Tekerleğin icadina güneş ve ay ilham olmuştur.
görsel
dildonun icadından birkaç binyıl sonra gerçekleşmiştir.
bu icadın hemen sonrasında arkadaşı "aksaraydan geçiyor mu abi?" diye sorunca ilk cinayette akabinde keşfedilmiştir.
tekerleğin icadı ile birlikte bence kötü söz, yani küfürde icat edildi. yani bence tekerleği bulan adam bir tepede oturuyordu, tepeden aşağı doğru bir şeyin yuvarlandığını gördü ona baktı,.. baktı,.. baktı,.. ve,... "lan" dedi lan'ın ne manaya geldiğini bilmiyordu ama hissetti. daha önce hayatında "lan" diye birşey duymamıştı. fakat öyle birşey keşfetti ki, o andaki duygusunu hiçbirşey doğru ifade edemezdi. doğru ifade kesinlikle "lan"dı. dudaklarından lan döküldü. ve insanlık tarihinin ilk kötü sözüde böylelikle doğmuş oldu. ondan önce zaten lan'lık bir durum yoktu. neye "lan" diyeceksin. yiyorsun, içiyorsun, sevişiyorsun, ürüyorsun, barınıyorsun, akşam olduğunda bir mağarada toplaşıp onbeş yirmi dakika hısımlara baktıktan sonra yatıp uyuyorsun. çünkü eğer lan'lık bir durum yoksa anlatacak birşeyin yoktur. dünyada ki anlatmaya değer bütün hikayeler lan'lıktır. lan'dır bizi eğlendiren mutlu eden, heyecan sahibi yapan. "lan" çok kutsal bişeydir. neye lan diyeceksin. tekerleğğin icadı tam lan'lık. ondan sonra tabi "ağzına sıçim"ler, "amına koyim"ler. bugün eğer çirkin sayılabilecek dünyada yaşıyorsak bunu o tekerleği bulan orospu çocuğuna borçluyuz.

alpay erdem.
istanbul un *mına koyan icattır.

ayrıca bir çok insanın yalnız kalmasına sebep olan icattır. bunu bulan yavş*k yüzünden gitmek kolaylaşmıştır. bırakıp gidemezdi herkes kolay kolay tekerlekleri olmadan.
Dünyanın düzenini değiştiren ve çığır açan bir icattır .
geyik bir yana, tornavida-vida-yla birlitke dunyanin en buyuk icatlari arasindadir.
(bkz: tekerleğin icadıyla birlikte)
yaptıkları takvimle bizimle daşşak geçen astronomi ve mimarlıkta çok ileri bir bilgi seviyesine ulşamalarına rağmen mayaların ulaşamadıkları teknolojidir.
sadece mayalar değil inka ve aztek ler de tekerlekten mahrum bir hayat sürdüler.
atların derin bir oh çektiği icattır. at bayramı olarak nitelendirilmesi gerekir. inin la sırtımızdan yeter artık pezevenkler şeklinde serzenişte bulunmuşlardır.
compact disk'in icadının önünü açarak sanat dünyasına dolaylı katkıda bulunmuş icattır.
istanbul un *mına koyan icattır.

ayrıca bir çok insanın yalnız kalmasına sebep olan icattır. bunu bulan yavş*k yüzünden gitmek kolaylaşmıştır. bırakıp gidemezdi herkes kolay kolay tekerlekleri olmasaydı.
En eski tekerlek, yaklaşık 5.000 yıl önce mezapotamyada yapılmıştır. Tekerlek ile ilgili en eski kayıt, M.Ö. 3.500 yıllarına ait tekerlekli bir kızağı resmeden Sümer (Erech) piktogramıdır. Tekerlek fikri muhtemelen kütüklerin kolayca yuvarlanarak taşınması amacıyla kullanılmasından doğmuştur. Bilinen en eski tekerler, bir kazık üzerine geçirilmiş üç tahta diskten oluşur.

Tekerlek tıpkı ateş gibi dünya icat tarihinin en önemli buluşlarından bir tanesidir. insanların yaşayış biçmini değiştiren icatlar arasında en üst sıralarda sayılabilecek tekerlek, modern teknik ve mekaniğin merkezi durumundadır. Tekerleğin icadı o kadar eski zamanlara dayanmaktadır ki ne zaman ve kimler tarafından icat edildiği net olarak bilinememektedir. Bu nedenle tekerleğin icadı ile ilgili verilere ve tarihçesine bir göz atmakta fayda vardır. Bilinen en eski tekerlek kalıntıları M.Ö 3000 – 2500 yıllarına aittir. Amerikalı arkeolog Speiser tarafından Gawra’da yapılan kazılarda tekerleğe rastlanmıştır. Yine bir ingiliz arkeolog olan Woolley, Ur’da, M.Ö. 2.950 yıllarından kalma bir mezardan, tekerlek kalıntıları çıkarmıştır.

