bugün

-eh işte oyu verenlerin adaletli olduğunu düşünüyorum. ancak eh işte butonuna hiç dokunmuyorum. adalet konusunda da kendimle çelişiyorum.
-kendimle ilgili sorunlarım var, yine de kendi kendime hallediyorum.
-bazen bir gıcıklaşıyorum ki allah korusun o an herkesi.
-gıcık olduğum günlerin içerisindeyim.
-arabamı aldığım an uzun bir gece yolculuğu yapacağım.
-bugün aklıma çocukken dondurmacıyla evlenmek istediğim geldi. hep dondurma yerim diye. ne pembe hayal!
-zaman daralıyor mu, yoksa her şey yeni mi başlıyor, bizim gezegende neler var hepsi birbirine geçti.
-alınganım ve korkağım. bu nedenle sahip olduğum duvarları çin seddine döndürdüm artık.
-ne yapmak istediğimi bilmiyorum ama müzik iyi geliyor.

adaletli insanlarım benim. *
su hava tahminini kim yapiyorsa allah belasini versin. yagmur yagacak diyorlar butun gun hamal gibi ceketimi ve semsiyemi tasiyorum, ne mi oluyor gunes aciyor hava isiniyor. bugun hava cok sicak olacak yagmur yok diyorlar ceketsiz cikiyorum incecik kiyafetle sonra kopek gibi titreye titreye hemde kufrede ede eve geliyorum.
meteoroloji uzmanlari size sesleniyorum samimi olun diyin ben bu havayi cozemedim arkadas, cok dengesiz diyin, hava tahmini falan yapamiyoruz siz kafaniza gore yaniniza alin iste ceket neyim. bunu diyin bak ozaman hayir dualari aliyomusunuz almiyo musunuz?
ne kendimi ne de hiç kimseyi sevmiyorum.
ıslık çalarak kovalıyorum tüm şeytanları babaanne, affet..!
itiraf ediyorum; canım çok acıyor ama mutluyu oynamak zorundayım.
uludağ sözlükten nefret ediyorum.
uludağ sözlük bayan yazarlarının fotoğrafları başlığına resmimi girmek istiyorum ama götüm de yemiyo bi bakıma. * *
sözlük ben bu dünyaya da içindeki insanlara da başlıyacam ha. ne boktan bişiymiş hayat. alem ibne olmuş sözlük.
gerzeğin biri formspring de bir gerçeği yüzüme vurdu. yaklaşık 15 dakikadır üzgünüm. kendime gelemiyorum. evet.
çaylak oldum, sözlükten nefret ediyorum.
aslında bütün ilişkiler cami tuvaletindeki yazılar gibi. "nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak." yani işte ortalığı batırmadan sıçsınlar istiyorsan sen de öyle yap. ihanet etmesinler istiyorsan sen de etme. çok sevsinler istiyorsan sen de çok sev falan filan... peki itiraf bunun neresinde dersen; bunu tuvalette ortalığı batırmayayım derken farkettim.
kendimi kötülerin de kötüsü hissediyorum. uyuyacağım başka yolu yok acılardan kaçışın.
önceden haber vermeyip bi ansızın çıkıp "süpriiiiiiiz ben geldiiiiiim" diye gelen misafirlerden nefret ediyorum. sanki her gün organize bir biçimde bunu yapıp beni ya öğle uykusunda, ya duşta, ya filme en kaptırdığım anda pişkinlikle gelirler.
ne garip bir gündü; bir yalana inanmak ve o yalanın değdiği başkalarına temas etmek, ellerinde o kirli ellerin izlerini görmek... Ne garip bir gündü; kendi pisliklerini örtmeye çalışan ve bunu yaparken de tertemiz insanları kirletenlerle aynı havayı solumak... Ne garip bir gündü; insanların ne kadar alçalabileceğini ve basitleşebileceğini görmek, bunu kanıksamak ise en acısıydı...
yarın baloya gideceğim. bildiğin bakımsızım. ağda manikür pedikür hak getire. aylardır garfield gibi yaşıyorum. uyan esne yemek ye esne ve uyu.

canım bir su böreği çekiyor ki, bulsam yarım kilo yerim.

aşırı sakin biriyim. olmamaya çalışıyorum.

zayıflayamadım.

