bugün

SÜREKLi ÇiŞiM GELiYOR BU SABAH.
Hayatımın her döneminde kendime dert edecek şeyler buldum. Hiç bir zaman tam anlamıyla mutlu olmadım.
Genelde manevi sıkıntılar,sorunlardı hep.

Bu sefer ki sorunlarım maddi. Çok borcum var hiç düşünmediğim bi şekle geldim. işim gücüm hep ters gitti.
Evliyim, eşimin bu kadar terso olduğumdan haberi yok. Ama bi kaç güne olacak çünkü artık içimde tutmaktan sıkıldım.
Saabahları mutsuz uyanmaktan bıktım. Bardak taşmak üzere sanki,

Ya artık sabahları mutsuz uyanmayacağım, ya da bir sabah hiç uyanmayacağım.
55 yaşındaki bir kadın ile para karşılığı 1 hafta tatil yapacağım.
Bazı ürünlerde sadece üretim tarihi yazar ve bir adet kapağı açılmış kutu\ambalaj resmi olur bir yerlerde. O kapağı açık şeyin içinde bir sayı ve m harfi olur. 12m, 6m gibi. işte bu simge açıldıktan sonra o kadarlık ömrü var demektir. Bu tarz ürünler genelde kozmetik ürünleri olmaktadır ve son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir.

işte ben bu bilgiyi birkaç gün önce öğrendim sözlük.
şu aralar çok tutarsız hareketler sergiliyorum. birilerini özlüyormuşum ama aslında özlemiyormuşum gibi. bir şeyi şimdi istiyorsam 5 dakika sonra istemiyorum hatta nefret ediyorum. ve en önemlisi daralıyorum bunalıyorum. bu durumdan da nasıl kurtulurum bilmiyorum. gündem güne insanlarla muhabbetim azalıyor odamdan dışarı tuvalete bile çıkmak istemiyorum. insanlar sürekli dertlerini anlatıyor ve benim anlatmama asla fırsat vermiyorlar. kısacası sözlük insanlar beni çok daraltıyor. neden böyle hareketler sergiliyorum bilen varsa veya bu evrelerden geçmiş yazarlar varsa mesaj kutuma bekliyorum. (ikizler burcu değilim)
yarak kürek, bi cacığa yaramaz itirafları okumaktan sıkıldım.

Olm daha güzel itiraflar yapın malzeme çıksın.

itiraftan daha çok birilerine laf sokma, meramını anlatma, mesaj içerikli üstü kapalı zırvalar yazıyorsunuz.

Amacınız sözlük sevgilinize mesaj yollamaksa onun da nickkini yazın da azcuk eğlenelim.
5 gündür yazacak başlık arıyorum.
Evde yalnızken içeri odadan bir ses duyduğumda gidip bakma gereği duyuyorum. Üşenmeden biraz tedirgin Bi şekilde gidip kontrol ediyorum.
Ancak içeride biri olup olmadığına bakmak için değil, sadece kendimi içeride birinin olmadığına tam olarak inandırmak için.

Bir gün cidden biriyle karşılaşırsam odada gerçekten ne yapıcam bilmiyorum..
Başkasına verdiğim sözleri tutarım, düşünüyorum söz verip tutmayıp üzdüğüm biri olmamıştır ama kendime şu zamana kadar verdiğim sözlerim hiçbirini tutamadım. Benim kendime saygım yokmuş.
10 yaşındayım. Bir poşet dolusu Pokemon tasom var.. Sokakta oynuyorum. Annem “ekmek al” dedi, balkondan para attı. Elimdeki taso poşetini amcamın arabasının üzerine bıraktım. Ekmek almaya gittim. Döndüğümde ne amcamın arabası, ne de Pokemon tasolarım vardı. işte ben o gün büyüdüm.
hala arada oturur çalışan çamaşır makinesini izlerim. kendime gelmem 2-3 dakikayı buluyor.

kara delik gibi aq şeyi. çekiyor beni.
Yine yaptın yapacağını ona sığındın.
Ama o resmen kendi elleriyle geldi sana. Şapkadan çıkar gibi. Yine de kendine engel olabilirdin. Şimdi otur salaklığına doyma. Sabah uyandığında değil ama öğleye doğru uyku ve yorgunluk bastırınca anlayacaksın onun ne kadar sahte olduğunu.
en yakın arkadaşlarımla vakit geçirmek bile eziyet gibi geliyor artık. sohbet etmek istemiyorum, konuşmaya üşeniyorum ama tek başıma da canım sıkılıyor.
hala bekliyorum.
kornişon turşusunu çok seviyorum. *
yarın itibariyle yıllık izine çıkıyorum, yıllar sonra doğum günümde çalışmayacağım.

kalbimi/odağımı şefkatli mavi bulutlara emanet edip, 50cc'lik vespa ile dünyayı dolaşmayı istiyorum aslına bakarsanız.

velhasıl,

bugünlerde çokça bu şehre sığamadığımı hissediyorum.

Üstelik Antalya’yı pek çok özledim.

