bugün

her insanın farklı şekillerde tamamlayabileceği yarım kalmış bir cümledir. bir sesleniştir, uzak bir ülkede yaşayan sevgiliye.
şimdi biz seninle bir ırmağın ikiye ayrılan ve asla birleşemeyeceklerini bilen kolları gibi akıyoruz hayat denen bu karmaşada. kavuşmamız ölümün o büyük denizinde olacak, biliyoruz.
sevgili miyiz ile biten cümledir. *
evlendik mi?

diye de bitebilir ve hiç de hayra alamet değildir. sakınınız.*
Gözlerinin bende kalan tortusu ve seninle kırık dökük ve aslında korkuyla yaşanmış anlardan biriktirebildiğim üç-beş kırıntıdan yaptığım bir salla zaman denizine açılmak, karşıma çıkan ilk adacıkta, biliyorum ki bu yine benimki gibi kırgın bir yürek olacak, konaklamayı, soluklanmayı düşünmek şimdi sana ve seninle yaşadıklarıma ihanet gibi gelse de bir gün beni de kendini anlayabildiğin kadar anlayacağını biliyor ve bakışlarının o sonsuz merhametine sığınıyorum. Biliyorum ki sen kendine kızdığın kadar kimseye kızamazsın ve herkesi kendinden önce affedersin. şimdi biz seninle dünyanın merhametinden medet uman dilenciler gibiyiz sevgili.
o korku ve savaş günlerinde oradan dönmeyi hiç istemediğimi ilk kez burada itiraf ediyorum sevgili. oradan döndükten yıllar sonra okuduğum bir şiirde "gençtim almadın canımı/bir gençlik ölümü saklı kaldı bende" demişti bir şair*. gençtim, genç ölmek istiyordum, herkes arkamdan ağlasın istiyordum, herkes kıymetimi bilsin, kimse beni kötü tanımasın istiyordum. olmadı sevgili, genç ölmeyi bile beceremedim. o günlerde okumak zorunda kaldığım adresi yanlış yazılmış bir mektupta, orada hayalini bile kuramadığımız uzak ve güzel şehirlerden birinden gelen bir mektupta sevgilisine sitem eden bir genç kızın şu satırlarına rastladım: " pis kurbağa, neden beni bırakıp o dağlara gittin sanki! seni hiç affetmeyeceğim." o mektubu, sanki bana yazılmış gibi yıllarca sakladım sevgili. çünkü benim, bana o dağbaşı yalnızlıklarımda bir mektup yazacak, bir sitem edecek tanıdığım yoktu sevgili.
şimdi biz seninle, üzerlerine yanlış adresler yazılmış mektuplar gibiyiz sevgili. *
şimdi biz seninle
akıp giden zamana göz kırpan
yorgun yıldızlar gibiyiz.

diye devam eden şiir. böylemiydi hatırlamıyorum. auger in katkılarıyla murathan mungan yalnız bir opera dan. *
soru, kafa tutma ya da güzel, çok güzel hayallerle bezeyerek bitirilebilecek boynu bükük, belki kararsız, yarım cümle. ah! neler yazılabilir bu cümlenin altına neler. hele gözleriniz dolu doluysa. en güzeli, bu sözlerin ardına, en güzel hayalleri kondurmak galiba.
bu mısralar kadar net olan şeydir.
"şimdi biz seninle
haritada iki küçük su lekesi
hiç bir deniz kavuşturamaz bizi."
ayrılıyor muyuz bunca yıldan bunca beraberce gidilen yoldan sonra bir hiç uğruna hemde .serzenişi beraberinde getiren * bünyedeki şaşkınlık ve hüznü çok güzel ifade eden inanmamışlık yarım cümlesi.
grup belirtisi sezdiren yarım cümledir.
(bkz: biz)
(bkz: şimdi biz)
(bkz: şimdi ben seninle)
'Şimdi biz seninle sevgili mi olduk?'sorusu gelir genellikle ilk öpüşmeden sonra.Tabi o zaman Sevgili olma kavramı öpüşmeden ibarettir..
şimdi biz seninle el
şimdi seninle alem
hiç bir farkımız yok
şu yitip giden
kayıp senelerden...
şimdi biz seninle
koşalım yıldızlara
elalem imrensin
coşalım mutlulukla diye kendimce icraa edilmiş bir versiyonu da vardır. taze, sıcak...
şimdi biz seninle yenildik mi zamana şeklinde cevaplanası soru.