bugün

Mutluyum yahuu.
unutmasam da alışıyorum. hayat sensiz kesinlikle daha güzel arkadaş kalmak sacmaligi neydi öyle ya. huh! rahatladım gerçekten
insanların bu 'sevmek' denilen eylemi fazla abarttığını düşünüyorum. hele sevgiyi kutsal gören bir ezici çoğunluk var ki, aklım almıyor. en sevdiklerine en kötü şekilde davranan insanların yaşadığı toplumda, kim kimi neyle kandırıyorsa.

ben mesela 'doğa'yı sevmem. basbayağı sevmiyorum, tipik bir şehir insanıyım, medeniyet seviyorum. estetik algılarıma hitap ediyorsa seyrediyor ve zevk alıyorum. ancak doğaya, doğal olana, insan eli değmemiş bir alana sırf 'doğal' olduğu için bir hayranlığım falan yok. çevremde ise doğa hayranı olduğunu söyleyen bir ton insan var. dağlık bir alana gidiyoruz, ben oksijen zehirlenmesinden ve yükseklikle aram pek de iyi olmadığından dolayı öyle çok da zevk almıyorum ortamdan. yanımdaki kişiler ölüp bitiyor, aman şöyle güzel böyle şahane diye sözümona kendilerinden geçiyorlar. elbette bunda hiçbir sorun yok. ancak aynı kişiler, o çok sevip hayran oldukları alana çöp atmakta bir tuhaflık görmüyorlar. ortada hiçbir neden yokken böcek ve türevi küçük canlıları öldürüyorlar. e şimdi ne oldu doğa sevgisi? sevdiğin yeri kirletip, hayran olduğun yere ait canlıları öldürünce doğa aşığı mı olunuyor? hayatımda kendimden başka 'ben doğa sevmem' diyebilen bir insanla hiç karşılaşmadım. ancak hayatımda ne yere çöp atmışlığım var, ne de şehrin göbeğinde bile büyük ya da küçük canlıları öldürmüşlüğüm. sevmediğim şeye zarar verme gereği duymuyorum. dahası, zarar vermeye de resmen karşıyım. sen çok seviyorsun ama senin doğaya verdiğin zararı benim sülalemin tamamı bir araya gelse veremez. ne anladım ben şimdi bu işten? sevme, daha iyi.

bu sevme işini kutsamayı acilen bırakmamız gerekiyor. sevmek matah bir şey değildir. kutsal hiç değildir. bir kişi, şey ya da durum karşısında doğru düzgün davranmamız için sevmek gerekmiyor. hatta ne kadar seviyorsak o kişiye/şeye o kadar zarar veriyoruz. dediğimin sağlamasını yapmak için, en sevdiğinizi hissettiğiniz kişilere nasıl davrandığınızı şöyle bir düşünmeniz yeterli olacaktır. bir de bahane geliştirmişiz kendimize 'sevmesem umurumda olmaz, sevdiğimden yapıyorum/kızıyorum' diye. sanki umurumuzda olunca aptal aptal davranmamız şartmış gibi.

hayatta hiçbir şeyin, kişiye en çok sevilen şeyler/kişiler tarafından verilen zararlar kadar zarar vermediği gerçeği ise bir başka başlığın konusudur.
Ya nolucak en fazla üzülürüm' diyerek girdiğim her olaydan en az bir adet iç organımı kaybederek çıktım.
Uykuyu sevmezdim önceden, önceden dediğim o varken. Onunla konuşmak varken uzun uykular saçma gelirdi. Şimdi mi şimdi ise uyumak için can atıyorum. Çünkü artık sadece rüyalarımda var, orada mutluyum.
Burayı sevmiyorum. Öylesine bakiniyorum işte.
horlama sesi duymaya mecbur olsam ve bu sesi kesmek için tek seçenek öldürmek olsa, biraz düşünür müyüm, diye düşünüyorum. o kadar gıcık oluyorum horlamaya.
sese karşı aşırı bir hassasiyetim var sanırsam.
Burada yazılanları okumayı çok anlamsız, zaman kaybı buluyorum özellikle uzun uzun itirafları okuyanların çok meraklı insanlar olduğunu düşünüyorum.
insanlardan nefret ediyorum. Sürekli bana insanların sosyal bir varlık olduğu gerçeğini dikte etmeye çalışmalarından nefret ediyorum. Kendimden nefret ediyorum.
Sözlüğe kayıt olduğum sıralar liseliydim. Hatta lise iki olması lazım. Manyak mısınız Olm niye böyle bi karmam var benim aq? Şuan 21 yaşındayım bakıyorum salak salak entryler girmişim la.
Yine olmadı be sözlük,

Niye olmadı veya nasıl olmadıdan ziyade, karşı taraftan aldığım tepki beni çok üzdü, karşı taraf yüzde yüz haklı, olay tamamen benim suçum, ama bu suçun sebeplerinin hiçbirini bilinçli olarak ben yapmadım, tamamen olay benden bağımsız, ama ben odaklı gelişti.

