bugün

nurculuğun ve laik cumhuriyete karşı duruşun sembolü olan* türk kadınının başına amerikan yüksek çıkarlarının savunucusu feto ve ümmeti tarafından geçirilmiş, türban isimli nesnenin adlarından biri.. rahibe örtüsü..
(#254239)
yaklaşık 24 yıldır gündem de bulunan konuşulan tartışılan dine alet edilen ,kesinlikle baş örtüsü ya da yazma ya da anadolu örtüsüyle alakası olmayan bazı bayanların kafalarına kat kat sardıkları uzun örtüye verilen isim hatta o kadar uzun ki bazen kafalarını nasıl taşıdıkları merak ediliyor
aşağılayıcı ve küçük düşürücü söz.
60'lı yıllarda devlet bakanı ali babacan'ın halası şule babacan tarafından uygulanmıştır. uzun yıllar şulebaş diye adlandırılmıştır.
kişiyi küçük ve hakir göstermek amacıyla türbanlı yerine kullanılan kelime.
özünde de, kalıbında da, nereden bakarsan bak aşağılama ve eziklik duygusuyla yapılan yakıştırmadır. bazı ayetleri istediği gibi kesip biçerek, önündeki ve sonundaki ayetlerin anlamıyla birlikte düşünmeyen çarpık zihniyetin ürünü olan söz. namaz kılmamak insana kalmış bir şeydir, aynı türban gibi. ama kimse camiye giren birini kolundan tutup "hop hemşerim giremezsin, laikliğe aykırı" diyemiyor* türban da allah ın emri ama ona karışıyor. bir de bahane lazım tabi, o da "siyasi simge". simge olan başörtüyle olmayanı nasıl ayırt ediyorlar hala anlamış değilim. kiminle tartıştıysam açıklayamadı, açıklayamaz da. "kaynak götüm" diyemiyor çünkü. bu iş bu kadar basit.
bugün türban ya da başörtüsü diye şirin gösterilmeye çalışılan siyasi simge niteliğindeki bez parçasının adı.
zira türban; fransızca kökenli ve hatta fransızların kullandığı boynu açık bırakan bir tür şapkadır.
başörtü ise; anneannelerimizin, babaannelerimizin ve doğudaki kadınların başına taktığı ve siyasi bir sembol niteliğinde olmayan bir çeşit tülbenttir.
fakat sıkmabaş; laiklik yerine şeriat yanlısı insanların saçlarını değil beyinlerini örtmek üzere kullandıkları bir çeşit nesnedir.
evet sıkmabaş beyinleri örtmek için kullanılır. çünkü bu insanlar ne yazık ki laikliğe bok atarak ve dini siyasete alet ederek iktidar yolunda ilerleyen insanların birer kurbanıdır. dini sömürüye alet olmuş, bunu islamiyet'in şartlarından biriymiş gibi algılayarak aslında ne kadar vahim durumda olduklarının bir örneğini teşkil etmişlerdir ve ne yazık ki hala da durumun savunucusudurlar..
ne acıdır ki başlarına taktıkları o şeyin allahla ya da dini inançlarla uzaktan yakından lgisi olmadığının allah inancının kişinin içinde de yer alabileceğinin bilincine varamamışlardır.
durumun asıl vehameti ise, bu dinsel sömürüye bu derece açık olmaları ve iktidar amacı güden, koltuk sevdası için dinlerini sömüren nsanların savunucusu olmaları ve hatta bu uğurda taşıdıkları siyasi simgenin farkında bile olmamaları bunu dinsel bir görevmişçesine üstlenmenin gururunu taşıyor olmalarıdır.
bir çeşit baharat ,temcit pilavının üzerine serpilir, dadından yinmez. *
sıkmabaşın türbanlı demek olduğunu herkes biliyor. çevrenizdeki eşcinsel arkadaşa eşcinsel demek var ibne demek var. birisi insanı kırar diğeri ise gayet normaldir. bu sözlükte annesi örtülü kaç tane yazar var bilgisi olan var mıdır ? yoktur. o yüzden yok sıkmabaş yok sallabaş yok bilmem ne. ayıp şeyler bunlar yazar arkadaşlarım. dini, devleti, laikliği her bir şeyi geçtim. insana değer verin. insana değer vermesini bilmiyorsan çok övündüğün demokratikliğinle karşındakinin görüşlerine saygı göster.
çok çirkin ve insanı aşağılayan bir terimdir. ancak ne laikliği terbiyesizlikle savunmak, ne de türban takmamak haramdır deyip dini çarpıtmak müslümanlığa yakışır diye düşünüyorum
din ve devlet işlerini birbirine karıştıran zihniyetlerin aleti olan, özel hayat veya inanmakla alakası *olmayabilen sıkıca sarılmış baş türü, türban.

