bugün

bir cümleyi 4 kişinin söylemesi.(genellikle polis dizilerinde olur)
karakter1: yayaya çarpan sürücü kaçınca...
karakter2: ambülans çağırma görevi de ali'ye kalmış.
karakter3: dolayısıyla da...
karakter4: kaçan aracın plakasını kimse almamış.
başkomiser: hmmm enteresan.

bir de başlı başına şu diyalogdur.
-*biz havalandırmalara bakmaya gelmiştik de.
-tabi kimlik görebilir miyim?
(ve burda kahramanımız duruma göre görevliye kafa yada yumruk atar ve)
-al sana kimlik.(bu da tayfun güneyer dizilerinin vazgeçilmezidir.)
hamile olan kadın illa ki merdivenden düşer.
günün geçtiğini anlatmak için boğazı görmek zorundayızdır.
berbat figürasyon sorunu da artık klişeleşmiş bir durum olarak kabul edilebilir. en pahalı prodüksiyonundan tut, en iddialı oyuncu kadrosuna sahip olanına kadar hemen hepsinde figüranlar leş. esas adam istediği kadar döktürsün, oscar a göz kırpsın, o yemeği getiren garson yok mu, işte ona bir çare bulunamayacak galiba.
evlenmeden hamile kalma
(bkz: binbir gece)
(bkz: kavak yelleri)
(bkz: hatırla sevgili)
(bkz: annem)
(bkz: yaprak dökümü)
yaklaşık 1 dakikadan fazla araba sahnesi gösterildiyse büyük olasıkla trafik kazası olacaktır.
beklemediği bir sürprizle karşılaşan salak kızın veya oğlanın, yanındaki salaklardan birine 'ay inanmıyoooruum biri beni çimçiklesin' demesi üzerine çimçiklenmesi ve canının acıması üzerine 'ayy napıosun beee' diyerek sert ve ani tepki vermesi. özellikle sihirli, çoluk çocuklu dizilerde sıklıkla rastlanabilecek klişelerden biridir.

ayrıca daha genel olarak düşünürsek, evlenmeden hamile kalmak, en yakın arkadaşla bi kız yüzünden ters düşmek diğer klişelerdendir.
dizi kahramanlarından biri telefon görüşmesi yapacağı zaman eline telefonu alıp arama yaptığı anda aranan kişinin hiç beklemeden cevap vermesi *
Çoğu filmde sürekli biri fakirdir.Bu fakirlik üzerinden edebiyat yapılır ve acınası bir karakter oluşur.
iki eski sevgiliden kız tarafın başka bir çıktığı olur. (aklı hala eski sevgilisindedir) eski sevdiğinden çocuğu olduğunu öğrenir, olaylar gelişir...
replik: bedenimi satın alabilirsin ama ruhumu asla.
Kötü haberin mutlaka, haberin verildiği kişinin elinde bir şeyler varken verilmesi, (bkz: tepsinin elden yere düşmesi)
Birinin başına bir iş geldiğinde ona yakın olan kişinin onu hissetmesi, o gün daima içinde bir sıkıntı olması,
Dizi içersinde tvden öğrenilen bir haberin farklı gezegenlerde bile olunsa aynı anda aynı kanaldan izlenmesi ve televizyonu açar açmaz ilgili haberi en başından izleyebilmesi ve
iki kişi diyalog halindeyken kişilerden birinin bir ton sesini kısarak kötü şeyler söylemesi ve her daim karşıdakinin bunu duyamayıp "efendim?" demesi gibi zibilyon tane sayabileceğimiz klişelerdir.