bugün

Kelimeler yetmez buralara sığmaz içimdekiler ama kısaca bişe yazmak istesem bu olabilir mesela ;
(bkz: eni vici vokke)
mezhebe messeb diyen insanlara deli diyorum ah bu ayrılık.
neden istediğim onca soruyu sorma cesaretim yok.
hayat ne kadan güzel lan.
Tanrım kötü kullarının amk çok afedersin.
bir insan neden kendini bu kadar kötü bi şekilde bitirir?

o kadar saygı o kadar sevgi beslenirken kendisine,

neden sokaktaki insandan daha sıradan ve basit olabilir?

hadi kendine acımadın, sevenine acımadın, yaşadıklarına acımadın,

sana verilen sevgiye de mi acımadın?

anasını sikeyim aşkın, saygının. benim derdim onlar değil.

sevgi ya sevgi. benim için ekmek kadar kutsal olan sevgime de mi acımadın?

acımayan yerlerinden acıtanların olursa bir gün,

sen kendine değil, yine bana acı.
acilen manita yapmam lazım çok sıkılıyorum. taktikler dm ye.
içimde bilmediğim bir özlem var kime neye nasıl olduğunu bilmediğim. Dalıyorum sıkılıyorum düşünüyorum bir bakıyorum yine özlüyorum dedim ya bende bilmiyorum. Tarif edemediģim bir özlem var içimde.
kahve içmeyi severim. kahvenin yanına püsküüt tüketmeyi de severim ama göbeğim büyümüş biraz o yüzden kahve kafi.
ben şimdi size balkabağına dönüşen bir prensin hikayesini anlatacaktım.
yazmaya başlayınca, ellerim durdu.
bu hikayenin kahramanının başkası olduğunu anladım.
her şeyin sonunda hayalkırıklığı değil ferahlama kaldı.
2 yıl boyunca, takıntı sandığım, uyuşturucu sandığım, kendimi onun içine sürüklediğim girdabın tamamen hayal olduğunu farkettim.
bana da en çok koyan bu oldu.
ben 2 yıl boyunca bir hayal içinde yaşamış, onun kötü dediğine üzülmüş, iyi dediğine sevinmiştim.
neden böyle oluyor, neden bu gitgeller diye defalarca kendimi sorgulayıp, her defasında hüngür hüngür ağlayan ben olmuştum.
neden beni sevmiyor, neden, neden diye kendimi paralarken,
minyonlarca ipin ucunu öylesine kaçırmıştım ki.
onun hasta olduğunu fark etmemiştim, öylesine bir hastalıktı benimkisi de.
aslında başkasını seviyordum, hemde çaresizce seviyordum ki, ama o benim için bir bağımlılıktı.
bir keresinde kendime demiştim ki, sek olsun sen alkolü nasıl bıraktıysan, onu da öyle bırakacaksın, gitmeyeceksin, görmeyeceksin.
gittim.
iyi ki de gittim.
her şeyin hayal olduğunu,ve benim de 2 yıldır bir hayale inanıp, hayale sevinip, hayale üzüldüğümün farkına vardım.
sorun bende değildi.
sevilmeyen ben değildim.
çünkü o, 'o' değildi.
o hastaydı, kötüydü, onu suçlayamıyordum bile, bütün gelgitleri, davranışları, kompleksleri, beni değersiz görüp kendine güç alması bundandı.
her zaman şüphelerim vardı narsist olduğuna dair ama bunu hep zalimliğine vuruyordum.
ama o zalim değil, hastaydı.
hastaydı işte, benim gibi, ama zavallıydı.
kendini iyileştirmek istemiyordu.
zavallıca bir istekle zalimleşmek istiyor, bugüne kadar hayattan alamadığı her seyi başkalarından sömürüyordu.
ama o zavallı bir balkabağıydı işte hepsi bu.
tüm sokak kedilerini sahiplenecek kadar güçlü olmak isterdim...
sırf sevişme için salak salak kızlara yaltaklandığım doğruuuuu!
Ergen foşik bir yazar yüzünden çaylak oldum.
Kuru iftiraya mâruz kaldım diyebilirim.
E malûm moderator yargısız infaz ile beni çaylak yaptı.
Adamı illa kafa taşçı yapacaksınız öyle mi?
insancıl olayım diyorum ama bu ergenler boş durmuyor ki alttan girip üstten çıkıp adamı sinir ediyorlar.
Yarında oruçlu oruçlu çalıılacak böyle hayatın ben neyse ramazan ayındayız ağzımı bozmayacam.
anasını satayım 14 kredilik alan dersini verip, 2 kredilik ingilizceden kaldım. allah binbir belanı versin ingilizce, ben bu gavurların dilini öğrenmek zorunda mıyım?
Çok uyuyorum.
Çok uzun zamandır olmasını istediğim bir şey varmış gibi hissediyorum ama ne olduğunu tam olarak bilmiyorum, kelimelere dökemiyorum.
yönetim sanki söyletiyor. kabahatinizi silmeye çalışın bizi değil!
Tutunamayanları bitirecem bu sefer. Kararlıyım.
Sahteleşiyoruz gün geçtikçe marka insan olmak için insanlık kalitesinden ödün veriyoruz.
ya bu son olaydan sonra ' mesajlarımı siliyorum.. aman haa.. özelim ' tarzı yazarların alayı çok kolpa, tıraş değil mi ? ben çok gizli şeyler döndürüyorum havaları falan ahahah moron musunuz dağdan mı geldiniz diyarbakırdan mı ya kendi küçük dünyanızda takılsanıza azıcık ya 5 dakika da önemli olmayıverin karşim. lütfen aaa.
Kahrolsun aşıklar,yaşasın bilim sanat felsefe ve siyaset için yalnızlığı seçmiş asil bireyler.
görsel
yine de yağmura denk üzüntümün bedeli.bu bedele karsılık bir kıs ayı güzüntü mü ödenir.