bugün

Kaç gündür gürcistan'dayım. Annemin burada bir köyü var. Ama gitmedim. Bu sefer batum'u gezdim. Bir akrabamızın yanında kaldım. Hiç gezmemiştim. Beğendim güzel bir şehir.
Asıl mesele şu, Dün sınırı geçtim. Yani telefonum açık, internete girebilirim. Whatsapp'tan mesajıma ne cevap verdiğine bakabilirim. Ama yapamıyorum. Hep erteliyorum. Çünkü tam tamına 10 gün oldu. Bu kadar süreceğini biliyordum. Farklı bir şey yapmak istedim. Gecenin 3'ünde gitmeden önce kağıda sevgili.... diye başlayıp bildiğin mektup yazdım. Resmini çekip attım. Hayat bu belli mi olur Eğer ölür de bir daha karşılaşamazsak benden son bir şey olsun, bir ihtimal belki aklında kalırım dedim. Söylenmemiş sözlerim kalmasın dedim. Ne bileyim işte. Şimdi de korkuyorum cevabı görmeye. Çünkü verdiği cevap, eğer ölseydim bana yazdığı son sözler olacaktı. Ya 'tamam' gibi bir cevap verdiyse diye çok korkuyorum. Vermez demeyin yapıyor.

Ama bence güzel bir cevap olacak. Gerçi güzel kelimesi ile o hiç yan yana gelmiyor. Ama %100 emin olduğum bir şey var, terslemedi. Bundan gerçekten eminim ne yazdı 10 günde bilmiyorum ama kötü bir şey olmadığına eminim. Yaradan'a güvenirsen güzel günler görürsün derler. Hem o kadar nefret ettiğini sanmıyorum. Yani herhal. Bilmiyorum sözlük ah çok korkuyorum onunla konuşmaktan daha doğrusu cevabı görmekten. Gerçekten elim titriyor. Ben niye böyleyim ya. Cidden çok acizim sanırsam.
kurban bayramı olmasına rağmen, bir lokma bile et yemediğim halde dişim çok ağrıyor. çürük falan da değil, ama öyle bir sızlıyor ki beynimi zonklatıyor. aşk acısı falan hikaye ya, bu diş ağrısı kadar can yakan bir şey yoktur.
Birazdan işkembe temizliycem.
iki gün sonra ayrılacağım bu şehirden istanbuldan üzgünde değilim tarifi yapılamayan bir burukluk var içimde kırgınım bu şehre .
o kadar gelen giden var ki ayakta duracak mecalim kalmadı. arada odama kaçıyorum ama nafile, işte biri sesleniyor. *
metrobüse bindim avcılardan kadıkoye gideyim diye zaten bayram gırtlak dolu gectim ortada tek oturan bir ablanın başında dikiliyorum. hani o kalabalıkta değdirme falan olmasın diye çantamı da aldım önüme malum kaalı mutasıp gençten bir hatun yanlış anlayabilir. velhasıl gidiyoruz sürekli bir uflamalar bana bakıp off pof cekmeler birkaç kez eliyle iter gibi yapmalar falan en sonunda dayanamadım "ablacım kusura bakma kalabalık biraz bende tiryakiniz değilim " dedi. bir başladı bağırmaya utanmıyor musun sen b,lmem ne allahhh sanırsın yatırıp orda ırzına geçtim bende "rahatını bu kadar düşünüyorsan in taksiye bin" dedim en son inerken hala konuşuyordu.
Oranızı buranızı paylaşmanızdan çok sıkıldım. Aşağılık kompleksiniz mi var, ego tatmini mi yapıyosunuz anlamıyorum.
caddebostan ayı da içiyorum şu an canı sıkılan eşlik etsin.
silecekleri ben bozdum baba.
" aman kaybolmasın şunu bi yere saklayayım " dediğim ne varsa sakladığım yeri unutup sonsuza dek kaybediyorum.
Nefes almadan yaşayabilirsin deseler nefes almam. O derece üşengecim.
Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit
Ümidi yok yarınların,
Tıpkı senin yokluğun gibi
Ve ben biraz daha sana hasret
Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben
Karamsarlıkları hep senden
Hayalinle süslenen bu şehir
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında
Istanbulda yalniz yasiyorum ve annem istanbuldan pek haz etmiyor. ilk defa bu bayram yanima geldi. dedim kadin gelecek ayıp olmasin evi temizleyeyim. dip bucak bir temizlik yaptım. neyse dun aksam annemi havaalanindan aldim. 9 da eve geldik. o saatten beri evi temizliyor. daha mutfakla salonu temizledi. Kadın eli böyle bir sey galiba. canim annem sozde gezmeye geldi.
feridun Düzağaç şarkısı gibiyim.
yaz tatilimi ingilizce çalışmakla, makale okumakla, film-dizi izlemekle, ailemle ilgilenmekle ve o'nu düşünmekle geçirdim. çok az dışarı çıktım, çok fazla düşünme zamanım oldu. insan çok özlediğinde bir şey yapası gelmiyor. Kös kös oturdum evde yani. Ama şükür ki bitiyor artık. Pazar günü tiginime kavuşuyorum. Çok fazla yük var üzerimde. En tatlı sıkıntım ve derdim bu, ama çok ağır ve yıpratıcı olanları da var.

