bugün

Çok istediğim ve yapabilecegim halde vicdanım elvermediği için yapamadım.
Kızıyorum kendime, ahlak anlayışıma ama yapamıyorum işte.
Ben çocukluğumu oynadığım son saklambaç oyununda kaybetmemin sebebi Esmer'in gözleri gibi beni sobeleyecek birinin olmamasıydı... Şimdi gelip bana dese ki saklambaç oynayalım. Her şeyimle saklanırım, her şeyimle yakalanırım...
fen ve mühendislik alanları için düzenlenen bir eğitime sosyal bilimci olarak katılıyorum iki gündür. adamların alayı sorunlu lan. iyi ki sosyal bilimciyim. not: 58 katılımcının 4 ü kadın. artık siz düşünün. ( düşünemediniz değil mi?)
2 gün önce beni diğer insanlardan farklı kılan ses tonunu kaybettim. kayboldu melodisi, tınısı. artık yankılanmıyor onun ses rengiyle kulağımın en özel yeri.

tecrübe.
küçükken -6-7 yaşlarında- evli - karısını paralamak istiyordum- bir adama aşıktım.

olgun erkeklerden hoşlanıyordum da ben.. *
seni soruyolar, şöyle dedi, şöyle yaptı diyorlar, amaaan skime boncuk diyorum.
bugün yıllardır yapmadığım bir şey yaptım ve bisiklete bindim. hemde yağmur yağarken tüm güzelyalı sahilinde turladım durdum.

ne demiş bernard shaw abimiz.

''Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız.''

gerçi ben sadece farklı bir şey yapmak istemiştim. iyi geldi biraz yağmurda bisiklete binmek.

bakalım başka neleri özlemişim...
geçen gün karıya gitmek deyimini gerçekleştirdim.

kıza ilişki sırasında sordum.

en son hangi kitabı okudun, diye.

suç ve ceza, dostoyevski, diye yanıtladı.

peki baş kahramanı kim, dedim.

bu arada misyoner pozisyonunda devam ediyorduk.

hukuk okuyan bir çocuk, dedi.

adı ne, dedim.

balzac, vadideki zambak, dedi.

bu hikayeden şunu çıkarıyoruz,

bir insan orospu olacaksa bile okumuş orospu olmalı.

not: benim siktiğim kız, raskolnikov'u da, gogol'u da, gary moore'u da, yeşil başlı gövel ördek'i de bilecek arkadaş.

öptüm.
biriyle tanıştım. ve her ne olursa olsun tanıştığıma ömrüm boyunca pişman olmayacağıma inanıyorum.
Hani o bayılarak yediğin, köfteli çorba var ya... Hah işte! Onun içinde kereviz var, annem öyle bir terbiyeliyor ki ruhun bile duymuyor,şapur şupur içiyorsun.
" Ben kereviz yemeeem!!! " diye kükrediğin günün ardından, annem ahdetti, yoğun bilgi arayışı ve denemelerden sonra bu çorbayı icad etti. Haftada bir kereviz yiyorsun. N'aber? Hem de kendi isteğinle...
itirafta bulunacak kadar atraksiyonlu bir hayatımın olmadığı gerçeği.
ne zaman ki gece yatmadan önce dua etmeyi bıraktık o gün kaybettik.
kendimi bildim bileli çay içmiyordum. çaya başladım ama ailemin haberi yok. onlar beni çay içmiyor biliyor. ailesinden gizli sigara içen ergenler gibi hissediyorum. söyleyemiyorum.
allah bütün sevgililerin, aşıkların evine ateşler salsın.
düğünümde o kadar davetlinin, annemin babamın önünde gelini dudağından öpmem. öpeni anlamam, eleştiririm.

babama bir kere bile "babişko, babiş" demedim, diyemem. ben deseme babamın bünyesi kabul etmez. erkek adam babişko mu der lan oha.

hayatım boyunca hiç bir organizasyonda halay çekmemiş olmanın haklı gururunu yaşıyorum.

bir şeyi beğenmediğim zaman kıramayacağım bir insan olursa "değişik olmuş" diyorum.

yıllardır sakalımı hiç "sinek kaydı" kestirmedim. yüzümde unuttuğum yerler var amk.

köpeğimin attığım oyuncağı geri getirmeyip onu alıp kaçırmasına ve bunu oyun sanmasına acaip bozuluyorum.
amerikan filmlerinde ne güzel eğleniyor insanlar amk.

bir şeyi seversem kıskanırım, kıskanırsam sahiplenirim; sahiplenirsem bokunu çıkartırım.

sırf bu yüzden köpeğimi gezdirirken sevmek isteyen olunca "ısırır" diyorum. inanmayıp yanaşmak isteyen olursa komut verip havlatıyorum.

akdeniz insanına en çok "güneye kaçalım" geyiğinden mahrum kaldıkları için üzülüyorum. kuzeye çıkalım batıya kayalım falan tat vermez çünkü.

eşşek kadar adam oldum hala şiddeti araç değil amaç olarak görüyorum, sinirlenince kavga çıkartıyorum.

sıkılınca itiraf yazdığımı daha önce de söylemiştim.
sözlükçüleri tanırım; güvenilir, dürüst insanlardır. o yüzden söylemekte bir sakınca görmüyorum;

hakiki tosun paşa benim!
Sağlam sohbetler öylesine başlar.. kovalamaya ihtiyaç duymadan, kaçmak için yer aramadan devam eden sohbetler her zaman huzur verir.
sadece zenginlerin canı sıkılır boş boş oturmaktan gençler. fakirler, yapmak zorunda oldukları işlerden sıkılmaya fırsat bulamazlar.
sözlükten 1 kişiyi çok fazla merak ediyorum, 1 kere olsun resmini görmek isterdim.
bugün pastanede atıştırırken kalabalıktan ötürü masama oturan teyze, sen ne şirin bir insandın öyle, ne güzel sohbetin vardı. içimden büt'ün de amına koyim teyze daha daha nasılsın demek geldi ama yapamadım, mecbur kalktım. teşekkür ederim teyzecim, günüme neşe kattın.
Geçen sene farklı zamanlarda 2 farklı kıza açılmayı planladıktan sonraki 3 gün içinde sevgili yaptı kızlar, açılamadım açıkta kaldım.
bazen kendimi kötü hissediyorum da çok şükür sonra geçiyor.
canım sıkılıyor yoldaşlar. hem debfazlasıyla... pişmanlık var ustumde .
Uyuyorum diyip uyumuyorsam kuruyorum, sorguluyorum, kiziyorumdur.
yarın bire birden tansiyonumun düşmesini istiyorum limonlu suyu denedim olmadı sarımsak desen kokusundan yaklaşamam bir akıl verin. yardım help s.o.s