bugün
- nervio'ya aşık olmak11
- kent lokantası niye bedava değil demek20
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası9
- evlilik15
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi14
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası26
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı16
- escort fiyatlarının güncellenmesi11
- karınıza range rover alır mısınız23
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır17
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
kitaptan alıntı olarak,
Bulutlar üzerine eğilince,
Habil bu dünyadan geçmiş. Fazlasını istiyor.
Kalbe ancak sığan duru aklın, emniyetli gönül görüşünün keskinliğinde, görüyor ki:
Her bir yan gölge üstüne gölge.
Gölge gölgeyle didişip duruyor. Her şey oluyor ama hiçbir şey de olmuyor.
Tufan kopuyor ama Habil'in ayakları bile ıslanmıyor.
Yangının ortasında, ateş yakmıyor, saçının tek teli tutuşmuyor.
Can acısa bir türlü, acımasa bir türlü. Perdeyi göremeyen bütün gölgeleri gerçek sanıyor.
Ve oyunu buna göre kuruyor, buna göre oynuyor.
Habil'se gölgelerin üzerinden geçip gidiyor. indirmiş kılıçlarını. Gölgelerle savaşmaya kalkışmıyor. Göklerin vâhid makamına doğru yer'den geçiyor.
Çünkü acı can evine değince her şey yerine döner.
Her şey gölgeye döner.
Kabil diye biri yok aslında. Bir Allah var, bir de Habil.
Kabil, Habil'in ne kadar dayanacağı sınanırken sadece içi boş bir gölge. Çünkü masumlar da gölgeden ateşler çıkararak sınanır. Kabil bir bahane.
Ve. Habil diye biri de yok aslında. Bir Allah var bir de Kabil. Kabil sınanırken de Habil bir gölge. Çünkü zalimler de sınanır. Habil bir bahane.
Habil Kabil'e gölge.
Kabil Habil'e gölge.
Hatta:
Bir Allah var.
ikilik yok arada.
Kabil Kabil'e gölge.
Habil Habil'e gölge.
Allah'a göre:
Habil gölge. Kabil gölge.
Gölge üstüne gölge.
Öyleyse:
Gölgenin derdiyle
dertlenmek niye?
Bulutlar üzerine eğilince,
Habil bu dünyadan geçmiş. Fazlasını istiyor.
Kalbe ancak sığan duru aklın, emniyetli gönül görüşünün keskinliğinde, görüyor ki:
Her bir yan gölge üstüne gölge.
Gölge gölgeyle didişip duruyor. Her şey oluyor ama hiçbir şey de olmuyor.
Tufan kopuyor ama Habil'in ayakları bile ıslanmıyor.
Yangının ortasında, ateş yakmıyor, saçının tek teli tutuşmuyor.
Can acısa bir türlü, acımasa bir türlü. Perdeyi göremeyen bütün gölgeleri gerçek sanıyor.
Ve oyunu buna göre kuruyor, buna göre oynuyor.
Habil'se gölgelerin üzerinden geçip gidiyor. indirmiş kılıçlarını. Gölgelerle savaşmaya kalkışmıyor. Göklerin vâhid makamına doğru yer'den geçiyor.
Çünkü acı can evine değince her şey yerine döner.
Her şey gölgeye döner.
Kabil diye biri yok aslında. Bir Allah var, bir de Habil.
Kabil, Habil'in ne kadar dayanacağı sınanırken sadece içi boş bir gölge. Çünkü masumlar da gölgeden ateşler çıkararak sınanır. Kabil bir bahane.
Ve. Habil diye biri de yok aslında. Bir Allah var bir de Kabil. Kabil sınanırken de Habil bir gölge. Çünkü zalimler de sınanır. Habil bir bahane.
Habil Kabil'e gölge.
Kabil Habil'e gölge.
Hatta:
Bir Allah var.
ikilik yok arada.
Kabil Kabil'e gölge.
Habil Habil'e gölge.
Allah'a göre:
Habil gölge. Kabil gölge.
Gölge üstüne gölge.
Öyleyse:
Gölgenin derdiyle
dertlenmek niye?
nazan bekiroğlunun yanılmıyorsam son romanı. resmen para biriktiriyorum şu kitabı alabilmek için. gerçi alsak okuyacak vakit mi var sözlük...
okumanız için seçkin kitapçıların ışıklı rafarında sizi bekleyen eser.
"Ey gelmişin ve geleceğin Rabbi! Ey isimlerin sahibi! Ben ayağımın nerede sürçtüğünü, ben hatamı, ben yanılgımı adımı bilir gibi biliyorum. Ben, bin kere kabul ettim kabahatimi. Sen, bir kere affet!"
kitabı okurken cümlelerin değil, paragrafların altını çizersiniz. hatta bazen tüm sayfanın...
"dünyada her şey cennetten nişaneydi. emsalsiz burası, ne güzeldi. öyle güzel öyle sakindi ki sabahın bu vakti, içine bir güven doldu.
insandı işte dünyaya geldiğinin ikinci sabahında dünya ona cennet gibi geldi.
evet, evet dünya sanki cennetti.
ama bu sükunetin nasıl bir tekinsizlik içerdiğini çok geçmeden anladı. dünyanın fena yanıya aniden burun buruna geldi.
olan şu ki; aniden bir kurt zavallı bir tavşanın peşinden seğirtti. güzelliğiyle adem'i mutlu eden ceylan, su içerken can damarından canavara yenildi. zehirli bir yılan kaydı otların arasından. o birini, biri onu, bir diğeri her ikisini yedi, yuttu, parçaladı. kolunu kanadını kırdı, pençe attı, gagaladı.
bu muydu? dünyanın düzeni bu muydu?
yan yana uyurdu kurtla kuzu cennette. sırt sırta dayanırdı ceylan ile pars. kan yoktu orada. vahşet yoktu. burada her şey gaddarlıktı.
iliklerine kadar titredi adem.
burası nasıl bir yerdi?
güzeldi güzel olmasına dünya ya, bu güzelliğin içine bu fenalık nasıl sindirilmişti?
hayır! dünya cennet değildi.
düpedüz cehennemdi."
"dünyada her şey cennetten nişaneydi. emsalsiz burası, ne güzeldi. öyle güzel öyle sakindi ki sabahın bu vakti, içine bir güven doldu.
insandı işte dünyaya geldiğinin ikinci sabahında dünya ona cennet gibi geldi.
evet, evet dünya sanki cennetti.
ama bu sükunetin nasıl bir tekinsizlik içerdiğini çok geçmeden anladı. dünyanın fena yanıya aniden burun buruna geldi.
olan şu ki; aniden bir kurt zavallı bir tavşanın peşinden seğirtti. güzelliğiyle adem'i mutlu eden ceylan, su içerken can damarından canavara yenildi. zehirli bir yılan kaydı otların arasından. o birini, biri onu, bir diğeri her ikisini yedi, yuttu, parçaladı. kolunu kanadını kırdı, pençe attı, gagaladı.
bu muydu? dünyanın düzeni bu muydu?
yan yana uyurdu kurtla kuzu cennette. sırt sırta dayanırdı ceylan ile pars. kan yoktu orada. vahşet yoktu. burada her şey gaddarlıktı.
iliklerine kadar titredi adem.
burası nasıl bir yerdi?
güzeldi güzel olmasına dünya ya, bu güzelliğin içine bu fenalık nasıl sindirilmişti?
hayır! dünya cennet değildi.
düpedüz cehennemdi."
güncel Önemli Başlıklar