bu dünyaya sadece zevk alıcağını ve dünyada kral hayatını yaşamak isteyen birinin isyanıdır her şey yolunda gidince inan gitmeyince inanma dünyada neden yaşıyorum diye kendine sormayan birinin isyanıdır.
bir önermedir. hatta doğru bir önermedir mesela bazı yazarları tam yaratmamıştır yarı canlı vaziyettedirler. tanrıyı eleştireceğine önce türkçe yazım kurallarını bi' öğren de öyle gel güzelim.

(bkz: her şey)
söyleyen için doğru bir önermedir.
yani ; kişi kendinden bilir işi
bunu bilerek yapıyor olması yeterli bi açıklamadır bence.
(bkz: ahirette göte girecek riskte entryler)
(bkz: azrail geziyor gördüm)
esasında yapmaması olarak düzeltilmesi gerekendir.
kafirlerin sınır tanımaz, uçsuz bucaksız düşünceleri.
"geri zekalılıktan yürüyemeyen insanları"
bu önermeye an itibariyle bi örnek buldum galiba .
yanlış bir önermedir. kastedilen 4 bacaklı ya da gerizekalı insanlar başka insanların sınavı için bir nevi malzemedir.
kendisinin, bahsettiği insanlar gibi olmaması sanki kendi tercihi veya hüneri olan, provakasyon kokan, insanı, inananı küfre götüren adi söylem.
bence normal olan durumdur. mükemmel diye bir şey yoktur. evreni biraz inceleyen kişi mutlaka sarmal döngüler içindeki başlangıç ve bitişleri farkedecektir. sonuçta diyalektik diye bir şey var. normal durumun söze vurumu olarak nitelendirilebilir bu başlık. belki de tanrı sadece bir isimdir...
son derece sığ bir provakasyon nidasıdır. eğer yaratıcı, yeri göğü mükemmel yaratsaydı, her yeri aşikar bir kerametle donatsaydı, bu noktada irade ve mantık yaratması gerekmeyecekti. kaldı ki bakan gözlerle gören gözlerin algısına göre yer de gök de kimine mükemmeldir, kimine ise monoton, olması gerektiği gibi, sıradandır. ya da şöyle açıklamak gerekir; tanrı, her yarattığını bir başka yaratıcı şeklinde yaratsaydı, bu noktada da inanma ve inanmama gerekçesi kalmayacaktı. neticede her şey yolundadır, telaş etmeye değmeyecek bir durumdur.
(bkz: tanrının her şeyi mükemmel yapmaması)
öyle olması icap etmiştir. fındık kadar beyinle saçma sapan önermeler yapılmamalıdır.
bu dünyanın imtihan dünyası oldugunu, peygamber efendimizin bile (ki dünya onun için yaratılmıştır) hayatı mükemmel, cennet hayatı degildir, şunu bilmek lazım, bir söyleşisinde sabancı, yerinde olmak için buradaki laikçi tiplerin %99 u g..ünü bile verir eminim demişti ki, "bir baba düşünün, çocugu araba istiyor alamıyor parası yok üzülüyor, benim otomobil fabrikam var ama oglum benden araba isteyemiyor, çünkü özürlü!" dünya kimse için dört dörtlük degildir çünkü dünya imtihan yeridir, senin gibi embesiller, babasının kendisini var ettigini sanan salaklar, anasına tapanlar sizler ise ailenizin günahlarısınız, allah ı tanımayan kafa neyi tanır ben bilmiyorum, bir nevi özür dür bu bence, allah a iftira atmak ise ayrı degerlendirlimelidir, ölmeden bu sözünün cevabını alırsın umarım.