Hangi ihtiyacın tekerleğin icadına yol açtığı bilinmiyor fakat General Frugier’in varsayımı hem ilginç hem de inandırıcıdır. Bu varsayıma göre; Yontma Taş Çağı’ndan başlayarak insanlar, avladıkları hayvanları veya kaya parçaları gibi bazı şeyleri yaşadıkları yere taşıma ihtiyacını duymuştur. Bu soruna çare ararken, kesilmiş bir ağacın yuvarlandığını, böylece taşımayı kolaylaştırdığını fark eden insanlar yüklerini iki ağaç kütüğünün üzerine koymayı akıl ederek tekerleğin icadı ile ilgili yol katetmilerdir.

ingiliz tarihçi Maccurdy’ye göre; tekerleğin atası, tomar denilen silindir biçiminde sarılmış kağıt ya da deridir. Yapılan kazılarda elde edilen bilgiler bu gelişmeyi doğrular niteliktedir. Yapılan arkeolojik kazılarda Sümerlere ait, M.Ö. 3.000′lerden kalma kızaklar ve arabalar çıkartılmıştır.

Tekerleğin icadının arabanın icadına yol açtığı bilinen bir gerçektir. Bir çift tekerleğin dingille birleştirilmesi ve buna demirsiz bir saban oturtulması ile tarımda kullanımı gerçekleşmiştir. M.Ö. 3.000 yıllara ait Sümer kalıntılarında rastlanan arabalar böyledir.

Peki bu arabaları kim çekiyordu? insanlar mı? Hayvanlar mı? Fransız arkeolog Georges Contenau’ya göre, bu arabalarda koşulan hayvan O dönemde, bu bölgede atın bilinmemesi nedeniyle yaban eşeği idi.

Ortaçağda önemli bir rol oynayacak olan Türk ulusu, Orta Asya, Doğu Sibirya ve Mançurya’da yaşamaktaydı. Babil ve Mısır uygarlıklarının medeniyet seviyesine göre henüz Yontma Taş Çağı’nda yaşayan bu halk soğuk ve dümdüz steplerde göçebe olarak yaşıyorlardı. Atı ilk ehlileştiren halk olan Türkler oldu. Yorulmak bilmeyen, hızlı ve her türlü hava koşuluna dayanıklı olan atlar arabaları çekmek için biçilmiş bir kaftandı.

Koşum kayışlarıyla arabaya bağlanan atlarla birlikte ilk savaş aracı da doğmuş oldu. Antik dünya, arabayı ve atları bu korkunç görünümüyle ilk defa tanıyordu. Sonra M.Ö. 2.000 yılında Mezopotamya’da görülen araba, giderek Sami ırkından Hiksosların akınıyla Mısır’a girince, Firavun’un ordusunda, 1917′de ilk müttefik tanklarının Alman askerleri üzerinde yarattığı paniğe benzer bir korku yarattı. Mısırlılar hayvan gücü olarak henüz öküz ve eşekten yararlanıyorlardı. Ancak tecrübeden çabuk ders almayı bildiler. istilâcıları ülkeden atar atmaz bu yeni savaş aracını kullanmaya başladılar. Öyle ki. Mısır tarihinin en parlak dönemi olan Yeni imparatorluk’tan kalan belgeler, Firavun’u gelecek kuşaklara savaş arabasının üstünde, bir eliyle dizginleri tutar, ötekiyle de düşmanı yere serer biçimde gösterebilmiştir.

