bugün

solosunu atabilmek için çok fırın ekmek yemişitim.becerdiğim için solodan sonra şimdide havasını atıyorum.
piyanoda çalmayı becerebildiğim nadir şarkılardan biridir. hatta çalması belkide en zevkli şarkılardan biridir.
zannımda unforgiven serisinin en güzel şarkısı olarak yer bulmuş metallica klasiğidir.
metallicanın en sağlam parçalarından birisidir. üstüste dinlenebilen şarkılar arasında ilk sıralarda kendine yer bulmuştur.
bağımlılık yapan, loop'a alınıp dinlenen, yoğun geçen bir işgününün son saatlerindeki protest ruh haline çok iyi giden şarkı; unforgiven too.
unforgivenların en çok tutmuş, sevilmiş parçasıdır. unforgiven'a göre sert olan melodisindendir bu sevilmişi belki.

belki de sözlerinin daha güzel olmasındandır.

türkçe meali şöyledir*:

Lay beside me
Yanıma otur

Tell me what they've done
Ne yaptıklarını anlat

Speak the words i wanna hear
Duymak istediğim sözleri söyle

To make my demons run
Şeytanlarımı kaçırmak için

The door is locked now
Kapı kilitli şimdi

But it's open if you're true
Ama doğruysan açıktır

If you can understand the me
Eğer sen beni anlayabilirsen

Then i can understand the you
O zaman ben de seni anlayabilirim

Lay beside me
Yanıma otur

Under wicked sky
Nefret dolu gökyüzünün altında

The black of day, dark of night
Günün siyahlığı, gecenin karanlığı

We share this paralyze
Beraber felç oluyoruz

The door cracks open
Kapı çatlayarak açılıyor

But there's no sun shining through
Ama içinden hiç güneş ışığı gelmiyor

Black heart scarring darker still
Siyah kalp hala daha koyu yara izi bırakıyor

But there's no sun shining through
Ama içinden hiç güneş ışığı gelmiyor

No, there's no sun shining through
Hayır, içinden hiç güneş ışığı gelmiyor

No, there's no sun shining
Hayır hiç güneş ışığı yok

Nakarat

What i've felt what i've known
Hissettiklerim ve bildiklerim

Turn the pages turn the stone
Sayfaları çevir, taşı çevir

Behind the door should i open it for you?
Kapının arkasındayım, onu senin için açmalı mıyım?

Yeah, what i've felt what i've known
Evet, hissettiklerim ve bildiklerim

Sick and tired i stand alone
Hasta ve bitkin ayakta yalnız duruyorum

Could you be there 'cause i'm the one who waits for you
Orada olabilir misin çünkü seni bekleyen benim

Or are you unforgiven too?
Yoksa sen de mi affedilmeyensin ]

Come lay beside me
Gel yanıma otur

This won't hurt, i swear
Bu acıtmayacak, söz veriyorum

She loves me not, she loves me still
Beni sevmiyor, beni hala seviyor

But she'll never love again
Ama bir daha asla sevmeyecek

She lay beside me
Yanıma oturuyor

But she'll be there when i'm gone
Ama ben gittiğimde orda olacak

Black heart scarring darker still
Siyah kalp hala daha koyu yara izi bırakıyor

Yes, she'll be there when i'm gone
Evet, ben gittiğimde orda olacak

Yes, she'll be there when i'm gone
Evet, ben gittiğimde orda olacak

Dead sure she'll be there
Lanet, kesin orda olacak

Nakarat
From
Lay beside me
Yanıma otur

Tell me what i've done
Ne yaptığımı anlat

The door is closed, so are your eyes
Kapı kapalı, gözlerin de öyle

But now i see the sun
Ama şimdi güneşi görüyorum

Now i see the sun yes, now i see it
Şimdi güneşi görüyorum, şimdi onu görüyorum

What i've felt what i've known
Hissettiklerim ve bildiklerim

Turn the pages turn the stone
Sayfaları çevir, taşı çevir

Behind the door should i open it for you?
Kapının arkasındayım, onu senin için açmalı mıyım?

Yeah, what i've felt what i've known
Evet, hissettiklerim ve bildiklerim

So sick and tired I stand alone
Çok hasta ve bitkin ayakta yalnız duruyorum

Could you be there 'cause i'm the one who waits, the one who waits for you
Orda olabilir misin çünkü senin için bekleyen, senin için bekleyen benim

Oh, what i've felt what i've known
Oh, hissettiklerim ve bildiklerim

Turn the pages turn the stone
Sayfaları çevir, taşı çevir

Behind the door should i open it for you?
Kapının arkasındayım, onu senin için açmalı mıyım?

