bugün

https://radyobozcaada.com - diye bir radyo keşfettim o kadar güzel müzikler çalıyor ki! Tavsiye ederim dinlemenizi, halen bu kalitede radyolar olması şahsen beni mutlu ediyor, umarım bir gün son bulmaz. Teşekkürler Radyo Bozcada!
müzik dinlemek için telefondan kulaklıkla kullandığım şey.
sene 2008. ilk aşkım terk etmişti. arabayla pizza dağıtıyordum ve radyoda 94.7'yi dinliyordum. 2 şarkı devamlı çalıyordu ve o 2 şarkı çaldığında çok mutlu oluyordum. birincisi the cure - lovesong'du (Neslihan benim için çok önemlisin) ikincisi the green day - broken dreams'di.

whatever words i say, i will always love you
90 li yıllarda özel radyo furyası vardı.eski popülerliği kalmadı.
Teknolojinin gelişmesiyle hâlâ cazibesini kaybetmeyen iletişim aracı.

Radyo 3 ve kafa radyo efsanedir.
90 li yıllarda özel radyolar büyük patlama yapmıştı.istek parçası gönderirdik.kasete çekim yapardık.
Bir dönem yayıncısı olduğum iletişim aracı. çok değişik dönemlermiş ilk zamanları. bir istek şarkı çaldırmak ve birine armağan etmek için radyoya mektup yazarlarmış. düşünün, bir şarkı dinlemek ve armağan etmek 1 hafta sürüyor. şimdi ise 3-5 saniye içerisinde dilediğiniz şarkıya anında ulaşabiliyorsunuz. ama o zamanların keyfi başkaymış tabi.
Bulunan en iyi icatlardan birisidir. Radyo dinlemenin hele ki (bkz: serdar gökalp) dinlemenin zevkini hiç bir tv programı vermiyor.

Radyo temelde düşük frekansları sese çevirme üzerine çalışır. Keza telsiz de aynı mantıkla hatta doğru ayarlarla telsiz frekansı yakalabilirsiniz bile.
Radyo, elektrik ve elektromanyetik alanında 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başlarındaki teknolojik gelişmelerin bir ürünüdür. Radyo, ingiliz Maxwell ve Flerning, Alman Hertz, italyan Marconi, Amerikalı De Forest ve Sarnoff gibi mucit ve bilginlerin katkılarıyla geliştirilmiştir

istanbul Osmaniye'de kurulan 5 Kw gücündeki verici yayın yapacak duruma getirildikten sonra, aynı yerde bir küçük odaya mikrofon yerleştirilerek Türkiye'nin ilk radyo stüdyosu ortaya çıkarılmıştır. Yalnızca müzik yayınlarının ilk denemelerinin yapıldığı bu ilkel stüdyo kısa bir süre sonra kapanmıştır. istanbul Telsizi'nin asıl stüdyosu Sirkeci'deki Büyük Postane'nin üst katında kurulmuş, 1934 yılı başında ise Beyoğlu'ndaki Ambasadör Kahvehanesi'nin bulunduğu binaya taşınmıştı.

Ankara'daki ilk radyo stüdyosu ise Ulus'taki postanenin bir odasında oluşturulmuş; daha sonra sırasıyla Riyaseticumhur Mızıka Dairesi'ne, Konservatuvar yakınındaki bağevine, Ankara Palas'ın alt katına ve son olarak Yenişehir'de Sağlık Bakanlığı yakınındaki bir daireye taşınmıştır

Düzenli ve programlı yayınlara ise istanbul Radyosu'nda 6 Mayıs 1927 tarihinde başlandı. Ankara'da düzenli yayınlara ne zaman başlandığına ilişkin elimizde kesin bilgi yok. Bununla birlikte, aynı yıl içinde Ankara'da da radyo yayınlan gerçekleşmiştir. Bu ilk yayınlar, süre yönünden günde en çok 4-5 saati geçmeyen, nitelik açısından ise başarılı sayılamayacak yayınlardı. Radyoda "reform" yapılması için 1934 yılında bir girişim başlatılmış ise de on yıllık şirket radyoculuğu döneminde ileri bir radyo yayıncılığı ve programcılığının başarıldığı söylenemez.