bugün

emrah serbes tarafından yazılan, iletişim yayınları tarafından basılan polisiye roman. ankara'da geçmesi sebebiyle kitaba ''bir ankara polisiyesi'' ismi verilmiş.
--spoiler--
Behzat Ç., Cinayet Büro Amirliği'nde başkomiser, hayata karşı işlenen suçlar uzmanı...

Başına gelenlerden sonra lanet etmiş, çekip gitmişti aslında. (Dizinin ilk kitabı Her Temas iz Bırakır'ı okuyanlar bilir.) Hayır, hâlâ işinin başında! Ama ağzını bıçak açmıyor. Tek bir laf çıkmıyor ağzından. El işaretleriyle, çehresiyle, suskunluklarla anlatıyor anlatacağınıve tabii dellenmeleriyle...

Bu bir AnKara polisiyesidir...

Behzat Ç. ve ekibi, kötü bir Renault Toros'la Sakarya Caddesi'nden Ayaş'a kadar altını üstüne getiriyor Ankara'nın.

Sadece cinayetçiler değil, belediyenin envai çeşit birimi de altını üstüne getiriyor Ankara'nın. Her yer hafriyat. Kavşak inşaatıydı, kabloydu, boruydu, tamirattı...

Sadece onlar da değil ama... Kendine Red Kit diyen bir adam da çukurlar kazıp duruyor. Öldürdüklerini tabuta koyup gömüyor o çukurlara - gömüp polise haber veriyor. Çok acayip, çok da zeki bir adam bu, feleğin çemberinden geçmiş, içinde intikam acısı... Belli, polisle bir meselesi var.

Behzat Ç. ve ekibi, Ahlak Bürosu'na bile nasip olup da hâlâ kendilerine verilmeyen bir Megane'n hayalini kurarak, kötü Renault'yla Ankara'da fink atıp Red Kit'i arıyor.

Bir AnKara polisiyesi...
--spoiler--
her temas iz bırakır'ın devamı olan bu kitap beni etkileyen nadir kitaplardandır.
film'e uyarlanacak.heyecan seviyesi üst safhada benim için.kitabı okuyanlar filmi tabii ki çok merak ediyorlar.bence kitabın tüm hayranları habere sevindikten sonra,bir duraksayıp kendi kendine şunu sormuşlardır benim gibi''eee!red kit'i kim oynayacak?''

vallahi ben şöyle bir düşündüğümde aklıma ilk sarp akkaya ve okan yalabık geldi.ben bu ikisinden hangisi olursa seviniceğim.rol için uygun ve altından kalkabilecek oyuncular.
(bkz: okan yalabık)
(bkz: sarp akkaya)
her temas iz bırakıra göre daha akıcı, daha kurgusal olan emrah serbes kitabı. ayrıca önümüzdeki birkaç ay içerisinde sinema filmi çekilecekmiş. behzat ç karakterinin tv dizisinde tavan yaptığını düşünürsek, sinema versiyonuyla ciddi gişe yapacağı kanısındayım.
Emrah Serbes eseri. Akıcılığı ile muhteşem bir ikinci Behzat Ç.. Sonu ister istemez bir gülümseme bırakıyor insanda(ki kitapda mizah, yazarın kadınlar hakkında ilginç tespitleri, Ankara için istekleri,betimlemeleri de birer gülümseme sebebidir.). Tekrarlama kurallını çok iyi uygulamıştır yazarı ancak ilk kitaptan da tekrarlar olması örneğin Behzat Ç. futbolu bıraktı polis oldu vb. gereksiztir. Ama yine de okuyanı çok sıkmaz ve kitap bir gün içinde biter.
Ayrıca filme de çekilmektedir şu sıralar. Sabırsızlıkla beklenmektedir efendim.

--spoiler--
Alıntısı ise:
--spoiler--

Bahar, gitmek için bir adım geriledi, eli kapı kolundaydı. bir nefes kadar yakın ama dokunması imkansız olduğunda, tam gideayak, bir kadının birden güzelleşivermesi, başkomiser bunun da bir nevi cinayet olduğunu anladı.