(bkz: sıkma başlı portakallar baskısı)
kendi inancları doğrultusunda başörtüsü takan garip anam ile alakası olmayan ucubelik.
tek dert inancları yaşamaksa alt taraftaki dar kot pantolon neyi temsil ediyor diye sorarlar...
baş örtme biçiminin saygısızlarca alaya alınma terimi. bu ülkede sıkmabaş dediklerinizin çocukları şehit olurken şehit de, o çocukların kızkardeşleri okula gitmek isterken mi ülke düşmanı oluyor. efendiler kendinize gelin. bu halkla alay etmeyin.
(#213570)
dışı kalaylı içi alaylı deyimini gerçekleyen kişilerdir. başörtüsü tülbent takan hiç bir anadolu insanın o şekilde bu icraatı yerine getirdikleri görülmemiştir. yapılan gösteriştir, şovdur.
türkiye'de gördüklerimle -üzülerek- diyebilirim ki;
%95'i hayattan kendini refüze etmiş, özgüveni noksan, kominikasyon yetisine sahip olmayan, ürkek ve cahil güruh.
varlıkları başkalarının varlığına karşı olmaya bağlı başkası üzerinden yaşamaya -parazit- meyilli kişilerin uydurdukları yeni oturgaçlı götürgeç türünden kelime.

başörtüsü vardı, gayet de mantıklı bir türkçe kelime, neyine yetmedi?

yetmez çünkü bizim de annemizin başı örtülü bu başka birşey demek için önce türban uyduruldu.
sonra başörtüsü ve türban arasındaki farkları sıralamaya başladılar.
baktılar ki türban sadece türkiye'de değil, tüm müslüman ülkelerde yaygın, şimdi sıkmabaşa sarıldılar.
yalnız bu da ellerinde kalacak, sadece söylerken hakaret etmenin verdiği zevki yaşamakla bir nevi kendi kendini tatmin yaşacaklar.
böyle seviniyor, bunlarla mutlu oluyor, onun eğlencesi de bu.
varsın eğlensin garibim..
hıncal uluç'un maksadı ve tarihi gelişimini açıkça ortaya koyduğu simge.