So i dub thee unforgiven
Bu yüzden sana affedilmeyen ismini takıyorum

Oh, what i've felt oh, what i've known
Oh, hissettiklerim oh, bildiklerim

I take this key and i bury it in you
Bu anahtarı alıp senin içine gömüyorum

Because you're unforgiven too
Çünkü sen de affedilmeyensin

Never free never me
Hiç özgür değilim hiç ben değilim

'Cause you're unforgiven too, oh
Çünkü sen de affedilmeyensin
benim gibi metal müzik ile pek te alakası olmayan insanlara dahi 'aslında çok ta kötü değilmiş ya metal müzik' dedirtebilen şarkı. lise yıllarımda matematik çözerken bunu dinliyordum, te allaam. *
unforgiven serisinin en iyisidir zannımca. sözlerinde biraz karamsar bir hava vardır.
http://www.youtube.com/wa...-DoNs&feature=related
unforgiven serisinin en olgun; en anlamlı ve birincisini tamamlayan halkası. tek kusuru kirk'ün basiretsiz solosu (girişi hariç) olan sanat eseri. üçüncüsü ile karşılaştıranlar olmuş, olur öyle gaflet anları hayatta. hele bir de o anahtarı kızın içine gömme sahnesi var ya, ilk klipteki anahtarın eşleniği; of ki ne of.

metallica'nın onlarca şaheserinden herhangi biri; ama hele güneş batarken fırat kıyısında dinleyin bakın neler oluyor.
"yaşayan bilir" şarkısıdır. çok pis koyabilir insana.
bugün, bu saatte niye hatırıma geldi anlamadım. gerçekten ama gerçekten aşmış bir şarkıdır.
unforgiven'ların en iyisidir. tekrar tekrar dinlenesidir.

(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=LihCeR-DoNs)
(bkz: or are you unforgiven too)
(bkz: ironiyi ortadan ikiye yarmak)
ingilizce öğretmenimizin ingilizce şarkı okumamız isteği üzerine bütün sınıfa tanıttığım muhteşem metallica şarkısı.ayrıca klibi de çok güzeldir.izlenmelidir.
metallica sevmeyenlerin bile bi' kere dinledikten sonra en az nothing else matters kadar etkilenebilecekleri şarkı.
metallica'nın pop kitlesini de kapmak için bestelediğini düşündüğüm şarkıdır. bundan sonra şimdi uzaklardasın'ı coverlayacaklarını düşünmüştük ama yapmadılar tabii.
çünkü sende affedilmeyensin* sözüyle insanın içini bir tuhaf eden şarkıdır.
ne zaman arkadaş ortamında konusu açılsa 'bence the unforgivendan daha iyi ikincisi' diyerek tepki çekiyorum. yok arkadaş daha iyi işte, bana göresi sana göresi olan bir konu sonuçta. daha iyi lan bu the unforgiven'dan. oh!
"'cause i'm the one who waits for you
or are you unforgiven too?"

çok eski şarkılar, çok yeni şeylere dokunup durdukça böyle;

tekerrür eden tarih ve tahayyül edilemeyen gelecek ile sürekli bir mukayeseye güfteledikçe ömrü;

hiç bir şeye şaşırmayacağım daha..

affetmeyeceğim

ve

affedilmeyeceğim de..

biliyorum.
ilk dinlediğimde;

--spoiler--
are you unforgiven, too?
--spoiler--

kısmını are you unforgiven 2 (two)? olarak anladığım ve allah allah şarkı the unforgiven'in 2. versiyonu diye unforgiven 2 geçirmek nasıl bir mantık ki lan? diye düşündüren bir metallica şarkısıdır.

tabi sonradan dinlediğimde kendimden utandığım, çüşlerden, ohalardan, yuhlardan kendimi alamadığım olaya neden olan şarkıdır.

ayrıca arada sırada arkadan gelen cause i dubbed you unforgiven sesleri de the unforgiven'i hatırlatsa da 2. versiyonu orjinalinin yarısı bile olamamıştır.
gerek solosu gerek sözleriyle en az 2.si kadar güzel olan efsanevi şarkı. bu unforgiven serisi 1- 2 ve 3 ü sırasını bozmadan art arda dinlendiğinde adamı sıçırtır afedersin. o kadar iyi.
edit: en az dan itibaren 1. si kadar güzel olan efsanevi şarkı.
bana göre "aliens" filminin soundtrack'ine çok ama çok yakışabilecek şarkı.
show haberdeydi yanlış hatırlamıyorsam, bir geyik var kaçmaya çalışıyor sekiyor falan yaralı mıydı neydi millet onu yakalamaya çalışıyor yardım edecekler hesapta, peki fonda ne çalıyor dersiniz the unforgiven ii. şarkının kullanım yeri hayattan soğutur, net.
git gide kötüleşen unforgiven serisinin ortanca şarkısıdır. en güzeli birincisidir elbetteki.