bugün

the cw'nin yeni dizilerinden. aşırı derecede twilight kokan dizi. adamlar senaryosunu bile kopyalamışlar resmen.

yine de gençlik dizisi olması, birkaç iyi şarkıyı barındırması ve popüler konu vampirlik üzerine bir dizi olmasıyla sevilen dizi olur bu ortamda.

edit: reytinglere göre tutacağı belli gibi zaten. ilk bölümünü 4.8 milyon kişi izlemiş.
4.bölümü itibariyle twilight'a okkalı ayar vermiş dizidir. ayrıca uyarlandığı seri l.j.smith tarafından 1991 yılında yazılmış olmuş, twilight'tan çalınmış sahneler olduğu tamamen yalandır. tam tersi bence stephenie meyer bu seriden esinlenmiştir. ayrıca konular kitaptan oldukça farklı gösterilmiş ve farklı ilerlemekte. paul wesley ,stefan salvatore rolüne pek olmamış gibi gelse de zamanla insan alışıyor. ian somerhalder ise diziyi izleten faktörlerden. ayrıca elena'nın kitapta kız kardeşi varken dizide erkek kardeşi var ve kitapta salvatore biraderlerin aslında mystic falls kasabasıyla eskiden bağları yok bildiğim kadarıyla fakat dizide var gösterilmiş. kitabın türkçe çevirisi de yakında artemis yayınlardan çıkacak.
1991 yilinda yazilmis olan kitap serisinin, CW de yayinlanmaya baslayan dizisi. Gayet iyi bir konuya sahiptir, Damon Salvatore (bkz: ian somerhalder) adli vampir sarkastik davranislari ile beni benden almistir. Dizideki makyajlar gayet basarilidir zira susayinca gözlerinin kararmasi hadisesi vs. oldukca gercekcidir. Ayrica twilight tan yaklasik 15 sene once yazildigindan, sormak isterim, kim kime ozenmis?
gayet orta kalite bir vampir dizisi kendisi. tam notu %50. ne daha iyi, ne daha kötü.

twilight gibi bir bok çukuru film serisiyle karşılaştırılmayacak kadar iyi olması da bir gerçek, ancak güzel vampir dizisi istiyorsanız moonlight izleyiniz. tavsiye.
güzel dizi. twillight'tan kat kat kaliteli. aynı zamanda bölümün birinde twillight'ın kitabını okurken onu tiye alan damon salvatore sahnesi mevcuttur*.*****
yukarıda ortalama olduğunu yazdık, ama şöyle bir şey var ki; hardrock-softrock-alternatif tarzında oldukça güzel bir soundtrack'e sahip dizi.
twillight ' ın izinden gittiği düşünülsede gitmeyen, aksine 1991 yılında yazılmış bir romandan uyarlanan, vampirleri daha sevimli hale getirmiş tv showdur.

bir kitap uyarlamasıdır, ancak alacakaranlık serisinin önce çıkmasından dolayı sanki taklitmiş gibi görülür. ancak kitap 1991 yılında yayınlanmıştır. alacakaranlığın daha çok bu kitaptan alındığını söylesek pekte yanılmayız. tüm vampir klişelerini bitiren bir kitaptır. özellikle sarımsak olayı süperdir. en etikili silah mine çiçeği ve tahtadır.

dizi her geçen gün daha iyi hale gelirken izleyici kitlesini de arttırması bu tezi kanıtlar. çok iyi şarkılar var ama en güzeli plumb- cut...
Esas kız Elena Gilbert karakterini Nina Dobrev' in canlandırdığı dizi.
ikinci sezonun müjdelendiği tarihten itibaren daha mutlu olduğumuz dizidir. bitmesin, hep oynasınlar.*
şu sıralar izlediğim tek dizi. bunu twilight ve true blood ile karşılaştırmak çok ayıp, kaka, terbiyesizce olur!