"Bir defa adını doğru koyalım.. Türban değil.. Çünkü türban başka bir şey ve yüz yıllardır var.. Nedir türban?..
Bir Hint dini inanışı Sih (Sikh) erkeklerinin baş bağlama şekli.. Dikkat buyurun erkeklerinin. Kadınlarının değil. Sih kadınları, bizim sıkmabaşı andıran çift örtü ile kaparlar başlarını.. içte saçlarını saran sıkı örtü, dışta, bizim Anadolu usulü bağlanmış ikinci örtü. Boyna dolanmış, sıkılmış değil, boyunda gevşek düğümlenmiş..
Yüzyılın başlarında, o zaman dünya modasını yöneten Paris, Sih erkeklerinin serpuşunu stilize ederek bir kadın başlığı yaptı, adına da "Tulip/ Lale"den türeyen Türban dediler. Paris sosyetesi türbanlandı.
Türkiye o zamanlar, Fransa'yı yakından izliyordu. Türban istanbul sosyetesine de geldi. Ankara da sevdi. Üst düzey yönetici ve bürokrat hanımları kullanmaya başladılar.
Türban Köşk'e de çıktı. Mevhibe Hanımı zarif türbanı ile hatırlıyorum. Köşk davetlerine katılan türbanlı hanımları da..
O Paris modası türbanın herhangi bir dinle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Bir kadın başı olarak, Sih de değildi çünkü..
Bizde, yakında Köşk'e çıkması beklenen ve kim ne derse desin ülkeyi karıştıran siyasal islam simgesi örtünün adı, sıkmabaş..
Mucidi Şule Yüksel Şenler adlı ünlü kadın yazar.. Çıkış noktası, Ege adalarındaki Ortodoks Yunan kadınlarının başlarından esinlenen, Lübnan kökenli küçük bir islam tarikatının baş örtüsü.. Şule Yüksel görüşleriyle birlikte başlığını da yaydı. Giderek belirli bir tarikatın simgesi oldu. Siyasete girdi. Erbakan'ın Milli Görüşçü kadınlarının üniformasına dönüştü.. Sıkmabaş üzerine giydikleri yere kadar uzanan mantolar, ya da cübbeler, siz adını ne koyarsanız koyun, renkleri ile tarikat, cemaat farklarını belirlediler.. Yeşil, gri, pembe ve saire..
Sıkmabaş yayılırken, manto ve cübbeler önce kısalmaya, sonra tümden yok olmaya başladılar.. Çünkü artık sebep dini tarikat ve cemaat mensubiyeti değildi.
Sıkmabaşlıların yaş ortalaması düştü.. iyice gençleştiler.. Ve günün birinde sıkmabaş genç kızlar arasında, bir dini inancın ötesinde, bir moda, tam tersine, bir dikkat çekme, kendine baktırma yöntemi olarak kullanılmaya başlandı.
Bakınız, dini örtünmenin sebebi belli.. Erkeğin dikkatini çekmemek, onu tahrikten kaçınmak, kadınlığını mümkün olduğu kadar saklamak için örtüneceksin.. Kadın saçı bile cinsel öge kabul edildiğinden, onun da örtülmesi gerek..
Şimdi soruyorum..
Ayakta Gucci papuçlar, elde Ralph Loren çanta, daracık belde markası 40 metreden okunan Dona Caran kemerli bir genç kızın kafasındaki parlak, ışıltılı Hermes eşarp nasıl bir örtünme, dikkatten kaçma olur söyler misiniz?..
Buna bir de yüzdeki pahalı ve abartılı makyajı, alttaki daracık pantolon ve üstündeki rengârenk bluz veya ceketi ekleyin..
Hemen her gün Ortaköy'de Ertekin'de oturuyoruz.. Önümüzden yüzlerce, hele tatil günüyse binlerce insan geçiyor..
Minilisi var.. Beli bir karış çıplak olanı var. Pantolon diye tayt giymiş, nerdeyse çıplak havasında dolaşanı var.. Ama millet bunlara alıştı. Bakmıyor bile.. En çok dikkat çekenler, bu üzerinde her parlak rengi taşıyan Hermes eşarplı teenagerlar.. Yani lise üniversite çağındaki kızlar.. Onlara bakılıyor, onlar yanlardakine işaret ediliyor..
Neden?..
Çünkü bugün için onlar farklı ve yeni!..
Moda da bu değil mi zaten.. Farklı ve yeni olarak dikkati çekmek..
Okuyoruz.. Hayrünnisa Hanım'ın başlıklarını modacı Atıl Kutoğlu hazırlayacakmış. Sebep dinsel inançsa, modacı elinin ne işi var, First Lady'nin başında?.. Çünkü, kadın ve moda at başı gitmiş, tarih boyu..
Amacı fark yaratmak ve dikkat çekmek olan bir genç kızın, kadının dini sebeplerle örtündüğüne inanabilir misiniz?..
Bugün Hermes eşarplarını takıp, Bağdat Caddesi, Ortaköy, Bebek, Nişantaşı'nda piyasaya koşan genç kızların durumu bu..
Peki ya, eşler?..
Üst düzey siyasetçiler, yöneticiler ve bürokrat eşleri neden sıkmabaşlı?..
Çünkü gerçek.. Eşi sıkmabaşlı olmak, günümüzde yükselmenin önemli sebeplerinden biri.. Meclis'e girmenin de hatta.. AKP'de en önemli tercih sebebi, kimse inkâr etmesin. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı'nı eşinin sıkmabaşına borçlu.. Köksal Toptan Meclis Başkanı olunca, "Artık Köşk'e de sıkmabaşlı çıksın" denmedi mi?.. Söyleyin denmedi mi?..
Peki ama "Sıkmabaş bir siyasal simgedir. Gamalı haç gibidir. Sorun örtünmekse bin yıllık Anadolu kadını gibi baş örtüsü kullansana" kıyametlerine rağmen, Emine ve Hayrünnisa hanımlardan da işte bu teenagerlara kadar niye ısrarla Hermes markalı sıkmabaşta direniliyor?.
işte en önemli noktaya geldik..
Çünkü klasik baş örtüsü, köylü kadınların, kenar mahallelilerin, eve ve işe gelen hizmetçi sınıfının başlığı kabul ediliyor... Onlardan ayrılmak, farklı olmak gerek ki, gören karıştırmasın..
Hele de markalı sıkmabaş, kentli, üst sosyal sınıf, sosyetik kadın başlığı.. Farkı hemen ortaya koyuyor ve "Ben kent soylu, okumuş ve ekonomik üst sınıftanım. Beni köylüler, kenar mahalleliler ve domestiklerle karıştırmayın" anlamına geliyor.
Yani sıkmabaş, baş örtülülerle sınıf farkının simgesi aslında, Siyasal islamın sembolü olmanın da ötesinde..
Anlatabildim mi?..
deve hörgücü baş olarak tanımlarsak daha iyi anlatılabilir sanırım. yada marge simpson' un başörtüsü takmış hali dersek tam on ikiden vurmuş oluruz.
gerçekten de sıkma baştır.ilgi çekmesi için başörtüsünün içi doldurulur firavunlara özel kafa yapısına benzer bir görüntü oluşturur.
yurdum sıkmabaşları tarafından başörtüsüyle aynı şey olduğu ısrarla söylenen şeydir.

