bugün

gerçek bir hikayeden kitaba alınmış sonrasında da filmi yapılmıştır. oğlunun eşcinsel oluşunu kabullenmeyen ve konu hakkında bilgi sahibi olmayan dini yönü kuvvetli bir annenin, çocuğunu dışlaması devamında oğlunun intihar etmesi sonrasında, konunun üzerine düşerek nasıl bir hata yaptığını anlaması ve sonrasında eşcinsellere verdiği desteği anlatan filmdir. filmde bir çok duygusal an yaşanmakta. en son avatarda oynayan sigourney weaver in bu rolü başarıyla oynadığı da tartışmasız ortadadır.

http://www.imdb.com/title/tt1073510/
hayatımda izlediğim, beni en çok etkilemiş filmdir, eşcinselliğin bir tercih mi zorunluluk mu olduğuna, kurtulmak mı böyle yaşamak mı daha kolay sorusuna ve en önemlisi eşcinsel birinin yaşamına dışarıdan bakan ve mutlu şen şakrak diyen; iğrenç, midesiz, günahkar, pislik diyen insanlara olayın içyüzünü gösteren bir filmdir.

bu dünyada eşcinseller mutlu olamıyorsa bunun sorumlusu nasıl ve neden böyle olduklarını bilmeyen insanlardandır.

ve günah mıdır?

bilemiyoruz...
çok etkileyici bir şekilde çekilmiş olan filmdir. oyuncuların etkisinden midir, konunun gerçekliğinden midir bilinmez bir yumru gibi oturur göğsünüze. hele ki gelişen olaylarda ufak da olsa bir ortak nokta bulabiliyorsanız kendinizde, kendinizi çok iyi sorgulatan bir film.
gerçek bir hikayeden alıntı, eşcinsel çocuğu olan ailelerin kesinlikle ama kesinlikle izlemesi gereken filmdir. ayrıca filmi izlerken ağlamayanı dövüyorlarmış.
insanın gözlerini dolduran gerçekten etkileyici bir film. hani insanlar sadece silahla yada ellede öldürülmez söylenen o kötü sözlerde insanı öldürebilir. bobby elinde olmadığı bir neden dolayı suçlanır, bu suçluluk duygusunu kendi kendinede yapar. en çok baskıyı dindar olan annesinden görür. annesi deri mont giydiğinden dolayı bile onu eşcinsel gibi olmakla suçlar. ama bir yerden sonra suçluluk hisseden annesi olur ! filmin sonunda çok etkileyici bir konuşma yapar annesi ve beni en çok duygulandıran gördüğü bir çocuğu oğlu sanıp sarılmasıydı.
Sigourney Weaver'ın döktürdüğü 2009 yılı, abd yapımı, biyografik-dram türündeki tv filmi.

--hafiften spoiler var--

Şimdiye kadar izLediğim eşcinseLLik oLgusunu en iyi işLeyen fiLmLerden biriydi.
Daha önce izLediğim birkaç eşcinseL temaLı fiLmde ya hakLarı için savaşıyorLardı ya da işin komedi yönü anLatıLıyordu.
Kimse oLayı bir de dini açıdan inceLememişti.
Evet inceLenen dini boyut isLamiyet değiL, ama yine de insana farkLı bir perspektif sunuyor fiLm...

FiLmde kafası karışık bir Bobby karakterimiz var, aiLesinin baskıLarı ve hissetikLeri arasından sıkışıp kaLmış.
Ne yapıcağını biLemiyor.. Bir yandan oLayın Bobby için zorLuğunu düşünürken diğer yandan da aiLe açısından durumun "sıra dışı"Lığını izLiyoruz.
GeLişen oLayLar, vurguLanan bakış açıLarı çok iyi..
FiLmde Bobby'nin yaşadıkLarı ve düşündükLeri kadar annesinin de yaşadıkLarı ve bir süre sonra geLişen farkındaLıkLarı da çok önemLi.
ÖzeLLikLe fiLmin kiLit noktasından sonra değişen hayatLar bence çok güzen anLatıLmış fiLmde.

