bugün

genellikle alindigi gun patlayan top. bir donemin bakkali cakkali bu toplar sayesinde zengin olmustur anasini satiim, her gun plastik top alardim bakkaldan, adamin gozu parlardi beni gorunce. her gun de alinir mi be cocuk, plastik top mu yiyorsunuz evde?
rüzgarda çabucak uçan top. küçükken iğne yardımı ile delerdik biraz ufalırdı daha güzel bir şekle gelirdi, havasıda tamamen sönmezdi güneşe bıraktığınız zamanda kendiliğinden şişerdi çocuktuk şaşırırdık işte.
satın alınırken, havaya fırlatılıp yamukluğu test edilen toptur. havada sekiz çiziyorsa almazsınız.
cocuklugumuzda en keyifli anlar geciren bir toptur bu. oyle plastik deyip gecmeyin. okulda tenefus aralarinda az mi oynardik? mahalledeki arkadaslarimizla az mi kavga ederdik bu top yuzunden? "topu sen patlattin, parasini ode lan, anneme soyliycem seni" gibi cumleleri bize soyletmemis midir? "ulan ne gunlerdi be" diye ic geciriyor insan. az cam kirmadik bu plastik toplarla.
bazende üzeri 1-2 top koli bandı ile kaplanarak ağırlaştırılan toptur. rüzgarda çok uçar yoksa.
patlatan parasını öder şartıyla maçlara başlanılan toptur. şayet patlarsa mahallede veletlerin kaçışmasını izlemek keyiflidir.
bakkalların geçim kaynakları.
nerede satıldığını çok merak ettiğim, koskoca semtte * arayıp bulamadığım , çocukken nereden aldığımızı hatırlamaya çalıştığım ve bu yüzden beni gerilime sokan şey.
çocukken en pahalı gelen şeylerden biriydi. filelerin içinde bakkal amcanın dükkanının önünde asılı dururdu.
(bkz: patlak plastik topu kafaya takmak)
(bkz: top benim)**
(bkz: asya plastik)
(bkz: plastik top kokusu)
(bkz: plastik topun yamuk olduğunu anlama teknikleri)
çocukken haftada en az üç kere patlatılan toptur efendim. harçlık dayanmıyordu merete, neyse ki büyüdükte kurtulduk.
delindiği zaman üzerine sabun sürülüp yamanan top çeşidi. sobanın yanında kalırsa yamulur. buna çocuklar arasında sibekleşme denir.
9 katlar vardı eskiden.onlar zor patlardı.sıradan bir plastik top alınacağına.arkadaşlar arasında para toplanıp teneffüs saatinde 9 kat almaya gidilirdi.
ilk alındığında pislenmesin diye yerde oynanmayan hep elde taşınan tptur. tabii ilk oynandığı gün de dikene çarğıp patlardı ve üzerdi.
bu topun sibobu tıpa görevindedir. yani top iğnesi geçirilerek şişirilmez. buna mütakiben bir adet tirbüşon yardımıyla topun tıpası çıkarılır, havası indirilir. elde bulunan herhangi bir patlak futbol topunun sibop bölgesi kesilir ve havası indirilen plastik top içine koyulur. sonra pompa yardımıyla şişirilir ve çıkarılan tıpa yerine takılır. elimizde eskisinden sert ve dayanıklı bir futbol topu vardır. güle güle oynayındır.

(bkz: faydalı bilgiler)
patlamış olan plastik top kesilerek kafaya geçirilir ve salak salak mahalle arasında koşulurdu..
artık söbü (elips ya da yumurta) şeklinde üretilen top.
havaya diktiğin zaman yanar dönerdir.
9 kat olanı tercih edilir lakin o da patlar zalimce.
*
topa abanıldığında, kendini tusubasa sanmana sebep edecek, yuvarlak plastik.
düz mü gidiyo yamuk mu gidiyo diye havaya atılıp testten geçirilir (genelde de yamuktur).
sokak arasında maç yaptığımız çocukluk döneminde sahip olunması en çok mutluluk veren şeylerden birisiydi.
maddi sebeplerden ötürü ekmek alacak paranın olmadığı dönemleri yaşayan bir ailenin çocuğu olmak, ucu paraya dayanan birçok eğlenceyi kısıtlıyordu. bu yüzden bir plastik top almak bile büyük olay haline gelirdi ve arkadaşlara arasında prestij sahibi olunurdu o dönemlerde.
bakkala gidilip filenin içindeki en düzgün topu seçmek için yoğun çaba sarfedilir, yere sektirip havada döndürerek yamuk olup olmadığı anlaşılır, oynarken patlamaması için dikkat edilirdi. patladığında ise büyük bir üzüntü sebebi olmuştur bu nesne.
komşunun bahçesine yada balkonuna kaçan topu isteme olayında ise eğer asabi komşulara sahipseniz birçok kez şu klişeye tanık olunmuştur; keserim topunuzu, gidin başka yerde oynayın!. içinizden saydırırsınız küfürleri, çoğu zaman geri verilir fakat bazı arızalı şahsiyetler gerçekten keserler topları ve leşi çocukların önüne atarlar. bunun bir sebebide çocukların yaramazlıkta sınır tanımayıp mahalle sakinlerinin asabiyet sınırlarını zorlamalarıdır.
bunların hepsi ve daha fazlası biraz önce oturduğum odanın balkonuna kaçan topunu isteyen çocukların endişeli yüzlerini gördükten sonra aklıma geldi. şakasına olsada diyemedim keserim lan topunuzu pöykürmesini, verdim oynasın veletler.
bu da insanın yaşlandığını anladığı anlara bir örnek oluşturuyor galiba.
güncel Önemli Başlıklar