarı anlamında, gerekse kadro kalitesi açısından hiçbir üstünlüğü olmamıştır. ayrıca fenerbahçe bu süre içerisindeki galibiyet serilerinde camiasal özgüven ile kazandı maçları. ortada bir büyü falan yok. dolayısıyla yanlış bir düşünce içerisinde olan bu topluluk, kötü kadro iyi kadroyu derbide yener gibi basit bir mantık ve ümitten vazgeçmelidir diye düşünüyorum. ayrıca galatasaray bu maçı kazanacak kadro kalitesine sahip değil.
söylem 2: "0 bitecek maç"
iddaa ile pek aram yoktur. ayda 1 ya da 2 kez oynarım ancak maçları takip eder ve maç öncelerinde kendimce tahminlerde bulunurum. ancak bu tahminin neye göre yapıldığını anlamış değilim. ligin ilk yarısındaki maç göz önüne alındıysa; galatasaray ozaman da zor durumdaydı ancak kadıköy'den alınacak bir beraberlik, takımın maruz kalacağı baskıyı azaltacaktı. galatasaray senelerdir yenildiği o stattan yenilmeden çıkacaktı (2006'da bir kez daha yapmıştı - türkiye kupası). bu kez galatasaray'a kendi sahasında beraberlik yetmeyecek. kesinlikle kazanmak zorunda. bu anlayışla çıktığı maçta, counter atak tarz futbol planlanarak kurulmuş fenerbahçe (aykut kocaman transferleri, avrupada başarı isteği) galatasaray defansını epey zorlayacaktır. bunu öngöremeyen adam futbol bilgisinden yoksundur.
söylem 3: "fenerbahçe hakemle kazanır."
"hakem, federasyon, basın, devlet görevlileri, müslümanlar, dış basın, mülteciler, real madrid gibi oluşumlara dahil olan tüm topluluklar fenerbahçe'nin aleni destekçisidir." tarzında düşünen futbol fanatiklerinin ve felaket tellallarının uydurduğu safsatadır. spor yorumcularınınki gibi klişe olacak ama, her takım lehine ve aleyhine hakem hataları olmuştur.
söylem 4: "akşam trafiğini felç edecek maç"
neden etsin ki..? şaka şaka, istanbul'un ağzına sıçacak maçtır efendim. heyecanınız maça kadar katlanarak artsın inşallah.
VATANDAŞLARININ %60'I EN AZ 1500 YILLIK ORTADOĞU DOGMALARINA KANMAMAKTADIR.
arkadaşlardan öğrendiğimiz kadarıyla bizi şaşırtan farklardır.
fenerbahçe kupa filan alamaz. beşiktaş ise ohoooo...
size hediye edilmiş siyah beyaz kupalarınızdan kahvenizi yudumlamaya devam edin abicim.
fenerbahçe kupa filan alamaz. beşiktaş ise ohoooo...
size hediye edilmiş siyah beyaz kupalarınızdan kahvenizi yudumlamaya devam edin abicim.
her takımda olduğu gibi pozitif ve negatif klasiklerdir. fenerbahçe'nin her sene evinde aldığı o seri galibiyetler sonucunda (anladın sen) "bir fenerbahçe klasiği" denebilir. ama bu fenerbahçe şampiyonlar liginde puan alamamayı bir klasik haline getirmemiştir ki, uefa kupası denen, 5 takımlı grup sistemi uygulanırken tel maşa takımların arasından bir kez bile bir üst tura çıkamamayı klasik haline getiren takımın taraftarlarına (bunu da anladın) ya da senelerdir avrupada aynı güney kıbrıs rum kasaba takımına elenen takım taraftarlarına (bak bunu da anladın) malzeme olması acayip gariptir.
fenerbahçe klasiklerini negatif yönden değerlendiren arkadaşa ise şu yönlü yaklaşırım. hani fenerbahçe ile dalga geçiyorsun, kendini tatmin ediyorsun ya. heralde barcelona ya da real madrid taraftarı falansın, eyvallah ne desen haklısın. veyahut "takım tutmuyorum" mu diyorsun? takım tutmayan adamdan hayır gelmez.
fenerbahçe klasiklerini negatif yönden değerlendiren arkadaşa ise şu yönlü yaklaşırım. hani fenerbahçe ile dalga geçiyorsun, kendini tatmin ediyorsun ya. heralde barcelona ya da real madrid taraftarı falansın, eyvallah ne desen haklısın. veyahut "takım tutmuyorum" mu diyorsun? takım tutmayan adamdan hayır gelmez.
kendi evinde oynadığı maçlarda en büyük desteği, tek devreliğine de olsa, arkasına aldığı rüzgardır.
(bkz: bandırma rüzgarı)
(bkz: bandırma rüzgarı)
kainatın kendisi için yaratıldığını söylüyorlar. altı üstü 60 sene yaşadığı bu kainatın içinde, sadece iki tane arabistan şehri görmesi bunu kanıtlıyor.
eskinin komünisti, şimdinin liberali. hayatı boyunca basurdan çekmiş boru sesli adam.
zor bir gecedir. delicesine sevdiğiniz, ama o ana kadar hiç konuşmamış olduğunuz insana telefon açarsınız. "kem küm" ile geçer konuşma, bir heyecan, bir burukluk... sonra kontür de biter, hayat bile bitiyor ya. ranzanın alttaki yatağına uzanırsınız. gözlerinizi hemen tepenizdeki üstteki yatağın altındaki tahtaya yazılmış güzel şeylere dikersiniz. şiirler, hapisane şarkıları, aşk itiraflarına dalar, daha da kötü olursunuz. sonra biter onlar, bir uykuya dalarsınız. en kötüsü, yarından sonra taşımaya başlayacağınız, omzunuza vurduğunuz sorumluluk yüküdür.
kardeşin; tüm ipod'u 4yüz, dandini falan gibi şeylerle doldurması...
(bkz: az sonra)
"hayko cepkin'in b.ku bile olamayacak insan" söylenmesi...
hiç kesilmemiş birisinin bilemeyeceği (güzel olduğu söylenen) duygu...
kusacak bebe için koşup siyah poşet getiren muavin karizması...
teklifi yapanın "öküz" olmasından kaynaklı reddeden kız...
bakkaldan sakız çalanlara da bayılırlar. küçükken çok yaptım ben, eriyip bitiyorlar, maceraperest erkeğim benim diye... illa ki bir şey çalan erkeğe bitiyorlasa, kızın suratına çamur çalan erkeğe bile biterler. dikkat ederseniz bir önceki cümlede "çalmak" fiilini kullanabilmek için çok kastım. değerimi bilin.
bastırılmış duyguların açığa çıkması... bireyin bilinçaltında var olan "güçsüzüm" düşüncesinin, kendisinden güçsüzler karşısında ortaya serilmesi...
böyle bir yasak yoktur... ama söylemek istediğim bir şey var ki, türkiye'de "başörtüsü yasağı" yok, "türban yasağı" var. ikisinin arasındaki farkı biliyorsunuz.