dünya hayatında bir kişi cenneti yaşasaydı eger bu peygamber efendimiz olurdu, ama hem öksüz hem yetim büyümüş dedesi daha sonra amcası tarafından büyütülmüş, bir sürü savaşlar görmüş ve arkadaşlarının ya da emrinde ölen bir sürü insanın acısını görmüş, kaç tane evladının acısını görmüş, ölüm döşeginde kızını bırakmış, biliyor ki döndügünde o vefat etmiş olacak ama bırakmak zorunda kalmış kızını, allah 3 evladının acısını gören kişiye, bu acının karşılıgını cennetle ödüllendiriyor, efendimize bir gün cebrail geliyor, hasan ve hüseyin efendimiz odaya giriyor, cebrail onların nasıl öleceklerini anlatıyor efendimize, efendimiz canından çok sevdigi torunlarının ölümünü bilmek gibi bir yük ile yaşıyor kalan hayatında, cebrail efendimize kerbeladan bir avuç toprak veriyor, hz hüseyin in mübarek şehit kanını akacagı topraktan bir avuç, efendimiz cebrail gittikten sonra eşine annemize veriyor topragı "sakla diyor bunu hüseyin in şehit olacagı topraktır bu", kerbela hadisesi yaşandıgında hüseyin şehid edildi haberi geldiginde annemiz evine koşuyor topraga bakıyor ki, topragı içine koydugu kap kanla dolmuş, anlıyor ki hhüseyin şehid oldu...

bu başlıgı ciddi anlamda düşünen bir kişi bile varsa bu kişiler gerçek anlamda zavallılardır, kızmıyorum açıkcası, üzülüyorum, bir meshebin esiri bir ailede yetişmekten ya da ömrü boşa geçmiş bir ateistin ailesinde yetişmiş olmaktan dolayı dinle ve gerçek anlamda bir insanla karşılaşmamış olmaktan dolayı dine allah a peygamber efendimize düşman büyüor ve faşizm ılık ılık damarlarına zerk edildigi için karşısındaki kişiyi dinleme zahmetine bile katlanmıyor, yazık.

bu başlıgı hakiki anlamda aklına getiren varsa eminim bu başlıgı hayatının bir anında yeniden hatırlayacaktır, dilemiyorum ama yanıldıgını acı bir şekilde görecektir diye düşünüyorum.
(bkz: doğru mu bu tanrım)
evet,özellikle yarattığı insanlardan başlamak gerek eleştirmeye.sonra onların zekalarını nasıl kötüye kullandıkları,birbirlerine nasıl davrandıklarına değinmek gerek.
ve kulun bir türlü "şey"i ayrı yazmayı öğrenememesi...
tanrının herşeyi mükemmel yapmaması diye değiştirilmesi gereken bir tartışma içeriğidir.
mükemmelliği her şeyi mükemmel yapmamakla yaratabilceğini bildiğindendir.
yapmaması ve yapamaması arasında sadece bir 'a' harfinin olduğu bir gerçektir.
yaşadığı ömrün kıymetini bilmeden yaradana hakaret eden insan(!) tespiti.
yarattığı nesnelerin niteliğini belirlemek için bizlere sormadığı için, bir süre sonra boşlukta yaşayan ve duyu organlarıyla hissedemediği bir varlığın olmadığını düşünerek, iddaa ettiği bu saplantısından bile emin olamayan insan söylemidir.
dünyanın bir sınav yeri olması nedeniyledir. burada insanın sabrı, sadakati, benliği, nefsi sınava tabi tutulur ama bazı gereksizler bunu hala anlamakta güçlük çekmektedirler.

Onlar bu dünyaya boş boşuna geldiklerini zannedr ve herşeyin ölümle biteceğini düşünürler. halbuki ölüm son değil başlangıçtır.
mükemmellik farklılık emaresidir.
her şey tek şey olursa farklılık belirteçleri ortadan kalkar.
her şey mükemmel olursa mükemmellik kavramı diye bir şey olmaz.
belki de bunun farkındaydı tanrı.
ha, ne dersiniz...
"herşeyi mükemmel yapsaydı mükemmel diye birşeyin varlığını nereden bilebilirdik ki" sorusunu akla getiren önermedir. ama bir bakıma doğru da denebilir. yoksa böyle konularda kim saçmalayacaktı ki.