Anksiyetem tavan yapmış durumda. Çok endişeliyim ve durmadan kafamda kurup tasalanıyorum. Bununla yaşamaya alışmam gerek ama olmuyor.

yalnız mustafa yıldızdoğan'ın "unutmadım" şarkısı ne güzeldir. üç ayın değil, hayatımın özeti. Sadece dönmesini beklediğimi değil, toprağın altında olup da kavuşmayı beklediklerimi de anlatıyor.

Nasıl çıkarsın aklımdan?
Ruhumdasın, unutmadım.
Feryadımda, eyvahımda,
Ahımdasın unutmadım.

Şiirimsin, türküm sensin,
Telaşımsın, derdim sensin.
Gözlerimden dökülensin
Yaşımdasın, unutmadım.

En sonunda da "uykular unutturmaz ki; düşümdesin, unutmadım" diye bitirir. Biz boğa burcu insanları fazla derin oluyoruz galiba. Yıldızdoğan gibi.

Tanrı dağında canından beş bin parça olan bir insanım ben; beş bin tane yaram var. Beş bin derdim, beş bin dermanım. Bir de ruhumun yarısı var. Bu kadar endişe, sıkıntı, hasret bana çok fazla.
Ben hiçbir şeyi unutmuyorum.
BURAYA yazılan her şeyi eksiliyorum. bana çok yapmacık geliyor. bazı mallardan ayrıldığı sevgilisine yazmış. gül gül öldük amk. *
Yarin temelli gidiyorum 19 sene yasadigim sehirden, abicim icim cok aciyor lan. O kadar kurtulmak istedim kufrettim yeter dedim ne igrenc bir yer dedim ama su an hic gitmek istemiyorum. Ailemle hic anlasamam, kardesimi oldurmek istedigim bircok an oldu, o an kurtulmak istedim hep, ama simdi keske beni tuzaga dusurse ve anneme ispitleyip dovdurtse diyorum. Yemin ederim gikimi cikarmiycam. icim aciyor cunku, burdan giderken kimsenin uzulecegini dusunmezdim eskiden, ama 2 haftadir son kez goruselim diyen insanlara yetisemedim, gitmeme o kadar cok uzulen insan oldu ki, ben bile uzuldum lan. Annem babam bosandiginda aglamadim, dayak yedigimde aglamadim, annem bicaklandiginda aglamadim, intihara kalkistiginda aglamadim, kendim bicaklanirken aglamadim, hicbirseye aglamadim ama buna oturdum agliyorum. Yakin arkadasimi yalniz biraktigim icin agliyorum. Bu sozlukten tanisipta su konyada en yakin arkadaslarimdan olan (bkz: o gemi bir gun gelecek) i ozellikle cok cok ozluyorum. Amk gitmek istemiyorum lan.. ben gidince herkes boka saracakmis gibime geliyor. Annem kardesim ölur yakin arkadaslarim dayak yer korunamazlar falan. Ya neyse siktirettim. Sahiplenme gudusunun amk musum yalniz.
Onu g*t lalesi diye kaydettim. Hayır arayacağı da yok ama rehberimi getçekletden mahrum edemem.
uzaylıyım.
Kurban kesme işlemi yordu beni... Ayrıca leş gibi de koktum...
ilk ENTRYi yazmak için bekleyenlere kıl oluyorum. Siktir git lan
birinden ne zaman hoşlansam, uzak kalmaya çabalıyorum.
Bunalıma mı girdim ne yaptım anlamadım bende sözlük. Saatlerce yataktan çıkmayasım, insan yüzü görmeyesim, kahve ile beslenip filmlerle ağlayasım var.
Havalardan mı ne?
Küçükken evimize kedi girmişti bende kuyruğundan tutup üç dört tur havada döndürüp merdivenlerden aşağıya fırlatmıştım. Hiç kimseye söylememiştim. Hala onun ızdırabını, acısını çekiyorum.
güncel Önemli Başlıklar