--spoiler--

1x18 itibari ile işler çok karışık bir hale büründü. elena'nın üvey amcası john gilbert miystic falls'a geldi ve hikayenin tamamını hatta çok daha fazlasını bildiği ortaya çıktı. elinde alaric'in sahip olduğu yüzüğün benzeri var ve damon onu öldürmesine rağmen beş dakika sonra canlandı. sonradan anlaşılan bu arkadaşımızın isobel ve katherine'le bağlantıları var.

ayrıca stefan çok aç! birisi bu çocuğa kan bağışlasın, birşeyler yapsın yazıktır.. gerçi bölümün sonunda bir bardak da olsa sebeplendi zavallım. ama bu gidişle elena' ya zarar vermesi muhtemel.

birde, jeremy ablasının günlüğünü okudu ve viky'nin gerçekte ne olduğunu öğrendi, tabii ki damon ve stefan'ın da.

--spoiler--

keşke en azından birinci sezon bittikten sonra başlasaydım diziye.
her hafta yeni bölümünü sabırsılıkla bekliyorum. her bölümü bi öncekinden daha iyi olan dizi.
muhtesem bir damon salvatore karakterine sahip muhtesem bir dizi.
çarşamba günlerinin vazgeçilmezi lost ise, perşembeninki vampire diaries'dir* ancak sezon ortasında izlemeye başlarsanız, üstüne bir de kitabını okumaya başlarsanız kafanız karışabilir. mesela ben katherine ile elena'yı karıştırmıştım.
--1x20 blood brothers--
stefan iyileşiyor artık. fakat bu bölümde önemli olan stefan ve damon'un dönüşümlerinin nasıl gerçekleştiği; meğer herşey stefan'ın bok yemesiymiş! iki kardeş katherine'i kurtarmaya çalışırken babaları tarafından vurulurlar, ama ikisine de katherine kendi kanından içtidiğinden ölmemişler, eğer beslenirlerse dönüşüm tamamlanacak ve taptaze iki vampir olacaklardır. bu sırada stefan gider babasından beslenir*, sonra damon'ı zorlar beslenmesi için ve ikiside dönüşümlerini tamamlarlar.

john gilbert yani elena'nın amcası, önce tehdit etti pearl'ü sonra pearl ve yanında ki vampirleri öldürdü, o sırada sevgilisi jeremy'e veda etmekle meşgul olan anna kurtulur ve muhtemelen ilerleyen zamanlarda john'un kalbini kıracak!

isobel ablamız bölümün son saniyelerinde, eski eşi alaric'i barda demlenirken ziyarete geldi. bir sonraki bölümün adının isobel olduğunu düşünürsek, öz kızı olan elena ile karşılaşması hatta oturup iki bira içmeleri içten değil.
--1x20 blood brothers--
damon salvatore ekrana yapışmaya sebebiyet verir.
dikkat! ağır spoiler içerir..
--1x21 isobel--
bu isobel tam bir kaltak! ağzını burnunu kırasım geldi hatunun. önüne gelen herkesi tehdit etti yahu! alaric amcamızın kalbini kırdı, sonra onu aslında sevdiğini söyledi ama etkisi altına aldığı için hatırlamamasını sağladı. bunlar yetmezmiş gibi, sırf istediğini elde etmek için jeremy'i kaçırdı. amacı da icatı alıp katherine'in isteği doğrultusunda o bölgedeki bütün vampirleri öldürmek. buna damon ve stefan da dahil. yalnız bonnie isobel'in istediği damon' da olan icatı etkisiz hale getireceğini söyleyip, ona vermeleri konusunda ikna etti.. ama yalanmış!

stefan tamamen iyileşti. hatta çok kıskanç bir sevgili haline geldi. ayrıca jeremy'nin herşeyi bildiğini hatta günlüklerini okuduğunu öğrendi elena. artık abla kardeş ilişkileri biraz daha karmaşık olacak gibi.

