bugün

ing. tohum anlaminda, p2p dünyasında karşı bilgisayara upload yapmak, kendinden dosya aktarmak anlamındadır.tohum sözcüğünden esinlendiği için gayet mantılıdır.
(bkz: sunflower seed) ayçiçeği tohumu (bildiğin çekirdek)
(bkz: rape seed) kanola
seed etmeyen bir kişi üyelik ile çalışan bir torrent sitesinde barınamaz.
(bkz: torrentturk com)
Seed torrent dilinde dosya göndermeniz demek oluyor.
(bkz: Leech)
the roots adli grubun en guzel sarkilarindan biri
(bkz: the roots)
sizden istenildiğinde "seeddirin gidin lan ibneler" diye cevap verebileceğiniz hede.
yeni başlamış, 1. bölümüyle yeteri kadar eğlendirmiş yeni dizi.
normalde ilgimi çekmez, altyazı çevirisini yaptığım için izledim ki çevirisini yapmak bile oldukça keyifliydi.

Sperm bankasına vakti zamanında para için bol bol sperm bağışlamış harry'nin donör numarasının deşifre olmasıyla birlikte, her gün "sen benim biyolojik babamsın" diye ortaya çıkan çocuklarla uğraşmasını anlatır efendim. eğlenceli bir zaman geçirmeliktir.
Dizi-mag in ''Kriterlerinize uygun yeni bir dizi eklendi'' uyarısıyla az önce izledim.

ilk bölümü itibariyle 20 dakikalık hoş bir dizi olarak izlenim bıraktı. 20 dakika boyunca sıkılmadan zevkle izledim.

favorilere ekledim bakalım, yeni bölüm çıktıkça izleriz artık.
torrentte dosyayı gönderme işidir. Diğer kullanıcı bu dosyayı sizden Doğru indirir. Onada leech denir. Seed işini yapan bilgisayarlar seeder ismini alır. Seed işlemi genellikle ratio sistemi bulunan torrent sitelerinde dosya indirebilmek için yapılır. Indirdiğiniz boyut kadar gönderirsiniz ki bir sonraki dosyayı indirebilmek için hakkınız olsun.
konusu farklı olan ama pek uzun süreceğini sanmadığım bir komedi dizisidir. aynı konuları tekrar etse de izlemeye değer bulduğum bir dizidir.

--spoiler--

harry, uzun süre önce sadece parayı düşündüğü için sperm bağışı yapmıştır. amacı sadece parayı almaktır ve düşüncesine göre spermlerini kimse kullanmayacaktır veya kullansa bile kimin kullandığını asla bilmeyecektir.

harry, barmenlik yapan genç ve bekar bir erkektir. hâlâ bekarlığın verdiği özgürlükle yaşamakta, yalan söylemekten hiç çekinmemektedir. bir gün kapı çalar ve içeri 9 yaşında bir erkek çocuk girer, harry e babası olduğunu söyler. harry her ne kadar inanmasada aslında bu doğrudur, harry nin bağışladığı spermler eşcinsel iki kadın tarafından alınmış ve bu sayede çocuk sahibi olabilmişlerdir.

harry barda çalışırken içeri 15 yaşında bir kız girer ve harry nin babası olduğunu söyler. harry yine inanmak istemese de, bu kız harry nin kızıdır. erkek kısır olduğu için sperm bankasından alınan spermler harry nin dir.

harry, çocuklara karşı kendisini sorumlu hisseder. onlarla birlikte vakit geçirmek, eğlenmek, onlara birşeyler öğretmek ister. tabiki harry bekar olduğu için her istediğini rahatça yapabilmektedir ve bu, çocukların ilgisini çeker ancak çocukların gerçek ebeveynleri harry nin hayatlarından gitmesini ister. ancak çocuklar harry i çok sevdikleri için ebeveynler karşı çıkamaz.

harry, oğluyla birlikte otobüste giderken yanına bir kadın oturur ve çocuğun ne kadar sevimli olduğunu söyler. harry, doktor olduğunu söyleyerek kadını etkileme çabaları içerisindedir ancak kadın tek gecelik ilişki yaşayacağını bildiği için harry den uzaklaşır. otobüsten indikten sonra bir çocuk sahibi olmak istediğini ama evlenmek istemediğini düşünür ve harry nin isteğini kabul eder, harry i arayarak durumu anlatır. harry kabul eder ancak o gece randevuya gecikir, kadın ise harry nin yalancı olduğunu düşünerek onun çocuğunun annesi olmak istemez ve sperm bankasına gider. kimin spermini aldığını bilmez ve harry nin çocuğunu taşıdığını öğrendiğinde artık çok geçtir.

--spoiler--
Hayatım boyunca beni bu kadar güldüren ve şok eden bir şey olamaz herhalde.