Senaryoyu cidden beğendim. repLikLer falan cidden iyiydi. Tabii sahneLer de öyLe,
özeLLikLe fiLmin yarısından sonraki dramatik sahneLer fazLasıyLa etkiLeyici.
FinaLde ise Marry'nin yoLda gördüğü bir çocuğa sarıLma sahnesi var ki insanın boğazına yumruk gibi otuyor resmen.

Performans oLarak inceLersek fiLmi, bir tv fiLmi oLmasına rağmen sinemada izLeseydim kesinLikLe yadırgamayacağım performansLar vardı diyebiLirim.
ÖzeLLikLe Sigourney Weaver canLandırdığı anne karakteri için biçiLmiş kaftan oLduğunu düşünüyorum.
Savunduğu fikirLerdeki kararLıLığının yanı sıra fiLmin kopma noktaLarında (özeLLikLe dramatik sahneLerde)
"oyuncuLuk budur" dedirten bir performans sergiLemiş.
Ondan etkiLenmemeniz imkansız. Keza Bobby'i canLandıran Ryan KeLLy'de çok iyiydi bence.
Karakterin yaşadığı karmaşayı seyirciye çok iyi yansıtıyor.

FiLmi bir de "gerçek hikaye" kısmı var ki, gösteriLen birçok sahnenin %90 yaşandığını düşünürsek
durumun etkiLeyiciLiği ve önemi bir kat daha artıyor bence.
Çünkü izLediğimiz fiLmi sadece oturup birisi kafasında kurguLamamış, bu oLayın büyük bir kısmı gerçekten yaşanmış.
Bu da insanı fazLasıyLa düşünmeye itiyor: "bu durum benim başıma geLse ne yaparım" diye düşünmeye sevkettiği gibi ister istemez
etrafımızdaki gay insanLara bakışımızı da sorguLatıyor.
Bu arada "benim başıma geLse ne yaparım" derken sadece gay oLmaktan bahsetmiyorum
çocuğumuzun ya da bir yakınımızın gay oLduğunu öğrendikten sonraki tutum ve davranışımızdan bahsediyorum.
Sonuç oLarak fazLasıyLa izLenesi bir fiLm.
ÖzeLLikLe sessiz ve sakin bir zamanda izLemenizi tavsie ederim.
Yanınızda peçete buLundurmayı da unutmayın zira ağLama oLasığınız yüksek.

--hafiften spoiler bitti--
izlerken bana bol bol gözyaşı döktüren filmdir. bobby adına çok üzüldüm. gencecik yaşında tüm zorluklara dayanmaya, onlarla savaşmaya çalıştı fakat olmadı. o köprüden atlayışını izlerken ki ruh halimi hiç bir kelimeyle anlatamam. ailesinden bir çok kişi bobby e destek olmaya çalışırken, annesinin o aşırı dindarlığı ve oğluna yaptıkları beni çok sinirlendirdi. hele ki annesi arkadaşlarıyla konuşurken bobby onu almaya gelince ondan utanması içimi cızlattı. insan ne olursa olsun çocuğundan ve onun yaptıklarından utanç duymamalı. o çocuğa sanki bir günah işlemiş gibi davranmak nasıl bi zihniyetin ürünüdür. yaptığı tüm yalnış davranışlar ve tutumlarla oğlunun ölümüne zemin hazırladı. onu en çok yaralayan şeyin annesi olduğunu düşünüyorum. fakat kadının çok geçte olsa bu konu hakkında bilinçlenmesine sevindim. keşke oğlu ölmeden önce aklı başına gelseydi ve kafasına bir şeyler tak etseydi. son pişmanlık fayda etmez. gidenler geri gelmiyor.
müzikleri öldürür.

http://www.youtube.com/watch?v=7rKyANxsdaU
LGBT olarak tabir edilen filmlerden. Bu sebepten herkesin sevebileceği yada kaldıracağı bir yapım değil izlemeden önce bilgi edinmeniz faydanıza olacaktır.