Bunu izleyen on yüzyıl boyunca, araba, savaş alanlarında fetih aracı olarak hizmet etti. Asurlular, M.Ö. 1.000 yıllarında bir sürücünün kullandığı, iki savaşçıyı çeken çift at koşulmuş arabaları sayesinde dünyaya egemen oldular. Asur’un ünlü kralları Surgon ve Assurbanipal birçok şehirleri, güçlü savaş makineleri halini alan arabalarıyla kuşattılar. Bu arabaların, tekerlekleri üzerine oturtulmuş ağır koçbaşlarıyla şehir kapılarına saldırdılar; savaşçılar kalkanlarının arkasına saklanarak kale duvarlarının üstüne yürüdüler. Ancak bu ağır “topçu gücü”nün yanı sıra yeni bir silahlı birlik daha meydana getirmişlerdi: Atlılar. Bir halı parçasının üzerinde oturan bu eyersiz ve üzengisiz Asur atlıları, iskender’in fetihlerine yol açan öncüler oldular.

bazılarına göre türkler bulmuştur.
bakın:

Oğuz Kağan'ın çerisinde, akıllı, iyi, becerikli bir er vardı. Adı Barmaklıg Coşun Billig idi. Bu becerikli kişi bir kağnı yaptı. Kağnı üzerine cansız malları yükledi, baş tarafına canlı malları koştu. Çektiler, gittiler. Oğuz Kağan'ın nökerleri ve halkı, hepsi, bunu gördüler ve şaştılar. Onlar da kağnı yaptılar. Bunlar, kağnı yürümekte iken kanga! kanga! diye bağırıyorlardı. Onun için onlara Kanga adını koydular.

ayrıca bakın:
(bkz: tekerleği türkler bulmuştur)

alıntı hepsi tabi.
karikatüristlere ilham kaynağı olan olay, tarihin akışını yönlendirmiştir.

özetleyelim kısaca.

tekerlek icad oldu, ardından petrol bulundu.
sonra makineleşme devri başladı, sanayi devrimi ile sömürgecilik had safhaya ulaştı.
fabrikalar kuruldu, fabrika sahibi ise hakkını arayan işçileri kovdu.
ardından soğuk savaş başladı, amerika birleşik devletleri ile sovyetler birliği "tersim pistir" triplerine girdi.
sonra sovyetler birliği parçalandı, amerika birleşik devletleri kafayı yedi.
amerika birleşik devletleri, gerekli olan enerjiyi ortadoğuya saldırarak temin etti.

günlerden bir gün tanrı bor madenini yarattı.
sonra bor madeninin dünyadaki en büyük rezervlerini barındıran ülkenin türkiye olduğu ortaya çıktı.
iran, nükleer füzesini kendisi imal etmeye başladı.
kuzey kore, ara sıra amerika birleşik devletleri'nin evinin camlarına taş atmaya başladı.
çin halk cumhuriyeti, 9 günde 10 katlı bina inşaa etti.

bu böyle gider, iyisi mi konuşamak.

coming soon.
ibneliğin ortaya çıkması ile tekerlekte ortaya çıkmıştır. ikiside aynı zaman diliminde doğmuştur.
(bkz: tokorlok)*
trafik kazalarını beraberinde getirmiştir.
kesilen veya devrilen ağaçların yerde dönerek ilerlediğinin farkedilmesi sonucu ortaya çıkmış icat.
milattan önce 3500 yılında mısırlılar tarafından bulunduğu söylenen icattır.
Elimize, tekerleğin hangi tarihte icat edildiğini gösterecek hiç bir belge geçmemiştir. Ancak bu aracın günümüze en eski çağlardan geldiği de kesindir. Amerikalı arkeolog Speiser, Gawra'da, M.Ö. 3.000-2.500 yıllarının kalıntılarında tekerleğe rastlanmış; ingiliz meslektaşı Woolley de Ur'da, M.Ö. 2.950 yıllarından kalma mezardan bir tekerlek çıkarmıştı. Ne gibi bir ihtiyacın bu icada yol açtığı kesinlikle bilinmiyor. General Frugier'nin ilginç ve inandırıcı varsayımına göre; Yontma Taş Çağı'ndan başlayarak insan, avladığı hayvanı, kaya parçaları gibi bazı şeyleri taşıma ihtiyacını duymuştur. Bu soruna çare ararken, kesilmiş bir ağacın yuvarlandığını, böylece taşımayı kolaylaştırdığını fark eden insanlar yüklerini iki ağaç kütüğünün üzerine koymayı akıl ettiler. ingiliz tarihçisi Maccurdy'ye göre; tekerleğin atası, tomar denilen silindir biçiminde durulmuş kağıt ya da deridir. Bu gelişmeyi kazılar da doğrulamaktadır. Yapılan kazılarda Sümer ülkelerinde, M.Ö. 3.000'den kalma kızaklar ve arabalar çıkartılmıştır.