ağlarım.
yanflütte baya ilerledim sözlük aylardır hayalini kurduğum şeyi yapıyorum çok mutluyum.
yazar olursam siyaset hiç yazmiyacam demiştim. ama yazdım bi kaç kere. kendimi kaptırırsam bırakırım diyorum. hatırlat sözlük.
ondan sonra hiç kimseye ne ait, ne de aşık olabildim sözlük.
üzerimizden yıllar geçip gitmiş olsada, her geçen gün ayrı, ayrı yerlerde yaşlanıyor olsakta ne paylaştığım anları, ne ettiği tek bi kelimeyi tıpkı onunda yaptığı gibi eskitmeden hatırımda tutup unutmadım.
sevgime saygısı vardı, sevgisine saygım olduğu gibi.artık başka hayat yaşasada, yaşanmışlıklar girsede araya,zaman 3.5 yıldır olduğu gibi farklılıklar getirmiş olsada, ona ait hiçbirşeyi yine unutmayacağım.ve ben hiçbişey istemeden yaşamaya devam ediyor olacağım. onun haricinde sözlük, sadece o haricinde.

en güzel alışkanlıklarımın sahibi, hayatımın en hoş ezgisi, seni unutmuyor her geçen gün daha çok özlüyorum. belki başka bi hikayede bize mutlu bi son yazma ümidiğiyle. aynen senin dediğin gibi; belki yine, yeni yeniden...
asl nin ne anlama geldiğin yeni öğrendim. daha da kötüsü asl nin aleykümselam ın kısaltılışı olduğunu tahmin ediyodum. tamamen kendi uydurmamdı, ama mantıklıydı bence.

öleyim ben.
çalan şarkı unuttuğum, çook eskilerde kalan aşkımı hatırlattı da aşkın kendini ateşe gönüllü atmak olduğunu anımsadım.
*
ve farkına vardım neden aşık olmaktan kaçtığımın. yanmak istemiyorum bir daha. çünkü korkuyorum canımın yanmasından.
belki yine o denli yanmam. belki onun için yansam da sonu sessiz bir kayboluş olmaz. kimbilir, hayatta hiçbir şeyin garantisi yok ki.
başka bahar, düşmemek için başka elleri tutmamam gerektiğini öğrendiğimden, canımı toyluğumdaki gibi yakamaz. belki için için yakıp yok eder. ne öğrendiğini anlamanın tek yolu hayatın seni sorgulamasından geçiyor ve bu yüzden hayat öğrendim dediğim konudan sorgulayacaktır beni. ve umarım sana karşı bu sefer yenik düşmem hayat.
herşeye rağmen bana öğrettiklerin ve bu öğrenişlerimle bana değer kattığın için sana teşekkür ediyorum hayat. ve bana aşkı ve mutluluğu çok görmezsen sevinirim. biliyorum, seçimlerimi yaşıyorum ve kimseyi suçlamıyorum. bana bir kıyak yap diyorum çok şey mi istiyorum lan hayat. hor görme garibi.
unuttuğun kendi kendini idare etmesini öğrenmiş bir kalamiti ceyn.
çantamda kola taşıyorum.

nasıl bu duruma geldim inan bilmiyorum sözlük, ama iyice sapıttım ben. yok yok valla iyice sapıttım.
sabah kalktığında boğazında bir acı tat olur ya hani, artık gargara yapmak yerine kola içiyorum, dolapta mutlaka kolam var hadi onu anladım da çantamdan da çıkmaya başladı artık. sanırım bağlandım sözlük, evet tek açıklaması bu. yardım et bana sözlük nikotinden sonra bir de cafein mi? yakında eroine de başlarım ben kesin...
bugün inci' de bestseller oldum. farklı bişi ya.. ayda 1 yapmak gerekiyor.
tahmin edilenden de fazla aşığım.
köpek gibi, deli gibi aşığım.
ve onun da bana deli gibi ve köpek gibi aşık olması beni uçuruyor.
mutluluk-aşk-huzur üçlüsü gerçekten de varmış ahali.
var yani böyle bi üçlü. ve yaklaşık iki yıldır bende ikamet etmekteler.
(bkz: iyi geceler sözlük)

(bkz: eksi oyla onurlanmak)*
ilerde* acayip mutlu, gezgin, hippi gibi giyinen, italyan sevgili ile sahil sahil gezen, 4 mevsim yaz olan bir memlekette, küçük bir kafe işleten bir yazar olacağımı sanıyorum. bir de hayallerimde tüm bunları yaparken etrafımdaki insanların hepsi türkçe konuşuyor, onu nasıl çözeceğim şimdilik bilmiyorum.