bugün

*

deli gibi seviyor olmaya rağmen duygularını bir türlü karşı tarafa açamama durumunda başvurulan yoldur. özellikle ergenlik döneminde sıkça vuku bulan bir hadisedir. içinizde her geçen gün daha fazla büyümekte olan bir sevgi varken kendinizi ifade yolları arasınız. işte bunlardan biri de "ona" şiir yazmaktır. lakin şöyle bir gerçekte mevzu bahistir yazılan satırlar evet belki çok samimi, saf duygular barındırmaktadır ama buna rağmen çoğu sıkıcı, kalıplaşmış bir iki dizeden öteye geçememektedir. çünkü sadece ihtiyaçtır bu, kendini ifade etmenin bir yolu gibidir. sanki o okuyormuş gibi yazmaya devam edersiniz bıkmadan, usanmadan... satırlarınızı özenle saklar herkesten sakınırsınız. hatta gösterdiğiniz özen o kadar büyüktür ki özel bir defter, hoş bir kalemle ortamı tamamlarsınız.
bu şekilde yıllar geçer, büyürsünüz hayat önünüze yeni insanlar yeni çevreler sunar. bir zamanlar onsuz asla nefes alamayacağınızı düşündüğünüz aşkınızda arada bir aklınıza düşüverir. sonra bir gün anneniz size yine her zamanki gibi bezmiş cümlesini söyler;
- toplayıver şu odanı artık! bıktım senin dağınıklığından.
o gün bir değişiklik yapar ve odanızda uzun zamandır dokunmadığınız dolaba doğru yönelirsiniz. içini açtığınızda epeydir temizlenmediğinden dolayı tozlanmış bir sürü ıvır zıvır olduğunu görürsünüz. lakin biri; sadece biri size çok tanıdık gelir. elinize alır bakarsınız ve emin olun akabinde yüzünüze kocaman bir gülümseme yerleşir. sayfalar dolusu şiirlerin olduğu bir defter. onların hepsi sizindir, sizin çocukluğunuzdur onlar. bu açıdan bakıldığında tüm bu yazılan şiirler önemli anılardır. basit bir ergenlik dönemi yankıları olarak kabul edilmemeli, her daim saklanmalı ve el üstünde tutulmalıdırlar.
papatya kokun vardı senin,
leylak kokusuna değişmediğim,
arka bahçemde düşledim seni.
tam oldu sanırım derken
ortaya çıktı kerem.
nerde kız görsem aynı sen.
illede sen illede sen,
kaçamadım sıçaklığından ne kadar soğuk olsanda.

aldın tüm hayallerimi,
şuursuz kaldım birden.
kendime gelemedim kerem'i yemeden. *
(bkz: patlamamak için çareler)
Mallıktır. Boşa geçen vakittir. Siz seversiniz masumca elin oğlu siker hunharca. Aklınızı başınıza alın.
irandan mi geldin bilmiyorum,
Gozlerini göremiyorum,
Bazen çok üzulüyorum,
Neyse ben bi cay koyayim.

Su cayi da bi koyamadim,
Zaten içimden gelmiyor,
Zekaliyim ama siir yazamiyorum,
Yine de denemeye değerdi.

Ahsgsgaga lan bu gece mukemmelim.