bugün

doğuştan kazanılan, insanın yapısında olan zenginliktir. zorlamayla mütevazı olmaya çalışanlar önceki hallerinden daha kibirli göründüklerinin farkına varmalıdırlar.
peygamber efenfimiz (sav) "kim tevazu ederse ALLAH onu yüceltir, Kimde kibrederse onu alçaltır buyurmuştur.
Yeryüzü gibi (tevazulu) ol ta ki sende gül bitsin.
Tevazu, bütün şeref ve üstünlüğün ancak Allah'ta olduğunu bilip nefsine uymamak ve kibre düşmemektir.. Tevazu, Hakk'a karşı hayalı, halka karşı vefalı olmaktır.
yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının ya da yapmaması gerekenlerin bilincinde olan mütevazi kişilikle birlikte başkalarının değerlerinin de bilincinde olmak ve saygılı olmaktır. insanın kendisini tanımasıyla ortaya cıkabilecek bir kavram ya da kişilik halidir.
Nisâ Suresi 36. Ayet

Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.
Günümüzde yerini
(bkz: enaniyet) ve (bkz: kibir) almıştır. Yazık çok yazık!
Çoğunluğun zannettiği üzere alçakgönüllülük, yüzü yerde olup utangaç olmak değildir. Eziklik hiç değildir. Tevazu, kendini karşındaki insanla insan olmak açısından eşdeğer görmektir. Misal olarak tevazu ile aynı kökten gelen muvazene kelimesi denge anlamını taşımaktadır.
Olaya bir de dini açıdan bakacak olursak "kendini karşıdakinden aşağı görmek" anlamı "tezellül" kelimesi ile karşılanır ve tekebbür (kibirlenme) kadar olmasa da bu huy da hoş görülmemiştir.
Son olarak bir de mevlana sözü ekleyeceğim "... her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır..."
edep terazisi.
görsel

Ne kadar da güzel bir örnek.
insanlardan alçak gönüllü olanlara karşı alçak gönüllü, kibirlilere karşı ise kibirle mukabele etmektir.

Mütevazi, olana sen de mütevazi ol,
Kibirliyi görürsen, ya kibret, ya uzak ol.
Nezaketten sonra bir erkeğe en çok yakışan ikinci şeydir fikrimce.
insana çok yakışan bir özellik. TAKLiT tevazu da var tabi. bazıları ustaca tevazu sahibi gibi görünür ve kısmen başarırlar da bunu. bir de garibim açık açık çok mütevaziyimdir deyip kendi söylemiyle çelişen saftirikler vardır.
görmemişlikten uzak, alçakgönüllülüğü içten bir şekilde sergilemektir. ki zaten görmemişlikten uzak olmanın, daha önce görmüş olmak gerekmez. işte bu noktada tevazu devreye girer. tevazunun yapmacıklığı olmaz. daha doğrusu yapmacıklığı hemen belli olan şeyler varken, tevazulukta yapmacıklık yapılmaya bile yeltenilemez bence.
alçakgönüllülük. tevazu sahibi insanlar kibirsiz olurlar, büyüdükçe küçülürler.
kişinin sahip olduğunu kişiye başkaları tarafından söylendiğinde anlamlı olan olgudur. aynı güzellikte olduğu gibi.
Kıymeti pek bilinmez hatta alaya alınır çoğu kez mütevazı kimseler.aptal kategorisinde bile adlandırılabilirsiniz fazla barındırınca. Aman Dikkat!
"eğer başkaları tarafından övülmek isterseniz, mütevaziliği yem olarak kullanın."

Bu cümlede anlatıldığı gibi;
Fazla ve gereksiz tevazu, aslında içten içe insanı sıkıştıran ve engel olunamayan kibir ve egonun davranışlara yansıyan hali ve nihayetinde övülmekle övünme isteğidir.

Dolayısıyla fazlası faziletten değil, kibirdendir.
"Fazla tevazu vasat insandan nasihat dinletir" demişler.
TEVAZU': Alçak gönüllülük. Kibirsizlik. Mahviyet hâli. (Bak: Küfran-ı nimet)(Her adam için, hey'et-i içtimaiyede görmek ve görünmek için mertebe denilen bir penceresi vardır. O pencere kamet-i kıymetinden yüksek ise, tekebbür ile tetâvül edecek; eğer kamet-i kıymetinden aşağı ise, tevâzu' ile tekavvüs edecek ve eğilecek. Tâ, o seviyede görsün ve görünsün. insanda büyüklüğün mikyası, küçüklüktür; yani, tevâzudur. Küçüklüğün mizânı büyüklüktür; yani, tekebbürdür. M.)"