Gününüz güzel geçsin, takım elbiseli, güzel adamlar.
bugün hastaneye gittim inanır mısınız halime şükrettim. her bölümün önünde öyle üzüntülü insanlara denk geldim ki. utandım şükürsüzlüğümden.

allah tüm hastalara acil şifalar versin.
bazen ağlamaktan başka yapabilecek birşeyin olmuyor.
bir insan giriyor hayatına. abinden çok abi oluyor sana, duygusal bag kurabildigin ender insanlardan oluyor, seni anliyor, sana değer veriyor, sende farkındalık sağlıyor. inanamıyorsun 2 haftada birini bu kadar sevebildigine. Sonra onun okulla ilgili sikimsonik bir sorunu oluyor, türkiye ye donmek zorunda kalıyor. hayat ne acı. şu göz yaşlarını sevgilim için dökmem be. iyi ki birine kalbimi açtım be. ama cennet var değil mi, orda sevdiklerimizle kavusacagiz diymi?
Eski nişanlısı evlenmiş kısa bir süre önce. Onun buna üzüldüğünü biliyorum. Evlenen “eski nişanlı” arkadaş da nispet yaparcasına eşiyle olan düğün fotoğrafını pp yapmış.
Şimdi ben biliyorum benimki sıkılıyor bu duruma, neden o fotoğrafta olan ben değilim diye aklından geçiyor biliyorum. Bu soruyu sormasının nedeni ise aşk sevgi falan değil, sadece olmamışlık duygusunun verdiği dürtüyle yapıyor bunu.
Şimdi zannediyorum kendisi de evlenme planları yapacaktır hatta belki yapıyordur, ne de olsa kardeşi de evlendi yakın bir zaman önce. Evde kaldım psikolojisine girmeye meyilli, evlenmeye niyetli bir arkadaş zaten kendisi (bunları kötü anlamda söylemiyorum, normaldir). Geçenlerde gördüm, metroya çıkan yolda el ele gidiyorlardı biriyle önümden. Evim oraya çok yakın, her gün birden çok defa kullanıyorum o yolu, o an da o tesadüf oldu işte. Eve gidip içkiye yumulmak dışında bir şey yapmadım. Neyse dönelim hikayeye; şimdi hepten gaza gelmiştir bizimki. Bir şey yapmalıyım, bir şey yapmalıyım diye diye dolanıyordur kendince. Her neyse...
Lan hayatımız hepten aşkı memnuya döndü amk. Beni soracak olursanız; hikayenin hiç bir yerindeyim ve sadece kendime seyirciyim.
Bu başlık ölmüş.
Eskiden 00.00'lar beklenirdi. En az 3-5 yazar hemde..

Neyse. Konu o değil.

Bazen çok çocukça geliyor ama.

Araya giren her mesafede sevdiğimi hissediyorum. Çok daha net, çok daha kuvvetli. Çok seviyorum.

Çocukluk sevmek değil.
Haykırmak istercesine söylemek. Sığmaması içine, taşıp durması.

Araya bazen mesafeler giriyor.
Bazen soğukluklar. Bazen kopuşlar. Ama seviyorum.

Senle olan anılar, hatıralar eskimesin be hatun.
Eskimesin. Ne onlar, ne sen.

Keşke ne mesafe, ne soğukluk, ne uzaklık olsa aramızda. Ama hepsi var da.. Neyse. Olmayan bizde kalsın.

Yoruldum yazmaktan. Susuyorum.
iyi geceler.
Hiç bir zaman mutlu olamadım,hem de hiç bir zaman, işin garip tarafı nasıl mutlu olabilirim sorusuna halen cevap bulamadım,insanlar neden mutlu olmak isterler onu da anlayamadım, çok garip bir kişiliğim ve çok garip bir hayatım var,hiç aldatmadım hayatıma giren hiç bir kadını mesela, ne garip değil mi,hiç yalan söylemedim,üstelik ne durumlara düştüm söyleyemediğim yalanlar yüzünden,herkes sosyal medyada sahip olmadığı yalan dünyayı gösterirken,ben dağınık evimde atlet don foto paylaştım, hiç arkadaşım olmadı,adalet hak ve hürriyeti savunduğum için, gerçekleri söylediğim için,ve hiç de pişman olmadım.
Oh harika.. benden etkilenen güzel kadınlar olabiliyormuş derken hoşlaştığım hatun kahve içme teklifimi "Gözlerini kısarak gülen erkekler çok tatlı ama bir o kadar da tehlikeli" diyerek reddetti. Bu nasıl iltifat dolu, naif bir siktir ediliş yarabbim çağ atladım resmen!
yazdım sandığım kelime/heceleri yazmamış oluyorum.
Kumandan flippos’un dediği gibi inatla “beni sevmeyeni seviyor, istemeyeni istiyorum”.
Vallahi yoruldum ya, neden zerre umrunda olmadığımı bildiğim insan için neredeyse günün her anı acı çekiyorum diye kendime kızıyorum. Sanıyorum ki, koşturmanın telaşın olduğu zamanlarda kurtulacağım bu boğuşmadan, ama asla fayda etmiyor sözlük. Huzursuzum, yapabildiğim tek şey dua edebilmek.
bizim eve yaramaz bir misafir çocuğu gelince 9 yaşındaki erkek kardeşimin bir oyuncağını ona verip çocuğu kardeşime ispiyonluyorum sonra bunlar kavga ediyor bir taşla iki kuş vurmuş oluyorum. gece gece nerden geldi aklıma ben de bilmiyorum.