john gilbert, yani bu zamana kadar elena'nın üvey amcası olarak bildiğimiz şahıs, aslında elena'nın babasıymış.* isobel gençken john'la bir süre takılmışlar. bunun sonucu da elena dünyaya gelmiş. babası john uyuzu, annesi isobel kaltağı olan birisi nasıl elena gibi iyi olur onu bilemedim ben..
--1x21 isobel--
vampir temalı diziler içinde en gerçekçi vampirler bu dizidedir. alacakaranlık saçmalığıyla kıyaslanamayacak kadar güzel bir dizidir. bir kere nina dobrev gibi insanüstü bir varlık oynuyor o kız tek başına yeter ian somerhalder de ekstrası olur.
muhteşem bi sezon finaliyle beni benden almış, vampir dizisi. elena damon'ı öptüğünde ohh be, dizinin sonunda da olsa aralarında bişeyler oldu, dedirten lakin katrinin öptüğünü öğrenince ha**iktir dediğimiz dizi.
meğersem bütün herkes* arlarında bişey olmasını bekliyomuş.
her hafta yeni bölümünü sabırsızlıkla beklediğim bence twilight'den her açıdan çok daha iyi olan,damon salvatore karakterine bayıldığım mükemmel dizi.gerçekten muhteşem bi sezon finali yaptılar yeni sezon için Eylüle kadar nası sabredicem bilmiyorum .
damon karakteri için ian somerhalder çok uymuş gerçekten kendisini her gördüğümde nefesim kesiliyo o ne yakışıklılıktır öyle yahuu... konuşması,gülümsemesi,ses tonu,bakışları her gördüğümde tekrar aşık oluyorum kendisine.
kötü çocuk, çok dehşet bee. çok fena yakışıklı namıssızzz. iştahlı iştahlı ısırır. o nasıl somurmaktır milletin kanını. ihtiraslı gençlik işte...
losttaki boone karakterinin vampir olarak karşımıza çıktığı dizi.
damon salvatore karakteri ile "elvil" olmanın çekiciliğine kapıldığımız dizidir.
Esas kız Elena'daki aptal cesareti insanı bazen bıktırıyor.
Matt iyi çocuk ama bu kadar iyi olmak??
boone varmış buna bakayım da boş kalmayayım diye düşünüyordum. (lost yeterince hayal kırıklığı yaratmıştı, uzun bir ilişkiden çıkmıştım anlayacağınız.) buna binaen vampir önyargısı da mevcuttu, alacakaranlık faciasından sonra.
hayret diyorum sadece. bir iki bölüm izledim, herzamanki şeyler dedim ve küçümsedim. ama öyle bir ilerledi ki lafımı yedirtti helal olsun. kim bekleyecek sonbaharı?
ayrıca ian nesin sen?
lost'taki boone hatırına başladım ben de bu diziye, ki ian somerhalder'a ölüp biten kızlar grubundan değil(d)im. geç kaldım yine, millet bir ton spoiler yazmış ben daha 9. bölümdeyim. ama neyse ki daha bir sezon oynadı, 5 sezonu bitmiş supernatural'a yeni başlayıp yaşadığım yalnızlığı bunda yaşamayacağım. (bkz: #8427864)
--diziye henüz başlamayanlar için belki azıcık spoiler--
efendim, bu dizimiz twilight özentisi falan değil, zira daha önce de yazıldığı üzere daha eski bir kitaptan uyarlama kendisi.
karakterlere değinmek gerekirse, damon salvatore karakteri; hemen, şimdi vampir olmayı isteme sebebidir. ilk iki bölüm "peeh tipsiz lan bu çocuk, karakter de bir tuhaf olmuş" dediysem de, gitgide fena kaptırdım, böyle harika bir "kötü ve çekici vampir" karakteri yapılır mı lan?

stefan salvatore, edward cullen karakteririn biraz daha delikanlı ve odun tipli olanı. şimdilik izlediğim kadarıyla öyle aşkından ölen biten, ve hatta kıza bir şey olacak diye ölesiye tırsan bir tip değil ki bu iyi bir şey. bu arada hemen belirteyim kitaplardaki edward cullen'ı severim, daha çok filmdekinedir isyanım. yalnız bu stefan biraz dangalak galiba, bir ton yıl önce sevdiği kıza benziyor diye geldi liseli bir kıza yazıyor. bir de o eskiden sevdiği katherine de bunları vampir yapan, biraz kaltak bir şey sanırım. aşk nelere kadirsin.

elena, bir çok doğa üstü konuları temel alan dizi ve film karakterine göre daha gerçekçi bir tip olmuş. zira vampirleri öğrenip yaşananlara şahit olunca hemen "olsun stefan, ergen bir aşık olarak herşeyi hemen kabullenebiliyorum ben" triplerine girmedi, tırstı, uzak durmaya çalıştı. ama gerçekçilik de bir yere kadar tabii. dozunu beğendim ben.