Ve bunu oda görmesine rağmen bana inanılmaz tepki gösterdi. Evet haklı, ama yapabileceğim birşey yoktu ve bunu oda biliyordu.

Sonuç, ikimiz diye birşey yakında kalmayacak, ama bunu ne o nede ben yapabiliriz. Sanırım yakında ben diye birşey kalmayacak, ve nihayet bu hayatla ilişkime Son verdiğimde, o başta biraz üzülse de, sonra hayatına devam edecek.

Ve ben bunu yapacağım, çünkü onu canımdan çok seviyorum.
' yoğun çalışan insanların kronik uyku problemleri. '

Entelektüelite rezervimizin %60'ı uykusuzluktan, takım elbiseli güzel adamlar.
Arka sıramdaki kız yanındaki kızı elliyor.
bazen anlayamadığım şekilde bir unutkanlık oluyor.

geçen bir arkadaşımla alışveriş merkezinin önünde sigara içiyor, sohbet ediyoruz ayak üstü. bir kız grubu geldi alışveriş merkezine. iki tanesi afet. saçlar bakımlı dalgalı, mini etekli vs göze hitap ediyor yani. arkadaş; "şunlara bak imperius, afet bunlar" dedi, ben de "evet, allah sahibine bağışlasın" dedim, kızlar döndü bize doğru. bir yandan gülerek, yürüyerek geldiler; "aa imperius naber, nasılsın?" dedi biri, "iyiyim sağol sen nasılsın" dedim ama tanımıyorum, çaktırmıyorum hatırlarım diye. arkadaş bakıyor bir yandan hayretle, tanıyorum da renk vermiyorum sanıyor. biraz sohbet edince baktım lan bayağı tanıyorlar beni. sonra muhabbet arasında bir davette karşılaştığımız sonucunu çıkardım. sohbet etmişiz, oturmuşuz, oradan arkadaşın evinde gitmişiz orada da oturmuşuz falan hiç birşey hatırlamıyorum ama. normalde yapmam da, iyi ki bir öküzlük yapıp rezil olmadım.

ve hala kim olduklarını hatırlamıyorum.
yavaş yavaş deliriyorum.
Çok güzel cupcake yaparım *

görsel
incirlik üssünde arkadaşım var...
Sanırım tam bir yazar değilim.
Oysa ki sadece inanmak istemiştim hayatımda birinin de beni sevmiş olmasına, olduğum kişiye rağmen bazen de olduğum kişi için sevmesine. Yüzeysel değil de derinime baksın istedim, kimselere açmadığım sakladığım gerçeğime ulaşsın ama kimse çabalamıyo, zor görünce kimse uğraşmıyo, az emek çok kazanç peşinde herkes. Vaz geçmek de bir o kadar kolay, karşısındakinde bi kriter aramadığı için onun gözünde herkes bir nasılsa. Uğraşacağına başkasıyla dener belki onda bulur aradığı basitliği.
3 yıl sonra orospuluk yaptığını itiraf etti. ihtiyacım olan şey buydu sanırım.
3 yılda insan ne kadar da değişiyormuş.
mission completed.
Ulan 2 sene evvel ayrıldığım sevgilimin facesine halen giriyorum. Şifresini halen değiştirmemiş hahaha haha.
norwich kanaryalarımı özleyeceğim aklıma gelmezdi.
onlar bebe bisküviili lüx karmayı hak ettiler yanlarına gittiğim anda.
Yalnızlıktan ölüyorum.
Evet.. Sanırım bunu bir yerlere kaydetmeli ve ders almalıydım. Kulağıma küpe olmalıydı zira..

3 aydan beri, bir fabrika serüvenidir gidiyor. işten çıkmalar, işe tekrar girmeler. Saf azerbaycanlı iyi bir insanın yüzü suyu hürmetine devam ediyordu her şey.

Fabrikanın yan tarafındaki kalıphanede çalışan, bir eleman vardı. Benle aynı durakta binerdi servise. Ulan derdim. arkadaş mankenlik ajansından beş dakika sonra fabrikada işçi olarak çalıştırmaya başlamışlar namerdi. Esmer sakallı falan böyle.

Adamı kıskanırdım bildiğin. Birde benim aşık olduğum yasemin isminde bir kız vardı.

Bundan belki de 2 ay önce dedim ki ; " ulan yoksa bunların ikisi.. Ne alakası var lan. Çocuk ondan büyüktür."

Sevmeye devam ettik. Sonra bir baktım tahminim doğru çıkmış. Bunlar sevgililermiş.

Ulan insanın her tahmini de doğru çıkmaz ki. Bir yerde mutlu ediyor bir yerden sonra mutsuz.

Kulağıma küpe olmalıydı zira.. Benim başka denizin dalgalarına dayanmaya gücüm mü yeter allasen?
Bir insanin babasını sevmemesini anlamıyorum. Babalar sevilmezmi diyorum. Hatta babamın ölümünü dusundukce gozlerim doluyo. Evet sozluk babamı cok seviyorum.