aslında o değil de... bir de bunu kuaförlerde sıktıranlar/sardıranlar olur. taktıkları şeyin dinle imanla ilgisi olmadığını cümle aleme ilan edercesine.

kardeşim bu kurandaki örtünmenin amacı zaten dikkat çeken yerleri kapatmak değil mi? kuaförde yapılınca daha iyi mi kapatıyor o görünmemesi gereken yerleri. yoksa bunu takma amacınız aslında örtünmek değil mi?

yoksa bizi mi yiyorsunuz lan!!!
diğer bir versiyonu için sıkıbaş.
akp-mhp ortak kazıgı ile bilim alanında turkiyeyi sahlandıracaklardır. iclerin ne muthis zekalar vardır şaşarsınız. dunyaya cok genis bir acıdan bakarlar, cok entellektüeldirler.
icinizden biri üreme konusunda çalısan bir doktor olursa iyi bakın, yumurtayı döllemeye giden spermin şekli size neyi hatırlatacak?
türk bilimine atılmış büyük kazık. herkes bilir bilgi dediğin şey kıyafetten çıkar öyle her kıyafetten de bilgi çıkmaz standartı var onunda * hem taraf tutar öğrendiğini bir tek öbür sıkmabaşlılara söyler, bakteriye, mantara baskı neyin yapar istediği sonucu zorla elde eder. mazallah bişiler bulur kazayla labaratuarda tasarım der allah der türk bilimine gölge düşürür, zeval verir. science ta nature da yayınlanan makale sayımız azalır, bilim dergileri bize sırtını döner. vs. vs. şimdi sayamadığım * daha bi dolu sakınca, çekince...
kısaca: keramet kavuktadır.
günümüzün siyasi simgesi olan türbanlı kadınalra severek verdiğim lakaptır. ayrıca nedense sarımsağa benzediklerini düşünüyorum kafalarını o simgeyle örtünce * ** *