caroline başlarda uyuz olduğum paris hilton kılıklı bir kızdı. sonra 8. bölümde ultra havalı damon buna "sığ ve gereksizsin" falan dedi, kıza üzüldüm be.

bir de bir kız var, adını hatırlayamadım şimdi, cadı olan. hayat ona güzel be.

vampire dönüşürken yapılan makyaj epey iyi. kalbe kazık, içeri davet edilmeden girememe, güneşe çıkamama gibi temel vampirlik özelliklerini de özlemişim, güzel olmuş.
--hafif dozlu spoilerimiz burada sona erdi--
özetle, eğer bu entryi "bu diziyi izlesem mi acaba? dur bir sözlüğe bakayım" diyerek okuyorsan, doğa üstü olayları seviyorsan, bilhassa vampirli hikayelere bayılıyor ve işin içinde aşk da olsun diyorsan şiddetle tavsiye ederim bu diziyi.

edit: imla
16 eylül'ü halatla çekme sebebim olan şahane yapım. her ne kadar bir diziyi biriktirip izlersen insanlarla kritiğini yapma ve sözlükte heyecanlı heyecanlı yazma güzelliğinden geri kalıyorsan da yine de biriktirmek daha iyiymiş arkadaş. tek sezon olunca hemencik bitti.

henüz diziye başlamayarak eksik kalmış arkadaşlar sizinle sohbetimiz burada sona eriyor.
--spoiler--
sezon finali on numaraydı bence, yalnız elena eve gelince mutfağa girseydi ve donup kalsaydı daha klişe ama iyi olurdu heyecan açısından. hani o dangalak babasını mı gördü şok oldu yoksa katherine'le mi karşılaştı gibi bir soru işareti ile noktalanırdı ilk sezon. ama yine de güzeldi.

damon salvatore karakteri öyle bir karakter ki. nasıl anlatsam nerden başlasam bilemedim. ian somerhalder'ın bakışlarını korkutucu bulduğumdan olsa gerek, ilk iki bölüm karakter çok itici geldi bana. ama dizi ilerledikçe damon'ın çok derin bir karakter olduğu anlaşıldı. kesinlikle iyi değil, ama vampir bile olsa bir adama aşkın ne kadar yakıştığının ayaklı kanıtı bence. hatunların efendi erkek yerine piç tercihi konusuna girmiyorum, biz o piç olanda bir şey görüyoruz da seviyoruz.

başlarda elena'yla stefan ayrılmasın isterken, finalde damon kapıda elena'yı öpünce çok sevindim. stefan hakikaten kendini çok bastıran bir karakter o yüzden damon ondan çok daha sağlam ve net. ki bazı yerlerde okuduklarıma göre stefan, katherine'e meyledecekmiş, damon, elena'ya aşık olduğunu anlayacakmış falan.

elena'nın dangalak babası jeremy'nin sevdiceği anna'ya yazık etti. göt herif. jeremy'nin vampirliği ilginç olacak. matt, caroline'in bütün bu iyi niyeti ve sevimliliğine rağmen elena'yı elde etmeye çalışırsa damon onu bildiği gibi etsin, o kadar söylüyorum.

ayrıca bonnie ne gerzek bir karakterdir öyle. kıçını yırtıp stefan'la damon'ı mezardan kurtaran da kendisi, babaannesinin ölümünden onları sorumlu tutan da. gerizekalı, eğer pusuladaki büyüyü kaldırsaydı anna ölmeyecekti.

alaric, jenna'yla güzel bir çift oldu bence, kaltak karısı da gitti zaten. isobel ne iğrenç bir kadınmış, ne kocası umrunda ne kızı. önümüzdeki sezon onun bu vampirlik takıntısının sebebini açıklarlar herhalde.

en çok merak ettiğim ise, damon katherine'in dönüşüyle ne yapacak? onu, bütün pisliklerine rağmen bir şekilde kabul eden elena mı, yüz küsür yıl etrafta olmasına rağmen kendisini iplememiş katherine mi?
--spoiler finito--
son olarak şunu söylemem gerek, bu diziyi izledikten sonra, etrafta twilight'la ilgili bir şey görmek irrite ediyor beni. o iyi bir kitaptı ama filmlerle iyice ergen hikayesine çevirdiler. o yüzden yaşasın the vampire diaries!