--spoiler--
Kitabın şerefine bir alıntı daha:
--spoiler--

Behzat Ç.'nin hayatında çoğu insan bir başkasının yerini tutabilirdi. Harun'la Cevdet yer değiştirebilir mesela. ya da ağbisi Şevketle Tahsin yer değiştirse hemen hemen hiç bir şey değişmemiş olurdu. Ama Şule giderse biri sahiden gitmiş olurdu. Maçın ilk dakikalarında on kişi kalmak gibi bir şey, akşam tekel bayisinde 216 bulamamak gibi bir şey. Ya da hiç beklemediği anda O'nun bir apartman tepesine çıkıp kendini boşluğa bırakması gibi bir şey. Betonda kan izi, çevrede meraklı kalabalık. Ve hala nefes almak, ay sonunu düşünmek, rakıyı bırakıp biraya yüklenmek, elin arada bir 14'lüye gitmesi, eski bir aşkın izini sürmek, konuşma isteksizliği, sağır olma isteği, damarlarda dolaşan yedi kilo kan, iki kilometre sinir, yaşamak aşağı yukarı böyle bir şeydi herhalde. zırıl da zırıl... zırıl da zırıl.

--spoiler--
Kitabı çok seven sözlük yazarından abartıp kul hakkı üçtür ayağına bir
alıntı daha
--spoiler--


(ki en iyisi)
Baharın üstünde minnacık ördek desenlerinin olduğu bir gecelik vardı. Güzelliğiyle, cinsel istekten ziyade garip bir hüzün uyandıran, şu yaşadığımız berbat dünyada değil de, bir Çehov öyküsünde filan belki, rastlanabilecek türden bir kadındı.
--spoiler--
Behzat c. gibi ankarada dogup buyuyen bir adamin duyup duyabilecegi butun sikintilarin mimari karsiligi ankara adliyesidir. kafka burayi gorseydi "adamlar yapmis" deyip yazarligi birakirdi.

bahattin agbi, ozunde iyi bir insandir.
--spoiler--
kitabın tamamı kara mizah/polisiye arası gidip gelmekte ise de, şevket ve behzat'ın bir diyaloğu vardır ki, güldüre güldüre öldürmüştür:

--spoiler--

(şevket) içinde tekel biraları olan siyah poşeti behzat ç.'ye uzatıp, "al," dedi. "seversin. siyah poşet kanser yapıyormuş ama sana bir bok yapamaz. sen siyah poşeti kanser yaparsın."

--spoiler--
28 ekim 2011'de sinema filmi vizyona girecek. beklemek zor tabii ki. ayrıca engin altan düzyatan kadroda, ve sanırım red kit karakterini o canlandıracak.
cansu dere'nin oynayacağı haberlerine dizinin fanları tarafından verilen olumsuz tepki nedeniyle filmde cansu dere'ye yer verilmeyecekmiş. dizisinin böylesine über bir şey olduğundan dolayı sinema filminden de şüphemiz yok. kısacası gitmek farz.
(bkz: gorbaçov hasan)
seni kalbime gömdüm izlenmeden okunmamalıdır. ben okuyorum siz okumayın. şu an da sinema filminde neler olacağını az çok kestirebiliyorum.
ilk kitabıyla birlikte korsanı tezgahtaki yerini almıştır.
emrah serbes isimli edebiyat dünyası kahramanının kaleme aldığı polisiye roman. kurgusundan ziyade diyaloglarıyla ve anlatımıyla ön plana çıkmaktadır.
kisaltmalari ve onlara ait aciklamalariyla insanda okurken muzur bir gülümsemeye neden olan güzel ötesi emrah serbes kitabi. ayrica kitabin veya dizinin gercekten de dialoglardan dolayi bu kadar tat ve zevk verdigini degil de (amirim hic konusmuyor nerdeyse) , karakterlerin karakter özellikleri ve özellikle emrah serbes'in üslubunun bu konuda asil etken oldugunu gösteren kitaptir. ki bana sürekli "emrah serbes sen naaaapmissin yeaaaa" tepkileri verdirmistir. ve cok üzüldüm erken kaybedenlerden sonra kitabin gelmemesine (yazi okumayi sevmem, kitap adamiyim ben.)
ne diyorduk "son hafriyat" ...abi okunur yani. sebep belirtmeye bile gerek yok aslinda. ya okursun ya da okumazsin ama okursun. öyle bir kitap.
http://aylaklemur.blogspo...ve-pratikte-behzat-c.html
okunalısı roman. emrah serbes'in kalitesi açıkça bellidir bu romanda da.
An itibariyle bitirdiğim kitap. Her temas iz bırakırdan sonra ilaç gibi geldi. Sırada deliduman var. Okumadıysanız okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
ilk kitaba göre kurgu biraz zayıf kalmış ama ilk kitaba göre. Yoksa kötü değil. Gelişen şeyse anlatım dili. Emrah Serbes biraz daha kendine güvenerek yazmış bu kitabı sanki. Bir de seri kitaplarda hep ilk kitaptan sonra ivme aşağıyı gösteriyor. Kronik.